Geçen hafta ülkede yağmur yağıp su baskını yaşamayan kent kalmadı gibi. Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, Samsun, Bursa, Antalya gibi koca bir liste sunabiliriz. Ama sorun asfalt ve beton kaplı kentler ile sınırlı kalsa iyi. Aynı günlerde tarım alanları da zarar gördü. Amasya'da 40 bin dekar, Kastamonu'da 50 bin dekar, Nevşehir'de 100 bin dekar, Kırklareli'nde 20 bin dekar, Aksaray'da 70 bin dekar tarım alanında (1) hasar var. Tekirdağ’dan Ankara’ya, Sivas’dan Eskişehir’e kadar bir dizi kente tarım alanları ciddi zarar gördü.
Bunun iki nedeni var. Birincisi kentlerin asfalt ve betonla kaplanması. İkincisi ise asfalt ve beton kaplı kentlerin bu sayede daha çok petrol, kömür, gaz yakarak iklimi değiştirmesi. Bu ikincisi ise kırsaldaki tarımsal felaketlerin nedeni.
Salgın olmasaydı hepimiz bu felaketleri derinlemesine konuşacaktık. Ama şimdi daha büyük bir felaketi konuşuyoruz. Siyasetçilerin bırakın iklimi, salgına rağmen bile asfalt döktüğü daha büyük faciayı yaşıyoruz. Ama bu facia bilimin söylemesine, halkın görmesine ve artık herkesin “yeter” demesine rağmen inatla kenti asfalta boğan belediye başkanlarımız için çok daha büyük bir felaketi bize gösteriyor. Düşünsenize geçen hafta Bursa Büyükşehir Belediyesi 80 bin ton asfalt döktüğünü hiç çekinmeden paylaştı. Ama doğa tokat gibi cevap verdi. Beton-asfalt kaplı kentte yağan yağmur insanları sokaklarda önüne katıp sürükledi. Daha bu yetmezmiş gibi İzmir Büyükşehir Belediyesi 500 bin ton sınırını aştığını duyurdu. Her yıl milyonlarca ton asfalt döken İzmir yine asfalt dökmüş ve bunu salgında bile başarmış.
ASFALT BAĞIMLILIĞINDA BİRİNCİYİZ!
Türkiye 2002 yılında Avrupa’da asfalt dökmede Avrupa’da altıncı sırada idi. O sene 14,7 milyon ton asfalt döktü. AK Parti ilk yıllarda bu rakamın bile üstüne çıkamadı. Ta ki 2005’e kadar. O yıl 16,6 milyon ton asfalt döktü ve sonraki yıllarda hep vites büyüttü. Öyle ki 2013 yılında asfaltta birinci olduk. Tam 46,2 milyon ton asfaltı ülke topraklarına serdik. O yıldan bu yana ya birinci ya da ikinci olduk. Bizden 3 kat fazla otomobile sahip Fransa’dan, 4 kat fazla otomobile sahip Almanya‘dan daha çok asfalt döktük. Çünkü otomobil merkezli bir dünya için önce toplu taşımanın öldürülmesi sonra da bolca asfalt dökülmesi gerekiyordu.
YOL YAPMADI, EL DEĞİŞTİRDİ
AK Parti iktidarı hep asfalt döktü. Ama bunun nedeni daha çok yolumuz olması değildi. AK Parti mevcut yolu bölünmüş yol yaptı, bölünmüş yolu paralı otoyol yaptı. Yol uzamadı, sadece genişledi ve el değiştirdi. İnanılmaz geldi değil mi? Bu ülkede 2006’da 64 bin km olan devlet yolu, il yolu ve otoyol toplamı 2019’da 68 bin km’ye çıktı. Dediğimiz gibi, yollar el değiştirdi ve genişledi.
O eklenen 4 bin km “Kuzey Marmara Otoyolu” gibi en büyük iklim felaketlerinin adı oldu.
ASFALTIN ÖMRÜ AŞKTAN DAHA KISA
2007’de yaklaşık 2 bin kilometre yolu Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) yenileme programına almış. 2019’da ise bu yaklaşık 11 bin kilometre. Artık asfaltın ömrü 6 yılın altına düşmüş. Burada gözden uzak yolların pek bakılmadığını düşünürsek yol yenileme işi 3-4 yıla kadar düşüyor.
Kent içi yollarda durum felaket. Ankara’da pek çok ana yol 2-3 yılda bir yenileniyor. Çankaya Belediyesi Türkiye’de yolları neredeyse her yıl yenileyen bir belediye. Caddeler büyükşehirin, sokaklar ise kendi yetki alanında olmasına rağmen geçen yıl 123 mahallede yaptığı asfalt yenileme çalışmasını (2) bu yıl da 123 mahallede (3) yapıyor. Düşünsenize 180 bin ton asfalt döken belediye üstüne bu sene tekrar 150 bin ton asfalt daha dökecek, 96 milyon TL’yi bu işe yatıracak.
Aşkın ömrü 2,5 yıl mıydı? Asfaltın ömrü aşktan bile kısadır ve böyle bağımlılık yapar!
AÇIKLIYORUM: YARIM MİLYAR TONDAN FAZLA ASFALT
AK Parti iktidarı mevcut yolları bozup otoyol yaparak, sonra bunları müşteri garantili otoyollara çevirerek, yolları genişletip duble yollara çevirerek ve belediyeler de 2-3 yılda bir asfalt yenileyerek bu sisteme hizmet etti. Bütün bunları yan yana koyduğunuzda Türkiye’de 2002-2008 yılları arasında dökülen asfaltın miktarı 550 milyon tona ulaştı. Yani yarım milyar tondan fazla asfalt. Düşünün, Türkiye’de yıllık tarımsal üretim toplamı 105 milyon ton ve siz bunun 5 katını toprağın üstüne serdiniz.
Yarım milyar ton asfalt ile bırakın İzmir’in, Ankara’nın, Bursa’nın su altında kalmasını, tarlalar da su altında kalır.
ASFALTÇILAR OTOMOBİL SEVER
Her asfalt döken politikacı iktidara ve otomobil dünyasına çalışır. Hele salgında bile döken varsa, emin olun muhalefet olsa da iktidara çalışıyordur. Bunu en güzel efsane belediye başkanı Melih Gökçek size anlatır.
Ankara Büyükşehir Belediyesi 2013’te asfaltta kendi rekorunu kırdı. Bir yılda 7,3 milyon ton asfalt serdi. O sene bu miktarla Avrupa’da ilk ona girer, pek çok ülkeyi geçerdi. Melih Gökçek bu durumu bir televizyon programında çok güzel açıklamıştı. Gökçek programda “trafiğe her yıl 80 bin araba çıkıyor, benim 400 km yol yapmam lazım” diyerek noktayı koymuştu.
ASFALT SOYGUNU
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı döktüğü 80 bin ton asfalt ile övünürken ertesi gün sokakta suya kapılan kadını düşünemezdi. Çünkü Bursa Büyükşehir 2020’de tam 195 milyon TL’yi asfalta gömecekti.
İzmir Büyükşehir Belediyesi salgında 500 bin ton asfalt döktüğünü açıklarken sel felaketlerini düşünemezdi. Çünkü 2020 yılında tam 2 milyon ton asfalt dökecek, bunun için 950 milyon TL’yi harcayacaktı. Diyeceksiniz ki İzmir’de asfalta ihtiyaç var. Evet İzmir Büyükşehir Belediyesi son 15 yılda 15 milyon ton asfalt dökerek bu işin olmadığını ispatlamış. Şimdi neden bu sene 2 milyon ton asfalt döküyor?
Gökçek’in asfalt-beton belediyeciliğinden bıkmış olan Ankara’da büyükşehir bu sene tam bir buçuk milyon ton asfalt dökecek. Bunun için bütçeden tam bir milyar 248 milyon TL para ayıracak. Mansur Yavaş altyapı için para bulamazken, belediye meclisi borçlanma yetkisini vermezken ve açtığı dava ile bunu elde etme yoluna giderken 350 milyon TL’lik bu paranın 3 katını asfalta gömecek.
Aynı şekilde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) 2020’de 1,2 milyon ton asfalt için 1,4 milyar TL kaynak ayırdı ve salgında, iklim krizinde bu parayı kesmek yerine şimdi hedef büyüttü. İBB hedefini arttırdığını, 2 milyon tona çıkardığını (4) açıkladı. Hem de yayalaştırmaya 14 milyon TL ayırırken, su baskınlarına ve iklim krizine rağmen.
Türkiye’de AK Parti iktidarında muhalefet ile el ele verdi ve 550 milyon ton asfalt döktü. Bu miktarla 2 tane Tuz Gölü kadar alanı, neredeyse Van Gölü kadar bir alanı asfalt ile kaplarsınız! Siz o kadar asfalt dökerseniz yağan her yağmur sel felaketi demektir. Bu kadar asfalt buradan Ay’a iki şeritlik yol demektir. Bu kadar yol yaparsanız o yollar otomobillerle dolar.
Asfalt dökmek (i) bir halk sağlığı sorunudur (5) ve salgında iki kez halk sağlığı sorunudur, (ii) petrol ve otomobil şirketlerine sermaye transferidir, (iii) iktidarın kasasına para doldurmak demektir, (iv) su baskınların davetiye ve (v) iklim krizidir.
Bütün bunlar ortadayken, herkes bunu görüyor, biliyor, yaşıyorken bir belediye başkanı hala asfalt döküyorsa, o su baskını asfalt-beton ya da iklim kaynaklı değil siyasetçi kaynaklıdır artık diyebiliriz.