Stalin ile Churchill arasında: Londra günlükleri
SSCB Londra Büyükelçisi Mayski'nin günlükleri bir döneme ışık tutuyor. Lloyd George, Ramsay MacDonald, Kral V. George, VIII. Edward, Bernard Shaw, H.G. Wells, Joe Kennedy gibi pek çok siyasetçi, aydın ve yazarın da isminin geçtiği günlükler, 30’ların Avrupası’nı anlamak, özellikle sosyal ve siyasal bağlamda fikir edinebilmek için önemli bir kaynak.
İvan Mihayloviç Lyahovetski 7 Ocak 1884’te eski bir Rus şehri olan Kirillov’da, asilzadelerin çocuklarına özel öğretmenlik yapan bir babanın oğlu olarak dünya gelir. Polonyalı Yahudi olduğu bilinse de, okulda Ortodoks eğitimlere katılmaktan imtina etmeyen İvan, ölümüne değin Yahudi kimliğini gizler. Babasının muhalif kimliğinin ve 1900’lü yılların başına denk düşen Rus politik bilinçlenmesinin de etkisiyle “sosyalizmle” tanışan İvan, 1909 yılında Almanya’da sürgünde iken “Mayıs’a ait” anlamına gelen Mayksi ismini benimser. Bu dönemle birlikte Mayski olarak tanınır, bilinir. 1917 Şubat Devrimi’nin hemen öncesine kadar yurtdışında sürgünde bir yaşam sürmek zorunda kalan Mayski, o günlerde Menşeviklerin içindedir. İlerleyen süreçte Bolşeviklere katılmak isteyen Mayski, Lunaçarski’nin aracılığıyla Lenin’e mektup yazar. Politbüro’da kabul edilen Mayksi’nin üyeliği, ona ekonomi üzerine çalışma yapmasının kapılarını açar. Çabası ve bilgisiyle dikkati çeker. 1925 yılında Sovyetler Birliği’nin Londra’daki büyükelçiliğine müsteşar olarak tayin edilir. İki yıl sonra Sovyetler Birliği-İngiltere arasındaki diplomatik ilişkilerin kopmasıyla Tokyo Büyükelçiliği’ne müsteşar olarak atanır. Japonya günlerini, “Olağanüstü bir biçimde Doğu Ortaçağı’nı en modern Amerikanizmle birleştiren özgün bir ülke.” sözleriyle dile getiren Mayski, 1929 tarihine kadar bu ülkede kalır. O tarihten sonra Helsinki’deki Sovyet Büyükelçiliği’ne orta elçi olarak atanır. 1932 yılına kadar bu ülkede görev yapar. Ta ki tekrar Londra’ya ama bu kez Sovyet Büyükelçisi olarak gidene kadar…
Daha önce herhangi bir ülkede tam yetki ile elçilik görevinde bulunmayan birinin bu göreve tayini Sovyet diplomasisinde büyük etki yaratır. Mayski, mizacına ve hırsına son derece uyan bu tayin ile yeteneklerinin ve statüsünün kabul edildiğini düşünür. O tarihte babasına yazdığı mektupta Londra için, “…bir dünya merkezidir.” der. “Dünyanın diğer merkezi, Moskova’dır. Benim bu iki dünya sisteminin kesişme noktasında çalışmam gerekiyor. Bu nedenle, bütün zamanımın ve enerjimin Sovyet dünyası ile kapitalist dünyanın aynı zamanda var olmasından kaynaklanan pek çok sorunla uğraşmaya gitmesinde şaşılacak bir şey yok.” diye devam eder.
Dönem, Rus Devrimi’ne karşı bir süredir yürütülen “Haçlı Seferleri”nin başını çeken Avrupa Kapitalizmi’nin ve onun en gözde ülkesi İngiltere’nin Sovyetler Birliği’ne karşı “gizli” bir savaş yürüttüğü yıllardır. Aynı tarihlerde Nazizmin yükselişi gerçekleşmiş, neredeyse, Hitler’in iktidarı kesinleşmiştir. Avrupa fokur fokur kaynamaya başlamıştır. Böylesi bir süreçte Mayski, Londra’ya Sovyetler Birliği Büyükelçisi olarak tayin olur.
MAYSKİ'NİN GÜNLÜĞÜ...
1932’den 1943’e kadar Sovyetler Birliği’nin Londra Büyükelçisi olarak görev yapan İvan Mihayloviç Mayski, görev yaptığı süre boyunca günlük tutar. Dönemin İngilteresi’ni, Sovyetler Birliği’ni, bürokrasiyi, devletler arası ilişkileri, sosyalizmi, kapitalizmi, 30’ların sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik gelişmelerini Mayski’nin tuttuğu notlarda görmek ve anlamak mümkün. Kaldı ki bu günlükler, gerek Sovyetler’de, gerekse de II. Dünya Savaşı yıllarında görev yapmış üst düzey yöneticilerin tuttuğu az sayıda günlükten biri. O dönemde, ve sonrasında da tabii, günlüklerin bir başkası veya düşman devletler tarafından bulunması çok hayırlı sonuçlar doğurmazdı. Nitekim 1953 yılının Şubat ayında (Stalin’in ölümünden üç hafta önce) İngiltere hesabına casusluk yapmak suçlamasıyla Devlet Güvenliği Bakanlığı tarafından tutuklanan Mayski’nin günlüklerinin ele geçirilmesi onun başına ziyadesiyle büyük problemler açar. Kısa süre sonra aklandığında bile bu günlükler, “muhtelif resmi materyaller içerdiği” gerekçesiyle sahibine verilmez. Mayski’nin ölümü ile birlikte de bu günlükler unutulur gider. Ta ki 1993 yılında bulunana değin…
1993 yılında Gabriel Gorodetsky, İsrail ve Rusya dışişleri bakanlıklarının ortaklaşa desteğiyle, Sovyetler Birliği – İsrail arasındaki ilişkileri araştırmaya koyulur. 1947 yılında Sovyetler Birliği’nin Filistin konusunda verdiği kararda Mayski etkisini görünce, bu şahıs üzerine yoğun olarak eğilir. Arşiv görevlisinden bu isme ait dokümanları istediğinde karşısına günlükler çıkar. “Sovyet arşivlerinde, II. Dünya Savaşı ve bu savaşın kökenlerine yeni bir ışık tutan; bu denli geniş kapsamlı, değerli ve hacimli başka bir kişisel belge yoktur.” diye yazar Gorodestky… Mayski’yi özel yapan husus ise, sıklıkla basını kullanarak kamuoyu yaratmaya çalışması ve bu yol ile yaygın görüşleri manipüle etmeyi başarabilmesidir. “Halkla ilişkiler” diye bir kavramın henüz tedavülde olmadığı yıllarda, mükemmel ilişkilere sahip olan Mayski, “sıradan” milletvekillerinden gazetecilere, sendikacılardan sanatçılara, yazarlardan aydınlara her kesimle temas eder. Günlüklerinde pek çok kişiden ve onların ilişkilerinden bahseder. İnce zekâsı, olaylara derinlemesine bakan gözlem gücü ile etki yaratmayı başaran Mayski’nin günlükleri bir bürokrattan öte, bir yazarın anılarını andırıyor. Dili sade ve etkileyici. “Siyasi çevrelerde büyük bir heyecan egemen. Çok yakında, Almanların Hollanda’ya saldırması bekleniyor.” diye yazıyor, 13 Nisan 1940’da Mayski. Aynı zamanda bir 30’lu yıllar (40’lı yılların da başı) tarih kitabı olarak da okunabilecek çalışma, dikkate değer.
Çalışma şeklinden anlaşıldığı kadarıyla Mayski, olayları gerçekleştiği günün akşamı daktiloyla yazmıştır. Lloyd George, Ramsay MacDonald, Kral V. George, VIII. Edward, Bernard Shaw, H.G. Wells, Joe Kennedy gibi pek çok siyasetçi, aydın ve yazarın da isminin geçtiği günlükler, 30’ların Avrupası’nı anlamak, özellikle sosyal ve siyasal bağlamda fikir edinebilmek için önemli bir kaynak.