Stran ve dil
Bir sanatçı, müzik makamlarını, notaları ve müziğin diğer özelliklerini bildiği gibi, Kürt dilinin üslup ve özelliklerini, şarkıların sözlerini de buna göre gözden geçirmelidir.
Kürt kültüründe en güçlü ve canlı taraf halk kültürüdür. Özellikle söze dayalı Kürt kültürü, tüm baskı ve engellemelere rağmen, Kürt dilinin korunması ve gelişmesi için en parlak ve en canlı pınardır. Bu halk kültürün hem sözlü olarak dillerde yaşaması, gelişmesi hem de yazılı ve dijitalleşmiş bir kültür haline gelmesi gerekiyor. Yeni ve modern Kürt kültürü bunun üzerine kurulacak ve ilerleyecektir. Bu kaynaktan su içmeyen sanatçılar faydalı ve güzel ürünler ortaya çıkaramaz. Elbette bu popüler kültür bilimsel inceleme ve araştırma saha olmalı, bu alanda akademik çalışmalar yapılmalıdır.
Belediyelerin çatısı altında akademi, Dengbêj Evi, konservatuar gibi kurumların kurulması önemliydi ancak ne yazık ki kayyumlardan sonra bu kurumlar ortadan kaldırıldı. Umarım yeni dönemde belediyelerimiz bu konuda daha iyi, daha büyük çalışmalar yaparlar. Ancak resmi kurumların ötesinde, sivil alanda çalışmak önemli ve kalıcıdır. Bu nedenle Ma Müzik, MKM ve Dicle-Fırat Kültür Merkezi gibi kurumların çalışmaları çok önemli.
Bu kurumlarda müzik eğitimi kadar dil ve kültür alanında da güçlü bir eğitim olmalıdır. Sanatçılar müzik alanında olduğu kadar dil alanında da yetişmelidir. Bir sanatçı, müzik makamlarını, notaları ve müziğin diğer özelliklerini bildiği gibi, Kürt dilinin üslup ve özelliklerini, şarkıların sözlerini de buna göre gözden geçirmelidir. Sadece şarkı sözlerini ezberlemek yeterli değil; bir müzik parçasının müziği üzerinde nasıl titiz bir çalışma yürütülüyorsa, yeni bir renk ve içerik vermek istiyorsa, şarkının sözlerine de aynı titizlikle yaklaşmalıdır. Sanatçılar Kürt dilinin kural ve kaidelerine bilmeli ve gözönünde bulundurmalıdır. Mesela Kürtçenin kurmancî ve kirmanckî lehçelerinde erillik, dişilik özelliği vardır, sanatçı bunun bilincinde olmalıdır. Unutmayalım ki günümüzde birçok genç Kürtçe dil kurallarını bu stranlardan duyuyor, öğreniyor. Bu stranlardaki Fiil çekimi de Kürt dilinin gramerine uygun olmalıdır.
Halk şarkıların özgünlüğünün korunması gerektiği doğrudur, ancak şarkı sözlerindeki dilbilgisi kuralları önemli düzeyde ihlal edilmişse, orijinalliği korumak adına buna göz yumamayız. Ne yazık ki, bu konuda birçok hata ve yanlışlık var. Ancak burada örnek olarak iki şarkıdan bahsetmek istiyorum. Bunlardan biri de Ayfer Düztaş'ın okuduğu "Hey Narim" parçası:
Gildir gildir baran e[1]
Îşev şeva yaran e
Yarê lawikê belî ye
Şarê reş li serî ye
Bu parçanın sözlerinde sözcüklerin cinsiyetinin ters yüz olduğu anlaşılıyor. Örneğin "şar" kelimesi dişi bir sözcüktür, bu yüzden de “şara reş” denmesi gerekiyor, ancak bazı sözcüklerin cinsiyeti bölgelere göre değişkenlik gösterebiliyor. Bazı kelimeler bazı bölgelerde erkek, bazılarında bir bölgede dişi olarak kullanılırken bazılarında eril olarak kullanılabiliyor. Bu yüzden de “şarê reş” tamlaması makul görülebilir. Ancak hiçbir şekilde "lawik" kelimesinin cinsiyeti hiçbir şekilde değişkenlik göstermez. Ayrıca, "lawik" erkek olduğuna göre onun sevdiği yar da kadın olmak durumunda. Öyle ise yukarıda verilen sözler şu şekilde olmalı:
Gildir gildir baran e
Îşev şeva yaran e
Yara lawkêm belî ye
Şara reş i li sêrî ye.
Bir örnek de Mem Ararat'ın söylediği "Çîçekê" parçasından verelim. Mem Ararat sadece bir şarkıcı değil, aynı zamanda bir yazar olduğu için bu dil yanlışlarına daha fazla dikkat etmesi gerekir:
Xwezîya tu dotmam ba[2]
Ez ji te ra pismam ba
Gula baxê min ba
Bilbil û şîlan ba
Bu parçada şahıs ekleri buhar olup uçmuş sanki. Çekime giren “bûn (olmak)” fiili, gerçekleşmemiş istek kipinde çekilince birinci şahıs için “bûma”, ikinci şahıs için “bûyayî” forma girer, ancak bu bazı bölgesel ağızlarda “bama” , “bayî” şeklinde kullanılır, bu da bir müzik parçası için normaldir. Ancak şahıs eklerinin tamamen atılması kabul edilemez. Ayrıca parçadaki “bilbil û şîlan” de anlam olarak pek uyumlu değil, onun yerine “bilbilê şeyda” denmesi daha uygun olurdu. Sanatçı Sîmar “bilbil û fîxan” kullanmış, o daha doğru bence. Sîmar yukarıda verdiğimiz dizeleri de şu şekilde okuyor:
Xwezîya tu dotmam ba
Tu ji te ra pismam bam
Gula li baxê min ba
Bilbil û fîxan bam
O da ikinci tekil şahıs ekini kullanmamış, ancak birinci tekil şahısı kullanmış. Sonuç olarak bu parçanın verilen sözleri de şu şekilde olmalı:
Xwezîya tu dotmam bay
Ez ji te ra pismam bam
Gula baxê min bay
Bilbilê şeyda bam
Kaynakça:
[1] Güldür güldür yağmur var
Bu gece sevenlerin gecesi
Sevdiğim oğlanın yari bellidir
Başında siyah şarı var
[2]Keşke sen bana amca kızı olaydın
Ben de sana amcan oğlu
Benim bağımın gülü olaydın
Ben de bülbülü şeyda