Süleyman Soylu: Eylemci öğrenciler sol marjinal, HDP'yi meşru görmek ihanet

İçişleri Bakanı Soylu, 'barınamıyoruz' eylemcilerini 'sol marjinal gruplara müzahir' diye tanımladı, HDP'yle ilgili, "Meşruiyet atfetmek bu ülkenin terörle mücadelesine ihanet etmek demektir" dedi.

Abone ol

DUVAR - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yurt talebiyle 'Barınamıyoruz' eylemleri yapanların yurt başvurusu olmadığını söyledi ve öğrencileri terör örgütlerine üye olmakla suçladı. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri için de benzeri suçlamada bulunan Soylu, HDP'yle ilgili de MHP lideri Devlet Bahçeli'nin açıklamalarına benzer ifadeler kullandı.

İçişleri Bakanı Soylu, Didim Polis Moral Eğitim Merkezi'nde Toplumsal Olayları Müzakere Kursu açılış programında konuştu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Didim'de kurs açılışında konuştu. Fotoğraflar: AA

 Soylu, ABD merkezli "silahlı çatışma yeri ve olay verileri projesi" verilerine göre, ABD polisinin güç kullandığı toplumsal olay sayısının 2019'dan 2020'ye 6 kat arttığın anlattı. ABD'deki bu tablonun, küresel güvenlik açısından dünyanın her noktasında bir sıkıntı olduğunu gösterdiğini savunan Soylu, geçmişte çok az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde, darbeleri körüklemek amacıyla sokak eylemleri olduğundan bahsetti. Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

'6-7 EYLÜL HADİSELERİ VE SONRASINDAKİ SOKAK EYLEMLERİNİ İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ YAPTI'

"Bizim ülkemizde de 6-7 Eylül hadiseleri yaşanmıştı. Sonrasında aynı maksatla başka sokak eylemleri de oldu. Bunları yabancı istihbarat örgütlerinin yaptığını biliyorduk. Yıllarca söylendi ve bizzat kendi arşivlerinin açılmasıyla da bunları itiraf ettiler. Peki şimdi sormak isterim, 'Sarı Yelekliler' eylemini bir istihbarat örgütü mü organize etti? Amerika'daki George Floyd eylemleri, 2017’de Almanya’da yaşanan G20 protestoları nasıl patlak verdi? Öyleyse, 'gelişmiş' sıfatıyla andığımız Batı medeniyetinin dünyayı getirdiği yerde bir sorun var ve kabul etmeliyiz ki rehberin kendisi bugün yolunu kaybetmiştir."

BOĞAZİÇİ'NDE GÖZALTINA ALINANLARA TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYESİ SUÇLAMASI

Boğaziçi Üniversitesi'ne Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasıyla başlayan protestolara da değinen Soylu, "Merkez kampüste 108 gözaltı yapmıştık. Bunların 101'inin Boğaziçi Üniversitesi ile hiçbir resmi, hukuki, öğrencilik veya mezuniyet bağı yoktu. Bunların da 79'u DHKP-C, TKP-ML ve diğer terör örgütlerinin üyesi olan kişilerdi" dedi.

'4'Ü BENİ ÇOK SEVEN LGBTİ ÜYESİ'

Bugüne dönelim, 'Yurt bulamayan öğrenciler' bahanesiyle bir dizi eylem yapıldı. Ülke genelinde 24 ilde toplam 114 eylem ve etkinlik gerçekleştirildi. 24 ildeki eylemlere 2 bin 243 kişi katıldı, mükerrerleri düşersek eylemlere 2 bin 57 kişi katıldı. Bunlardan 310'u öğrenci. Bunların da tamamına yakınının yurt başvurusu bulunmuyor. Bunların daha ziyade sol marjinal gruplara müzahir olduğu belirlendi. Bunların da 6'sının PKK/KCK, 6'sının MLKP, 5’inin TKKKÖ, 2'sinin TKP Kıvılcım, 1'inin FETÖ/PDY, 1'inin TKİP, 1’inin DKP, 4'ünün de 'beni çok seven' LGBTİ üyesi olduğu tespit edildi."

Yıllardır üniversitelerde ve dışarıda özellikle Taksim Meydanı'nda bu ve benzeri grupların klişeleşmiş eylemler yaptığını söyleyen Soylu, şöyle konuştu:

"Üç veya dört harfli, yetmezse araya bir de tire koyar, beş yaparlar; kullanılan sloganlar birbirine benzer, pankartlarda kullanılan renkler birbirine benzer, söylemleri birbirine benzer, hatta slogan atarken tutturdukları ritim bile birbirine benzer. Çoğu ya öğrenci değildir ya da kayıt dondurmuş veya derslere girmeyen kişilerdir. Yıllardır aynı profiller... Ya devrimcidir ya halk hareketidir ya kurtuluş bilmem nesidir. Esasen tüm bu yapıların çıkış noktası, birkaç silahlı marjinal terör örgütüdür ve bu eylemler, bunların eleman devşirme ortamlarıdır. Bazen piknik organizasyonlarıyla bazen gençlik festivali adı altında, bazen konser organizasyonlarıyla eleman devşirme faaliyetlerini aralıksız sürdürürler ve sürekli olarak demokratik eylemlere, özgürlük alanına sızma girişimini sürdürürler."

'HDP'YE MEŞRUİYET ATFETMEK ŞEHİTLERE DE İHANET ETMEK DEMEKTİR'

"Bunların arkasındaki tahrip gücünde uluslararası sistem mutlaka vardır, para, medya gücü, sözde bilimsel altyapı vardır ve işin esası siyasi illiyet muhakkak vardır. Siyasal alanı istismar etmek temel görevleridir. Aynen PKK'nın siyaset alanını bir siyasi parti üzerinden kullanmak istediği gibi birilerini söylediği gibi PKK'nın kullandığı bir siyasi parti onların söylemiyle meşru olmaz. Demokrasiye millete ihanet olur. Laf söylemekle meşruiyet oluşmaz. Terör örgütüyle illiyetini herkesin bildiği bir siyasi partiye de meşruiyet affetmek bu ülkenin terörle mücadelesine de verdiğimiz şehitlere de ihanet etmek demektir."

KILIÇDAROĞLU'NUN ADALET YÜRÜYÜŞÜ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara'dan İstanbul'a yaptığı yürüyüşte devletin devlet olduğunu fark ettiğini söyleyen Soylu, şöyle konuştu:

"Oradaki insanların nasıl korunacağını, dışarıdan gelen saldırıların, istihbarat ve fiziki anlayışla nasıl bertaraf edileceğinin, nezaketin sabrın farkına vardı, defalarca teşekkür etti. Türkiye'de her toplumsal olayda bizim arkadaşlarımız böyle davranır. Onları tahrik etmeye çalışsalar da... Bazı yerlerde olur, muhalefet partisinden milletvekilleri beni arar, şurada açıklama yapacaklar. Ben de arkadaşlarımızı ararım. Tolerans gösterirler, açıklamayı yaparlar. Açıklama yapılır, diyelim ki 500 kişi var. 450’si dağılır, 50 marjinal kalır. O 50 kişi illaki oradaki polislere saldıracaktır, hakaret edecektir. Aradıkları tek kare fotoğraftır. Ertesi gün Birgün, Cumhuriyet gazetesinde, bilmem ne sitesinde bir kare fotoğraf arzusudur. Bu ülkeye yazık ediyorsunuz. Bir kare fotoğraf için demokrasiyi istismar ediyorsunuz, size verilen hakka ihanet ediyorsunuz, Türkiye’yi karalamak istiyorsunuz. Bu bir kare fotoğrafı sadece içeriye servis etmiyorlar, sahiplerine servis ediyorlar. Onarı uluslararası mecrada bazı sözde sivil toplum kuruluşu ve vakıflar üzerinden destekleyenlere servis ediyorlar."

AYM'YE İŞKENCE KARARI İÇİN TEPKİ: 15 TEMMUZ'DA MİLLETE İŞKENCE YAPILDI

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Antalya’da gözaltına alınan ve işkence nedeniyle hastaneye kaldırılarak bağırsağından ameliyat olmak zorunda kalan öğretmenin başvurusunda “hak ihlali” kararı veren Anayasa Mahkemesi'ne de tepki gösterdi. Soylu şöyle konuştu:

"Güvenlik, bu alanın güvenliğidir. Çünkü millet bu alanın içindedir. Bu milletin ifade özgürlüğü, iradesini kullanma özgürlüğü, huzur içinde yaşama özgürlüğü, bizim sorumluluğumuzdadır ve hiçbir grubun, yapının burayı taciz etmesine müsaade edemeyiz. Geçen bir eylem yaşandı bir ilimizde. Bağırtı egzozları varmış, biz bunlara ceza kesiyormuşuz. Herhalde yanlış yapıyoruz. Gecenin saat 1'inde bağırtarak gezecek, biz de aval aval bakacağız. Özgürlükler de kural içindedir. Başkalarının özgürlüğünü hayatını kısıtlamamak üzerindedir. Temel bir rehberimiz var, o da hukuktur. Hukuk dışında hiçbir işimiz yoktur ve olmayacaktır. Son dönemlerde bir karar daha çıktı. Neymiş 15 Temmuz’da işkence yapılmış. Bu kararı verenlere söylüyorum, 15 Temmuz’da bu millete işkence yapılmıştır. Bu kararın altına imza atanlara tekrar hatırlatıyorum 15 Temmuz’da bu millete işkence yapılmıştır. Nereden okuduğunuzu, nasıl yorumladığınızı biliyor değilim ama benim onlara ufak tavsiyem var, Batı'yı tapınak haline getirmeyin, yanılırsınız. Oraya öykünmeyin, yanılırsınız. Bu söylediğimin ne anlama geldiğini iyi takip edenler iyi bilirler." (AA)