Suç duyurusunda bulunuldu: 'Sarıyer'de polisten bira dayağı'

Sarıyer'de elinde bira şişesiyle evine giden Hasret Deniz Özçelik iddiaya göre hem kontrol noktasında hem de polis aracında darp edildi. Başına dikiş atılan Özçelik suç duyurusunda bulundu.

Abone ol

İSTANBUL - İstanbul Sarıyer'de oturan Hasret Deniz Özçelik, evine giderken kendisini durduran polisler tarafından darp edildiği iddiasıyla şikayetçi oldu. Özçelik elinde bira şişesi olduğu için polislerin tepki gösterdiğini, hem kontrol noktasında hem de polis aracının içinde şiddete uğradığını anlattı. Özçelik'in başına dikiş atıldı. 

İddiaya göre Hasret Deniz Özçelik, 12 Temmuz akşam saat 19.00’da işyerinden çıkıp Sarıyer'de evine doğru yürürken trafik uygulaması yapan polislerin yanındaki bir sivil polis tarafından durduruldu.  Özçelik, kimliğini polislere verdiğini belirterek, olayı şöyle anlattı:

“Bir polis memuru elimdeki içkiyi yere bırakmamı söyledi. Ben de yere bıraktım. Yüzde 25’ini bile içmemiştim. Sivil polis bana ‘O birayı atacaksın’ diyerek bağırmaya başladı. Ben de "Bir işlem yapılması gerekiyorsa, yapın dedim. Dişlerini sıkarak benimle konuştu. Sonrasında, ben ‘Kabahatler Kanunu’ndan ceza yazın ben de yoluma gideyim’ dedim. Avukatımı aramak istediğimi söyledim. ‘Benim yanımda kimseyi arayamazsın’ dedi. Bana müdahale etmeye başladı. Sonra gözaltına almak istediler. Ben de ellerimi uzattım kelepçelesinler diye. Sivil polis boğazımı sıkmaya başladı. Nefes alamadım. Telefonu elimden bırakmadığım için bir süre böyle devam etti. Beni yere yatırdı.”

‘İÇKİYİ DELİL OLARAK ALDILAR’

Yaşananlara yanındaki arkadaşının da tanık olduğunu belirten Özçelik şöyle devam etti: “Arkadaşım da olanları gördü. Yerdeyken boğazımı sıkıp, sırtıma bastı. Ekip otosuna bindirdiler, ellerim kelepçeliydi. Çok sakin şekilde ilerliyorduk. Hastaneye gittik, tomografiye yönlendirdiler. Hastaneden karakola giderken, bana ters kelepçe yapmak istediklerini söylediler. Ben de neden ters kelepçe yapmak istediklerini ve gerek olmadığını söyleyip ellerimi önden uzattım. Ters kelepçe yapmak istediler, ben de izin vermek istemedim. Başaramayınca önden kelepçe yaptılar. Araca bindik, polisler de yanıma bindi." 

900 LİRA CEZA VE YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI

Özçelik, araçta polisin diğer polise “Devrem Çayırbaşı’na gitmiyoruz” dediğini aktardı. Özçelik polisin kendisine saldıracağını anladığını belirterek araçta yaşananları şöyle anlattı: “Bana saldıracağını anlayınca, kendimi korumaya aldım. Tekmelemeye başladı. Ense köküme defalarca tekme attı. Kafama iki dikiş atıldı. Vücudumun çeşitli yerlerinde morluklar var. Karakolda başımdan kan geldiğini anladım. Tekrar hastaneye gittik, doktor açık yarama bakmadı. Ben de adliyeden sonra kendim darp raporu aldım. Görevli memurlardan şikayetçi oldum. Bu arada araca bindirildiğim andan itibaren alkol testi istedim. Hastanede de istedim, yapmadılar. Polisler ifadelerinde Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiğimi iddia ettiler. Kendi kendime zarar verdiğimi öne sürdüler. Savcılığa çıktık, bana 900 lira cezayla birlikte yurt dışı çıkış yasağı verdi.”

‘İÇKİYLE SAHİLDE DOLAŞMAK SUÇ DEĞİL’

Özçelik’in avukatı Büşra Altunoluk, müvekkiline Kabahatler Kanunu’ndan para cezası verildiğini belirtti. Avukat Altunoluk, “Sahilde içkiyle gezmek suç değil. Suç olan sarhoş olup, etrafa rahatsızlık vermek. Müvekkilim, alkol testi istemesine rağmen yapılmadı. Cezanın hukuki bir dayanağı yok. Kolluk suç uydurmaya çalıştı. Müvekkilim kendini darp eden polislerin teşhisini de yaptı. Gerekli işlemlerin yapılmasını bekliyoruz.”