Süper Lig’in önümüzdeki 3 yılında yayın haklarının kime verileceğiyle ilgili ihale geçtiğimiz hafta karara bağlandı. Mevcut yayıncı belN Media Group, yıllık 182 milyon dolarlık anlaşmayla 3 yıllık yayın haklarını aldı.
İlk olarak basına yansıyanlardan öğrendiğimiz kadarıyla Kulüpler Birliği, ihalenin 150 milyon dolar altına inmemesini amaçlıyordu. TFF de taraflarla bu rakama göre masaya oturmuştu. BeIN, görüşmeler başladığından beri bu 150 milyon dolara yakın bir teklif sunmamıştı. Rakibi Saran Group’un beIN’den yüksek teklifler sunduğu bilgileri yazılsa da TFF, 29 Şubat günü yaptığı açıklamada “İhale için verilen teklif bedellerinin yetersiz bulunması dolayısıyla...” diyerek ihalenin iptal edildiğini duyurdu.
Kararın ardından Saran cephesinden TFF’ye yönelik yapılan açıklamada, “Grubumuz oynanan bu ihale tiyatrosunun dekoru olmayı daha fazla kabul etmeyecektir. İhale şartnamesine yegâne uygun ve üstelik içinde bulunduğumuz sezonun yaklaşık 60 milyon Euro üzerinde, açık ara en yüksek teklifi veren Saran Holding’in bu ihaleyi kazanmış olması gerekirdi” denilerek tepki gösterildi.
Akıllara yayın gelirleri bu kadar düşmüşken 60 milyon euro fazla teklif eden bir kuruma neden ihalenin verilmediği sorusu geliyordu ki TFF, 2 Mart günü 182 milyon dolara beIN ile anlaşıldığını açıkladı. Bu sezonki yayın gelirlerinin 85 milyon dolara kadar düştüğü göz önüne alınırsa yüzde 100’ün üzerinde bir artış başarı olarak görülebilir. Ancak hem anlaşmanın detayları hem beIN’le önceki sezonda yaşanan sıkıntılar bazı soruları da beraberinde getirdi.
BİRKAÇ MİLYON DOLAR İÇİN
İlk olarak yayıncı kuruluş, 182 milyon doların 91 milyon dolarını döviz, 91 milyon dolarını ise TL olarak ödeyecek. TL olarak ödenecek tutar, sözleşmenin imzalandığı günkü kurdan, yani 31,3 liradan gerçekleşecek. TL ile ödenecek bölüme her yıl enflasyon zammı yapılacak. Doların, sözleşme imzalandıktan sadece 1 hafta sonra yaklaşık 1 lira daha değerlenerek 32 lirayı aştığını belirtelim. Yani 182 milyon dolar olarak açıklanan yayın bedeli, daha 1 hafta geçmeden yaklaşık 3 milyon dolar geriledi bile.
Doların 3 yıl içerisinde daha ne kadar artacağı da meçhul. Örneğin dolar kuru, Merkez Bankası’nın yıl sonu tahmini olan 40 lirayı görürse kayıp yaklaşık 20 milyon doları bulacak. Dolayısıyla elde net bir 91 milyon dolar ve bir de zaman içinde giderek düşmesi beklenen birkaç milyon dolar var.
‘KATAR’A EN SIKINTILI GÜNÜNDE DESTEK OLAN ÜLKE’
Yayıncı kuruluş ile bugüne kadar yapılan anlaşmalara bakarak dolar olarak ödenecek 91 milyonun da garanti olmadığını söyleyebiliriz. 2017 yılındaki ihalede yayıncı kuruluş ile 5 sezon için yıllık 500 milyon dolar karşılığında anlaşılmıştı. Yayın gelirleri için rekor olan bu rakam yıllar içinde eriyerek sadece kağıt üstünde kalmıştı. 2017’deki anlaşmada da 500 milyon doların yarısı TL ile ödenecekti. İmzalandığında 3 lira civarında olan kur beşinci sezonda 9’a yaklaşmıştı. Birinci sezonda 250 milyon dolara tekabül eden tutar da TL’deki değer kaybıyla birlikte beşinci sezonda 90 milyon dolara kadar düşmüştü.
Üstelik Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un 2021 yılının haziran ayında yaptığı açıklamalardan öğrendiğimize göre beIN, dolar olarak ödemesi gereken 250 milyon doları da “kurdaki artış nedeniyle” ödemekte zorlandığını belirterek her yıl TFF’den kuru sabitlemesini ve indirimler yapmasını talep etmiş. Koç, 2017’de imzalanan sözleşmenin beşinci yılında gelirlerin yarı yarıya düşmesine 2021 yılında şöyle tepki göstermişti:
“Yayıncı kuruluş ödeme yapmadı. İndirim istedi. Şu oldu, bu oldu. Mazeretler veriyor. İndirim istiyor. Yetmiyor, 2,6 milyar olan rakamı 2 milyara indirmeye çalışıyor. Bu ne demek. 500 milyonluk ihale 215 milyon dolar oldu demektir. Önümüzdeki sezon için anlaşamıyoruz. Bu zamana kadar bu arkadaşları tutmuşlar. Başka ülkede olsa ihaleye fesat karıştırmaktan başka bir şey değildir. 388, 337'ye inmiş. Şimdi 215 milyon dolar istiyorlar. Buna nasıl müsaade ediliyor? Katar'a en sıkıntılı gününde destek olan ülkeyiz biz. Yapılan ihale sonrası şartlara uymayarak bu şekilde mağdur olunmasını Katar'ın bir şirketi nasıl yapıyor?”
Koç’un açıklamalarının ardından 2022-23 ve 2023-24 sezonları için yapılan anlaşmalar ise tamamen TL üzerinden imzalandı. TL’de son iki yıldaki sert düşüş nedeniyle yayın gelirleri geçtiğimiz sezon 120 milyon dolar seviyesine, bu sezon da 85 milyon dolar seviyesine kadar geriledi.
Toparlayacak olursak, kamuoyuna 182 milyon dolar olarak açıklanan tutarın reel karşılığının bu olmadığı ödemeler başladığında görülecek. TL’deki değer kaybı devam ettiği sürece kulüpler, Ali Koç’un 2021’deki açıklamasına benzer dertler yaşamaya da devam edecekler. Bugün imzalanan sözleşmeyle Avrupa’nın 5 büyük liginden sonra yayın geliri en yüksek lig olmakla övünülüyor. Ancak sadece Merkez Bankası tahminlerinin tutması dahi Süper Lig'in bu sıralamada hızla gerilemesine neden olacak.