Sosyal medyada ilgi çekmek için hayvan öldürenler

Sadece vahşice hislerle işlenmiş ve sosyal medyada yer bulabilen hayvan hakları ihlalleri ufak tefek cezalara çarptırılmaya devam edecek. Diğer konularda olduğu gibi hayvan cinayetlerinde de acının ağırlığı tartılıp ona göre tepkiler ve cezalar yağacak.

Abone ol

Sosyal medya, kendinden önceki iletişim araçları olan radyo ve televizyon gibi tek taraflı bir iletim aracı değil. İnsanlar artık izleyici veya dinleyici oldukları pasif konumu terk edip aynı zaman da üretici de olabiliyorlar. Hatta sosyal ağlar tasarımı itibariyle sizin pasif konumda olmanızı değil bir şeyler üreterek, paylaşarak aktif katılımınızı öngörüyor. Sizi buna zorluyor. Siz de paylaşacak neyiniz varsa onu paylaşıyorsunuz. Bu, yeri geldiğinde yemek yediğiniz veya tatil yaptığınız bir mekanın fotoğrafı yeri geldiğinde de kendi videonuz oluyor.

Son yıllarda sosyal medyada yapılan paylaşımlar sadece yukarıda saydığım gibi sıradan ve zararsız içeriklerden de oluşmuyor. Hafızalara kazınan en dehşet verici örnek bir yıl önce Yeni Zelanda’da yaşanmıştı. Cuma namazı esnasında camiyi basan bir saldırgan 49 kişiyi öldürmüş ve yaptığı bu katliamı sosyal medya hesabından canlı yayınlamıştı. Saldırının politik ve toplumsal boyutunun yanı sıra kullanıcıların üye oldukları sosyal ağlarda anlık olarak yayın yapabilme özelliği de çokça tartışılmıştı. Belki de benzer yayınlar, Türkiye’de de hırsıza yol gösterir oldu. Hayvanlara yapılan işkence görüntüleriyle karşılaşma sıklığımız ne yazık ki artmaya başladı.

YAYINLANAN ŞİDDETİN GEREKÇESİ İLGİ ÇEKMEK

Türkiye’de hayvan hakları ihlalleri hiçbir zaman son bulmamış olsa da vahşetin bu kadar görünür olduğu başka bir dönem olmamıştır. Ülkenin her yerinden gelen işkence ve cinayetlerden sosyal medya aracılığıyla haberdar oluyoruz. Söz konusu görüntüler de bir güvenlik kamerasına veya yoldan geçen birinin gizli çekiminden gelmiyor. Hayvanlara işkence eden ve onları vahşice öldüren kişiler, çektikleri fotoğraf ve videoları bizzat kendileri sosyal medya hesaplarında paylaşıyor. Kabukları çekiçle kırılan kaplumbağalar, patileri kesilen köpekler, arabaların arkasına bağlanan eşekler, parçalanan sıpalar… Katiller, uyguladıkları şiddeti ve vahşeti gizlemeye değil bilakis daha fazla insana ulaştırmaya çalışıyorlar.

Karşılaştığımız son olayda İzmir’in Menderes ilçesinde Mehmet Can isimli bir kişi, sosyal medya hesabından yaktığı köpek fotoğrafını paylaşıp şu notu düşmüş: “Yakınca böyle oluyormuş demek ki”. T24’teki habere göre de emniyet ifadesinde “Köpek zaten ölüydü. Sosyal medyada ilgi çekmek amacıyla yaptım” demiş. Bu olaydan yaklaşık bir hafta önce de Ankara’nın Haymana ilçesinde Berat Kaya, köpeklerine bir sıpayı parçalatıp o anları telefonuyla görüntülemiş ve videoyu sosyal medyada paylaşmıştı.

Hayvanların bilinçli olarak canlarını yakan, işkence eden, öldüren, yakan, ölüsünü parçalayan insanların yine aynı bilinçle ürettikleri ‘içerikleri’ de hiç gocunmadan servis ettiklerini görüyoruz. Muhtemelen temel motivasyonları da ilgi çekmek, sosyal medyada var olmalarının sebebi olan içerik üretme ve paylaşma isteğini dindirmek, paylaşım yapma modasının dışında kalmamak…

SOSYAL MEDYA PARADOKSU

Bu olaylara diğer tarafından bakacak olursak aslında hayvana şiddet haberleri, yabancı olmadığımız konular olmakla birlikte görünürlüğü sosyal medya öncesi dönemde daha düşüktü. Bir muhabirin haberdar olması ve bu olayları haberleştirmesine dayanıyordu. Belki de gazetede bu habere yer ayıracak alan kalmadığı için veya televizyonda bültene sıkıştıracak süre kalmadığı için her birinden de haberdar değildik. Sosyal medya ve internet tabanlı haber ağlarıyla birlikte olayın rengi biraz daha değişti. Bu haberler kendilerine daha kolay yer bulabilir oldu.

Sosyal medyada paylaşım yapma güdüsü, hastalıklı zihinleri bu tür vahşetlere yönlendirse de diğer taraftan onların tespit edilmesi için de aslında bir radar işlevi görüyor. Paylaşım yapacak ‘içerik’ üretme baskısı işkencelere sebep olurken, yapanların yakalanmaları için de bir araç.

KİM BU İŞKENCECİLER? NEREDEN GELDİLER?

İşkenceciler biziz. Hiçbiri de başka bir yerden gelmedi. Her biri bu toplumun değerleriyle, bu toplumun içinde yetişen bireyler. O bireyler, televizyon dizilerinde elinden silah düşmeyen rol modelleri izleyip onlar gibi ‘sert’ olmaya özendirilen, zehirli erkeklik çukuruna atılan; kürsü dokunulmazlığının arkasından siyasi rakibini linçle, kaba kuvvetle tehdit edilen milletvekillerine oy veren bireyler. O bireyler, şiddet içeren ‘ücretsiz’ şiddet içerikli bilgisayar oyunlarında saatlerini geçiren, sosyal medyada akranlarına zorbalık yapan bireyler. O bireyler, ekranlarda gördükleri kurguyla gerçeği ayırt edecek donanıma sahip olmayan; gerek aile içinde gerek toplumsal ilişkilerde şiddetin bir çözüm aracı olarak kullanıldığını gören, şiddet uygulayanın istediğini aldığını ve yanına kar kaldığını deneyimlemiş bireyler. O bireyler, bu toplumun kendi yarattığı bireyler. Rakel Dink’in de dediği gibi bebekten katil yaratan karanlıktan çıkıp gelen bireyler.

'ADALET DEDİĞİNİZ O KADAR DA ADİL BİR ŞEY DEĞİL DEMEK Kİ'

Ferhan Şensoy’un Pardon filminden hatırlarsınız bu repliği. İşlemedikleri suçtan dolayı yıllarca tutuklu kalan üç arkadaşın hikayesiydi. Hayvanlara işkence konusunda da tam tersi söz konusu: Ortada bir suç var ancak ceza alan kimse yok. Örneğin köpeklerine sıpayı öldürten Berat Kaya, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Sosyal medyada olaya karşı büyüyen tepki sonrasında aynı kanunları uygulanan aynı hakimler bu sefer Kaya’nın tutukluluğuna karar verdi. Tutuklansa ne çare; biliyoruz ki bu olayın ateşi küllenmeye döndüğünde o kişi serbest bırakılacak ve muhtemelen ufak bir miktar para cezasıyla paçayı yırtacak. Toplum adına yargılama yapan mahkemeler de bir sonraki benzer olayda toplumun gazını almak için yine benzer tedbirlere başvuracak.

Sadece vahşice hislerle işlenmiş ve sosyal medyada yer bulabilen hayvan hakları ihlalleri ufak tefek cezalara çarptırılmaya devam edecek. Diğer konularda olduğu gibi hayvan cinayetlerinde de acının ağırlığı tartılıp ona göre tepkiler ve cezalar yağacak. Toplumun genelini öfkelendiren bir başka hayvan işkencesi videosuna kadar bu konu unutulacak. Toplumsal baskının çok yükseldiği bir zamanda da iktidar partisi, yeni hayvan hakları kanunu üzerine çalıştığını ilan edecek ancak yine hezeyanlarımız bitip hayatın normal akışına döndüğümüzde ellerimizin bomboş olduğunu göreceğiz. Bu vahşet görüntülerinin üreticileri idari para cezalarıyla yakayı kurtaracaklar.

Hayvanları vahşice katledenler siyasetçilerden öğrendikleri, bilinmeyeni suçlama söylemini mahkemeler ödüllendirecek. “Sosyal medyada ilgi çekmek için yaptım” cümlesinin ardından 'hem, zaten, bir daha, yemin ederim, ben aslında' gibi bağlaç ve söz öbekleri art arda dizilip pişmanlıklar hüzünlü bir ses tonuyla savunulacak. Teknolojinin kurbanı oldukları, bir cahillik yaptıkları büyüklerince değerlendirilip bu defaya mahsus –neyse ki yasalar buna uygun- geçiştirilecek.

SOSYAL MEDYA VASITASIYLA HABERDAR OLDUĞUMUZ BAZI HAYVAN HAKKI İHLALLERİ

İnternette hızlıca bir haber taraması yapıldığında sosyal medyada paylaşılan hayvan cinayeti ve işkence pratiğinin hiç de az olmadığı görülüyor. Toplumdaki çürümeyi hatırlatmak amacıyla ülkenin dört bir yanından kısa kısa birkaç haberi özet olarak paylaşıyorum.

Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde av sezonu harici tavşan avlayan bir kişi, yaraladığı tavşana işkence yaparken çektiği videoyu sosyal medya hesabında “Bugünkü avımız kaçamadı” notuyla yayınladı. Şahsa, 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu’na muhalefetten işlem yapılacağı belirtildi. (Sabah)

Afyonkarahisar’da O. B. adlı bir kişi, yolda yürürken kendisini rahatsız ettiğini öne sürdüğü köpeği öldürüp fotoğrafını sosyal medya hesabında paylaştı. Paylaşımı sonrası gözaltına alındı. (Sabah)

Diyarbakır’ın Hani ilçesinde kimliği belirsiz bir kişi, Alman kurdu cinsi köpeği iple ağaca asarak öldürdü. Kameraya aldığı görüntüleri sosyal medyada yayınlayan kişi aranıyor. (Hürriyet)

Eskişehir Osmangazi üniversitesinde okuyan C.A. kedisini öldürürken videoya çekip Facebook'ta paylaştı, ölüm videosunu izleyen hayvanseverler ayaklanınca C.A. ortadan kayboldu. (T24)

Malatya'da üniversite öğrencisi Ömer D. evinde beslediği köpeğinin üzerine deodorant sıktığı anların görüntüsünü sosyal medya hesabından paylaştı. Ömer D.'nin köpeğe işkence olarak görülen videosu sosyal medyada tepkiye yol açtı. (Hürriyet)

Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde pitbull cinsi köpeği kullanarak yuvasından çıkarttıkları, koruma altındaki oklu kirpiyi sopayla vurarak öldüren ve videoya çekip sosyal medyada paylaşan 3 kişiye 19 bin 165 TL idari para cezası verildi. (Hürriyet)