SPoD raporu: Salgında LGBTİ+’ların talep ve ihtiyaçları görünmez kılındı

SPoD'un Covid-19 raporunda salgın boyunca yaşam hakkı başta olmak üzere eğitim, sağlık ve çalışma gibi diğer haklara erişimde yaşanan sorunlar özetlendi. Raporda, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın LGBTİ+’lara yönelik bir acil eylem planı olmadığı belirtildi.

Abone ol

Ogün Akkaya

KOCAELİ - Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD), 11 Mart 2020-11 Haziran 2020 tarihi aralığındaki verilerin yansıtıldığı, “Covid-19’un Üç Ayında LGBTİ+’lar” isimli pandemi raporunu yayınladı. Pandemi sürecinde LGBTİ+ bireylere yönelik nefret söylemlerinin yaygınlaştığı ve evlere kapanmak zorunda kalınmasının ev içi şiddeti arttırdığı vurgulandı. Pandemi sürecinde özellikle ev içi şiddet ve sosyal yardımlar gibi konularda başvuru sayısının iki katına çıktığı belirtildi.

PSİKOLOG AĞI ÖNEMLİ BİR DESTEK SİSTEMİ OLUŞTURDU

LGBTİ+’ların güvenli psikolojik desteğe erişiminde pandemi öncesinde de zorluk yaşandığı, pandemi sürecinde ise buna ek olarak ev ortamında birlikte yaşadıkları kişilere açık olmamak veya açık olma durumunda da baskı altında olmak, kişiler için psikolojik desteğe erişimdeki zorluklardan bazıları olarak yer aldı. Bireysel ve psikolojik destek sağlayan Psikolog Ağı’na ek olarak Psiko sosyal Destek Alanı’nda LGBTİ+ Danışma Hattı, Mesafesiz Sohbetler ve Sosyal Hizmet Birimi’nin pandemi sürecinde önemli bir destek sistemi oluşturduğu belirtildi.

KRİZDE İLK GÖZDEN ÇIKARILAN KESİM

Pandemi sürecinin LGBTİ+ topluluğu açısından hak ve hizmetlere erişimde ayrımcılık ve eşitsizliklerin arttığı bir dönem yaşandığı, “LGBTİ+’ların krizde ilk gözden çıkarılan kesimler arasında olması nedeniyle artan işsizlik ve ücretsiz izinler, sosyal yardımlara olan ihtiyacı artırmıştır. Seks işçileri bu süreci daha ağır yaşamak zorunda kalmıştır” denildi.

NEFRET KAMPANYALARI SIKLAŞIP YAYGINLIK KAZANDI

İlgili kurumların hak temelli bir yaklaşım geliştirmemiş olması, LGBTİ+’ların talep ve ihtiyaçlarının görünmez kılınarak, topluluğun temelde korumasız bırakıldığı, nefret söylemlerinde önemli bir artış gözlendiği belirtildi. Medyada ve sosyal medyada yer alan nefret kampanyaları sıklaşıp yaygınlık kazanırken, yetkililerin de bu söylemlere ortak olduğu, bunlar arasında en öne çıkan nefret söylemi ise “Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın 24 Nisan 2020’de LGBTİ+’ları hedef gösteren ve HIV ile yaşayanları damgalayan Cuma hutbesi” olarak belirtildi.

AYRIMCILIĞIN KURUMSALLAŞTIRILMASINA ŞAHİT OLDUK

İlgili kurumların hak temelli bir yaklaşım geliştirmediği, hem yetkililerin açıklamaları hem de basın kuruluşları ve sosyal medyadaki nefret kampanyalarıyla sistematik olarak hedef haline getirildiği belirtilen raporda, “Devletin her kademesindeki yetkililerin Diyanet İşleri Başkanı’nın yanında olduklarına dair açıklamalarıyla ayrımcılığın kurumsallaştırıldığına şahit olunmuştur.” ifadelerine yer verildi.