Dünya 20 Eylül günü İklim Grevi'ndeydi. Avustralya'dan,
Almanya'ya, Brezilya'dan Türkiye'ye dünyanın çeşitli yerlerinde
sokaklara çıkanlar yaşanan iklim krizine dikkat çekerken başta
dünyayı yöneten politikacılardan, büyük sermaye sahiplerinden
gezegenin tüm paydaşlarından küresel ısınmayı azaltacak somut
önlemler almaları yönündeki taleplerini iletti. Dünyayı
ilgilendiren ırkçılık ya da cinsiyet eşitliği gibi konularda
konuşmaktan çekinmeyen spor dünyasının önemli sporcuları bu konu
hakkında sessizdi. Belki de ben bu satırları yazarken eylemlere
katılan, destek veren isimler ortaya çıkmış olabilir.
HER DEPLASMAN UÇUŞU KRİZ NEDENİ
Spor ekonomisi dünyanın en büyük ekonomilerinden biri.
Ekonomisinin büyüklüğünü sürdürülebilir üretimdense sürekliliği
sağlanmış tüketime borçlu. Özetle bacasız sanayii. Sürekli bir
tüketme ve tükettirme hâli var. Tüketme biçimlerinin de iklim
krizini hızlandırdığını söylemek çok da haksız olmaz. Küresel
Isınmayı artma nedeni olan karbon salımının gerçekleştirdiği en çok
yerler de uçuşlar. Uçuşların gerçekleşmesi için yapılan işlemler,
uçakların üretildiği fabrikalar, hava alanlarının üretiminde ve
içinde verilen hizmetler de eklendiğinde havacılık endüstrisinin
ürettiği sera gazı dünyanın tamamının %5'ine tekâbül ediyor. 30 yıl
sonra bu rakamın 3 katına çıkması bekleniyor.
FIFA - FIBA - UEFA
Dünya üzerindeki uçuşların en azından dörtte biri spor amaçlı
yapılıyor olabilir. Muhtemelen Olimpiyat Oyunları ve Dünya Kupası
gibi büyük organizasyonlar sırasında daha da artıyordur. Yani spor
dünyası dünyaya salınan sera gazının en büyük sorumlularından biri.
Bu konuda sporun yönetimini üstlenen kurumlara baskılar
yapılabilir, sorgulanabilir. Örneğin FIFA'nın uluslararası partneri
QATAR Hava Yolları, FIBA Euroleague'in ise ana sponsoru Türk Hava
Yolları. Bu iki havayolu şirketinin sitelerinde çevreye duyarlı
oldukları yönünde aldıkları sertifikalara ve hangi uluslararası
genelgeleri takip ettikleri yazıyor. Belki sene içinde en azından
spor müsabakaları için kaç kere uçtuklarını ve bu uçuşlardaki sera
gazı salımlarının oranlarını hesaplayabilir, bunun ilerleyen
yıllarda ne kadar düşürülebileceğine dair çalışmalar da görmek
isteyebiliriz. FIFA ve FIBA kendi sponsorlarına özellikle bu konuda
çeşitli baskılar uygulayabilir. Ancak bunun gerçekçiliği de
tartışmalı tabii ki. Örneğin dünyanın en büyük bir başka spor
organizasyonu olan UEFA'nın, fosil yakıtlara karşı bir söylemde
bulunmasını beklemek hayalcilik olur. Çünkü sponsorlarından biri
Kuzey Kutbu'nda petrol çıkarma çalışmaları sırasından Greenpeace
tarafından protesto edilen enerji şirketi Gazprom, diğeri de
Nissan.
Bu konuda kulüpler düzeyinde bazı şeylerin beklentisine girmek
çok daha mümkün görünüyor. LİMAK İNŞAAT'ın sahibinin Federasyon
Başkanı olduğu düşünüldüğünde TFF'ye dair beklentiler sıfıra
yaklaşabilir. Belki stadyum standartları içine çevreye duyarlı olma
ve yenilenebilir enerji üretme koşulları koyabilirler. Belki de en
azından sponsor firmanın verdiği otobüslerin hibrid araçlar
olmasına ya da daha çevreci araçlar olmasına dikkat edilebilir.
Kulüplerin stadyumları üzerinden bu konuya dokunmak çok daha
kolay.
STADYUM YAPAMAZSIN DEMİYORUM
2007 yılından bu tarafa Türkiye'de 25 yeni stat inşa edilirken,
Avrupa’nın bu süreçte en fazla stadyum yapan ülkesi unvanına sahip
oldu. Ancak bu stadyumlardan
bilinen (çünkü diğer stadyumların detaylarına ulaşmak pek de kolay
değil) yalnızca üç tanesi çevreye duyarlılığa öne çıkıyor.
Beşiktaş'ın Dolmabahçe Stadyumu, Antalya Stadyumu ve söylenene göre
Trabzonspor'un Akyazı Stadı. Beşiktaş ve Antalya stadyumları
çatılarındaki güneş panelleriyle enerji üretiliyor. Antalya şehri
elektriğinin bir kısmını buradan kullanıyor. Beşiktaş'ın yeni
stadyumu da “fotovoltaik sistem ile güneşten elektrik elde etme,
çatı ve yapıya düşen yağmur suyunu depolayarak kullanma, yeşil bina
sertifikalı yapı ürünlerinin kullanımı, klimalarda ozon dostu gaz
kullanımlı cihazların seçimi, kapalı mekanlara yüzde yüz taze hava
veren klima gibi pek çok yeniliğe ev sahipliği" yapıyor. 25 stadyumdan
sadece 3 tanesinin bu yönleriyle öne çıkması da stadyum yaparken bu
konuların çok da göz önüne alınmadığını hissettiriyor. Ben zaten
kimseye stadyum yapamaz demiyorum, çevreci yapsana diyorum.
EN ÇEVRECİ DOSTU STADYUMLAR NEREDE?
Dünyada durumlar nasıl derseniz, bir çok ülkede uzun süreden
beridir stadyumlar yenilenebilir enerji kaynaklarının hem üreticisi
hem tüketicisi. Solarplaza.com sitesi 2017'de
yayınladığı listede dünyada güneş enerjisi üreten 50 stadyumu
sıralamış. Üretebildiği 1.400 KW
elektrik kapasitesiyle 5600 güneş paneline sahip Antalya stadı
sıralamada 9. sırada yer alıyor. Solarplaza sitesi her ne kadar
Avrupa sıralamasına Antalya'yı dahil etmemişse de bu listede de
Ajax Amsterdam Arena ve Dortmund Signal Iduna Park stadyumlarını
geride bırakarak ikinci sırada yer alıyor. Ajax stadyumunun
koltukları yüzde yüz geri dönüştürülmüş madde üretimi.
Dünya sıralamasında 9000 KW kapasitesiyle ABD'deki Indianapolis
Motor Yarışları Pisti bir numarada yer alıyor. 2014 Dünya Kupası
finalinin oynandığı Rio de Janeiro'daki Maracana Stadyumu listeye
29. sıradan girebilmiş. Turnuvanın oynandığı Brasilia'daki Estadio
Mane Garrincha Güney Amerika stadyumları arasında en çok güneş
enerjisi üreten stadyum olarak zirvede. FIFA 2022 Dünya Kupası'nı
"sıfır karbon emisyonlu turnuva" yapmak için Katar'a inşa edeceği
stadyumlara sıfır karbon emisyonu şartı koymuştu. O stadyumları
inşa etmek için zor koşullarda çalıştırılan ölen işçileri iklim
mücadelesi gazisi olarak düşünüp avunalım mı!?
2006 Dünya Kupası'nın ev sahibi Almanya, o yıl „Yeşil Hedef“
sloganıyla turnuva organizasyonunu çevreci bir kimlikle
buluşturmaya çalışmıştı. O dönem Franz Beckenbauer önderliğinde
alınan karar pilot proje olarak uygulanmıştı. EURO 2024'ün ev
sahipliğini de yapacak olan Almanya, Darmstadt'taki Ekoloji
Enstitüsü ile bir araya gelerek stadyumların sera gazı salımlarını
minimuma indirmek için çalışacaklarını bunun için yatırımlar
yapacaklarını açıkladı bu senenin başında.
VEGAN FUTBOL KULÜBÜ
Bir spor/futbol kulübü futbol stadyumunu ya da spor salonunu
çevreye duyarlı inşa etmek dışında neler yapabilir? Bakın burası
çok önemli: Yapısal değişiklik! Elbette ki bu konuda hedef kitlesi
büyük çapta olan camiaların adımlar atması kolay karşılanabilecek
bir beklenti değil. Ancak gerçekleşmesi çok da zor değil. İngiltere
2. Ligi takımı Forest Green Rovers, 2010 yılında yenilenebilir
enerji şirketi Dale Vince'in takımın en büyük hissedarı olmasını
takip eden 3. ayda başkan olmasıyla dünya üzerindeki en yeşil takım
unvanıyla karşımıza çıkıyor. Kulüpte aklınıza gelebilecek her şey
yenilenebilir maddelerden üretilmiş. Futbolculara verilen
yemeklerde vegan diyetler uygulanıyor. Formalarının üretiminde
yüzde elli bambu kullanılıyor. 2011'den itibaren stat çimlerinin
tamamen organik yöntemlerle yetiştirilmesinden itibaren başlayan
stadyum yenilemelerini 180 güneş paneli takılması devam ettirdi.
Tabii ki bunlar şimdilik spor dünyası için küçük Forest Green
Rovers ve sevenleri için büyük bir adım. ( Forest
Green Rovers )
PEKİ YA BİREYSEL İNİSİYATİF ALANLAR?
Kurumlar, takımlar, stadyumlar bireysel olarak atılan adımlar
olmaktan uzaklar. Futbolcular ve sporcular bunun en sessiz kısmı
olarak gözümüze çarpıyor. Ya da mesajları ulaşmıyor ya da
ulaştırılamıyor. Ve fakat dünyanın en çok parasını kazanan
insanların, o paraları kazanma nedenlerinin bir kısmı petro-kimya
endüstrisine dayanırken bir anda çark edip temiz enerji
propagandası yapmaları da ütopik kalıyor. Örneğin bir takımın
sponsoru Petrol Ofisi ise o takımın yıldızından fosil yakıtlara
hayır çağrısı sporcu için kötü sonuçlar doğurabilir. Yine de o
sporcuların en azından evlerinde çöpleri ayırdıklarını umalım.
Aktif sporcular arasında gözünüze ilişen olursa bana iletirsiniz
ama aktif olmayan sporculardan bir örnek var fosil yakıtların
kullanımını azaltmaya yönelik çalışmaları olan. Fransız Milli
futbolcu Mathieu Flamini, 2008 yılında aktif ve üst düzey futbol
oynadığı dönemde Pasquale Granata ile GF Biochemicals adında,
hedefi fosil yakıt bazlı üretimlere alternatif olarak biyo temelli
levulinik asit ile gerçekleşecek yüksek potansiyele sahip bir
üretim teknolojisi yaratmak. Görevleri olarak da petrol temelli
üretimin yerini almayı belirlemişler. Flamini döneminde iyi bir
defansif orta saha oyuncusuydu bu konuda da iyi savunma
yapacaktır.
Dünya'nın iklim grevine gittiği dönemde spor dünyasının
suskunluğunun nedenini bilemem ancak spor dünyası kendi
gerçekliğini var edebilmek için yarattığı sera gazı salımını en aza
indirmek için büyük de bir ekonomik pastaya sahip olmasının da
etkisiyle bazılarının kapital, bazılarının da radikal olduğu
kararlarla ama samimi ama değil uzun süredir, iklim için ses vermek
adında bir çaba içinde diyebiliriz.