Stres vücudumuza neler yapar?

Çağımızın en yaygın sorunlarından birisi olan stres, birçok araştırmanın ve çalışmanın da konusunu oluşturuyor. Stresin yol açtığı sorunlarsa sandığımızdan çok daha çeşitli. Stresle baş etmeyi öğrenmek, iş ve özel yaşamınızda olumlu sonuçlara ulaşmanızın anahtarlarından biri.

Abone ol

Holly Blake*

DUVAR - Hepimiz zaman zaman kendimizi gergin hissederiz; bu, hayattaki duygusal iniş çıkışların bir parçasıdır. Stresin birçok kaynağı var; çevremizden, vücudumuzdan veya kişisel düşüncelerimizden ve etrafımızdaki dünyaya bakış açımızdan dolayı ortaya çıkıyor olabilir. Sınav dönemleri gibi baskı dönemleri, doğal olarak strese sebep olabilir; ancak bedenimiz, fizyolojik olarak stresle başa çıkmak ve tepki vermek üzere evrimleşmiştir.

Sinir sistemimiz baskı altındayken, vücudumuzda adrenalin, noradrenalin ve kortizol dahil olmak üzere stres hormonları salgılanır. Bu salgılar, karşı karşıya kaldığımız bir tehdit veya tehlike ile baş etmemize yardımcı olmak için bazı fiziksel değişikliklere neden olur. Bu duruma “stres tepkisi” veya “savaş ya da sıvış” tepkisi denir.

Stres tepkisi dikkatimizi arttırmaya, motivasyonomuzu yükseltmeye ve görevimize odaklanmamıza yardımcı olduğundan, aslında olumlu bir tepki olarak görülebilir. Genelde üzerimizdeki baskı azaldığında, vücut denge durumuna döner ve tekrar sakinleşmeye başlarız. Fakat sıkça stresli durumlar ya da olumsuz duygular yaşarsak, bu durum başa çıkma kabiliyetimizi zorlarken bazı sorunlar ortaya çıkar. Sinir sisteminin sürekli aktif halde olması (“stres tepkisi” yaşaması) vücudumuzda aşınma ve yıpranmaya sebep olur.

SİNİR, DOLAŞIM, SİNDİRİM VE DİĞER SİSTEMLER

Stres durumundan en çabuk solunum sistemi etkilenir. Vücudumuzda oksijen bakımından zengin kanı hızlıca dağıtabilmek için daha hızlı nefes alıp verme tepkisi gösteririz. Birçoğumuz için bu bir sorun olmasa bile, nefes darlığı ve yeterli oksijen almakta sorun yaşayan astım hastaları için ciddi bir sorundur. Yetersiz miktarda hava ciğerlerimize girdiğinde hızlı ve zor solunuma neden olabilir ve hiperventilasyona (güçlükle solumaya) yol açar. Büyük olasılıkla insanların endişe ve panik ataklarına yatkın olmasının temel nedenlerinden birisi budur.

Stres, bağışıklık sistemimize de zarar verir. Vücudumuzdaki kortizol, bağışıklık sistemini güçlendirir ve iltihaplanmaları bastırır; ayrıca enfeksiyonlara ve kronik inflamatuar (sindirim sistemiyle ilgili) koşullara karşı daha da hassastır. Bu bağlamda, aşırı stres hastalıklarla mücadele etme kabiliyetimizi azaltır.

Kas-iskelet sistemimiz de gergin ruh halimizden etkilenir. Kaslarımız gerginleşir; bu, vücudumuzun kendisini yaralanma ve acıdan korumanın en doğal yoludur. Sürekli olarak tekrarlanan kas gerginliği, bedensel ağrılara ve acıya yol açabilir; kasılmalar omuzlarda, boyunda ve başta meydana geldiğinde, gerginlik baş ağrısı ve migrene sebep olacaktır.

Diğer yandan, stresin kardiyovasküler (kalp-damar sistemi) üzerinde olumsuz etkileri mevcuttur. Stres akut hale geldiğinde (travmatik bir olay sonrasında) kalp atış hızı ve kan basıncı yükselir; ancak akut stres geçtikten sonra vücut normal işleyişine dönerler. Akut stres tekrar tekrar yaşanırsa ya da stres kronikleşirse (uzun zaman devam ederse) damarlarda ve arterlerde hasara yol açabilir. Bu durumsa hipertansiyon (yüksek tansiyon), kalp krizi veya felç riskini arttıracaktır.

Endokrin (hormonal) sistem de stresin hedefindedir. Bu sistem ruh halimizi, büyüme ve gelişme sürecimizi, dokusal işlevlerimizi, metabolizma ve üreme süreçlerinin düzenlenmesini kontrol eder. Dolayısıyla, stres metabolizmamızın işleyişini olumsuz etkiler. Hipotalamus kısmı beynimizin içinde bulunur ve endokrin sistemini sinir sistemiyle birleştirmede çok mühim bir rol oynar. Hipotalamustan kaynaklanan stres sinyalleri, stres hormonları olan kortizol ve epinefrinin salınmasını tetikler ve ardından karaciğer tarafından, stresli durumla baş etmemiz amacıyla bize enerji sağlaması için kan şekeri (glükoz) üretilir. Çoğu insan, stres azaldığında ekstra kan şekerini vücuttan atar; ancak bazı insanlar açısından stres diyabet riskini yükseltir.

Stres, bazı sıkıntı verici gastrointestinal (sindirim sistemi) sorunlarına neden olabilir. Özellikle beslenme alışkanlıklarımız hususunda, yetersiz ya da gereğinden çok yemek yediğimizde veya yağlı ve şekerli gıdalar tüketimini arttırdığımızda, mide ekşimesi ve asitten kaynaklanan reflü sorunları yaşayabiliriz. Bağırsakların tükettiğimiz gıdalardaki besin maddelerini emme kabiliyeti stres nedeniyle azalabilir. Mide ağrısı, şişkinlik hissi ve mide bulantısı, ishal veya kabızlık yaşamamıza yol açabilir.

Stres, üreme sistemimizde de sorunlara neden olabilir. Kronik stres erkekler açısından testosteron ve sperm üretimini düşürebilir. Hatta sertleşme sorunlarına veya iktidarsızlığa yol açabilir. Kadınlar açısındansa regl döngülerinde değişiklikler yaratabilir ve adet öncesi sıkıntıları arttırabilir.

STRES VE ZİHİN

Stres, duygusal sağlığımız üzerinde de büyük etkilere sahiptir. Günlük hayatımızda iyimser ve kötümser ruh halleri yaşamak olağandır; ancak baskı altındayken kendimizi daha fazla yorgun hissedebilir, ruh halimizde hızlı değişimler yaşayabilir veya normalden daha öfkeli hissedebiliriz. Stres aşırı uyarılmaya neden olur; bu da sıkça uyanma veya uykuya dalmada zorluk çekmeye, yani huzursuz geceler yaşamamıza neden olur. Bu zarar verici gerginlik, dikkat dağılması, öğrenme zorluğu ve hafıza sorunlarına yol açar; bu sorunlar örneğin sınav döneminde zorluklara sebep olur.

Araştırmacılar verimsiz uykuyu kronik sağlık sorunlarına, depresyona ve hatta obeziteye bağlıyorlar. Stresle baş etmenin yolu, sağlığımız üzerinde dolaylı ve ek bir iyileşmeye yardımcı olacaktır. Baskı altındaki insanlar sigara ve aşırı alkol tüketimi veya stres giderici ilaçlar almak gibi bazı zararlı alışkanlıklar edinir. Ancak bu davranışlar, kişisel sağlık ve konforunuzu olumsuz etkileyen, daha fazla sağlık sorununa ve riske sebep olan yanlış yöntemlerdir aslında.

Kısacası, stres sizi yönetmeden önce siz stresle baş etmenin yollarını öğrenin. Bütün mesele, onu kontrol altında tutmaktır. Gündelik yaşamda bir parça stres normaldir; kimi zaman biraz stres uyarıcı, motive edici, odaklanmayı kolaylaştıran, enerji verici ve hatta kendimizi heyecanlı hissetmemizi sağlayan, olumlu etkilere sahiptir. Bu enerjiyi doğru bir biçimde yönlendirmek için olumlu meşgaleler edinin ve sonunda daha iyi performans sergilediğinize, daha fazla kazandığınıza ve daha iyi hissettiğinize bizzat tanık olun.

*Holly Blake, Nottingham Üniversitesi Davranış Bilimleri bölümünde Doçenttir.

(Çeviren: Tarkan Tufan)