Sur'da yıkıma karşı 'yeryüzü' sofrası

Kentsel dönüşüm projesiyle yıkılmak istenen Diyarbakır’ın Sur ilçesine bağlı mahallelerde, Ramazan ayıyla birlikte yeryüzü sofrası kurulmaya başlandı. 'Sur’un Yıkımına Hayır Platformu' tarafından hazırlanan sofrada Suriçi’nde yaşayan insanların yıkımla birlikte yaşadıkları sorunlara dikkat çekilmek isteniyor.

Abone ol

DİYARBAKIR - Gezi Parkı eylemleri sırasında bir araya gelen gençler, “Dünya nimetlerini parselleyenlere inat, yeryüzü sofrasını açmaya geldik” yazılı bir pankart astılar. “Yeryüzü Sofrası” ifadesi, muhtemelen o günlerden kaldı. Dayanışmayı büyütmek için başlayan eylem, Tünel’den Taksim’e uzanan sofrayla hafızalardadır. Ardından birçok şehirde, açık alanlarda, aynı adla iftar sofraları kuruldu.

Yeryüzü sofraları 2011 yılından bu yana heyecanından ve içeriğinden çok şey kaybetmeden, her Ramazan ayında kurulmaya devam ediyor.  Bu yıl bu yeryüzü sofralarından birini Diyarbakır’da Sur’un Yıkımına Hayır Platformu kuruyor. Sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin bir araya gelerek oluşturduğu platform, Suriçi’nde oturan insanlarla dayanışmak ve karşı karşıya kaldıkları sorunlara duyarlılık oluşturmak için Ramazan ayı boyunca burada yeryüzü sofrası kurma kararı aldı.

Yeryüzü sofrası neden Suriçi’nde kuruluyor, kısaca hatırlatmakta yarar var.

ACİL KAMULAŞTIRMANIN MAĞDURLARI

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Sur Belediyesi ve TOKİ, 2009 yılında, kentsel dönüşüm projesi protokolüne imza attılar. O tarihte bazı ev sahipleri evlerinin bedeli olarak belirlenen parayı alarak mahalleden ayrıldı. Ancak Suriçi’nde yaşayan insanlar ile sivil toplum örgütleri hem mağduriyetlere hem de kentsel dönüşüm projesinin Suriçi’nin kültürel dokusuna zarar vereceğine dikkat çekerek projeye itiraz etti.

2012 yılında boşaltılan bazı evlerin yıkımına başlanmışken tepkiler arttı ve belediyeler projeden çekildi. Proje uzun zaman askıda kaldı, ancak hükümet tarafından unutulmamış olmalı ki OHAL ilanından sonra tekrar gündeme geldi. Suriçi için acil kamulaştırma kararı alındı.

Acil kamulaştırma ile evleri ellerinden alınan Alipaşa ve Lalebey mahallesi sakinlerinden, 1 Mayıs’tan bu yana evlerini boşaltmaları isteniyor. Bunun için camilerden ve zırhlı araçlardan anonslar yapıldı, duyurular dağıtıldı. Evlerini terk etmek istemeyen mahallelinin su ve elektrikleri kesildi. Mayıs ayının son günlerinde ise daha önce boşaltılmış evlerin yıkımına başlandı.  Yıkım startı verildikten sonra bir araya gelen sivil toplum örgütleri, “Sur’un Yıkımına Hayır Platformu”nu kurarak, dikkatleri buradaki soruna çekmeye çalıştılar.

SURİÇİ’NDE YERYÜZÜ SOFRASI

Suriçi’nde kurulan yeryüzü sofrası da platformun etkinliklerinden biri. Ramazan ayı başladığından bu yana Suriçi’nde değişik sokaklarda kuruluyor sofra.

Benim gidip yerinde gördüğüm yeryüzü sofrası, Sur’un Alipaşa Mahallesi’nde kurulmuştu. “Çeltik fabrikasının yanı” diye tarif etmişlerdi sofranın kurulduğu yeri. Şimdilerde çeltik fabrikası olarak bilinen harabe yapı, aslında eski bir kilise. Tarihi ve ismi hakkında değişik bilgiler mevcut. Ancak tapu kayıtlarında Ermeni Gregoryan Cemaati Vakfı’na kayıtlı görünüyor. Sofra işte bu kilisenin yanı başındaki boş alanda, sokakta kurulmuştu.

Sokak lambalarının ışığı altında kurulan sofrayı, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) kurmuştu. Sofra, boş alandan dar sokağa doğru kıvrılıyordu. Sofrayı kuranlar yemek dağıtım işini yaparken etraftaki çocuklar cıvıl cıvıldı. Kendilerine oturacak yer bulan çocuklar, yemek gecikince, hep birlikte ses çıkarmaya başladılar.

‘SURİÇİ EVRENSEL BİR MİRASTIR’

Sur’un Yıkımına Hayır Platformu içinde yer alan Ekoloji Derneği aktivistlerinden Talat Çetinkaya

İftar açılıp yeryüzü sofrası toplanırken Sur’un Yıkımına Hayır Platformu içinde yer alan Ekoloji Derneği aktivistlerinden Talat Çetinkaya ile konuşma fırsatı bulduk. Çetinkaya, Ekoloji Derneği olarak en başından beri Suriçi’nin kentsel dönüşümle yıkılmasına karşı olduklarını anlatıyor. Sur’un Yıkımına Hayır Platformu’nun geç kurulduğunu kabul eden Çetinkaya, “Ancak böyle bir platformun kurulmuş olması yine de çok önemli. Sur’daki sorunları şimdi daha güçlü bir şekilde duyurma şansımız oldu. Basın açıklamalarıyla, sosyal medya aracılığıyla Sur’da yaşanan sıkıntıları duyurmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

Suriçi’nin tarihine de dikkat çeken Çetinkaya, herkesin duyarlı olması gerektiğini söyledi: “Sur, Diyarbakır’ın kalbidir ve Diyarbakır’ın binlerce yıllık bir tarihi var. Bu tarihin evrensel bir miras olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle sadece Diyarbakırlılar değil, herkes Suriçi’ne sahip çıksın istiyoruz.”

Talat Çetinkaya, yeryüzü sofrasının Suriçi’nde kurulması hakkında ise şunları söyledi: “Suriçi’nde yaşayan ve evlerini terk etmek istemeyen insanlar bir aydan uzun bir zamandır çeşitli baskılarla karşı karşıya kaldı. En son elektrik ve suları kesilerek buradan çıkarılmaya çalışıyorlar. Tepkiler üzerine elektrik ve suları zaman zaman bırakıyorlar, ancak genellikle karanlıkta ve susuz bırakılıyor iki mahallede yaşayan insanlar. Ramazan ayı başlayınca, onlarla dayanışmanın bir biçimi olarak yeryüzü sofrası kurmaya karar verdik. Yeryüzü sofrasıyla Lalebey ve Alipaşa mahallelerinde oturan insanların sıkıntılarına da dikkat çekmek istedik.”

YIKIM KARARI ALANLARA ÇAĞRI

Talat Çetinkaya, yeryüzü sofrasını Sur’un Yıkımına Hayır Platformu içinde yer alan sivil toplum örgütlerinin kurduğunu da belirtiyor. Her akşam bir kurum, Suriçi’nde bir sokakta iftar sofrası hazırlıyor.  “Mahalle sakinleri sofranın dayanışma amacıyla kurulduğunun farkında” diyen Çetinkaya, sofranın boş kalmadığını, ancak bazı ailelerin kameralardan rahatsız olduğu için sofraya katılmadığını da sözlerine ekliyor.