Suriye’deki gelişmeleri değerlendiren EADaily ajansı, bugün itibariyle nüfusunun yüzde 75’ini barındıran ülkenin yarısının Esad’ın kontrolünde bulunduğunu yazdı.
Ajansın deyişiyle bütün cephelerde gerileyen “ılımlı muhalefet” Türkiye ve Körfez ülkeleri tarafından yeniden yapılandırılıyor. Hatta Gaziantep’te toplanan muhalif gruplar, “Milli Ordu” adında yeni bir silahlı hareket kurdu.
Ülkenin güneyinde faaliyet gösteren gruplar ise, ABD’nin himayesinde olduğundan Şam birlikleri ve İranlı “gönüllüler” onlara saldırmıyor. Güneydoğu’daki son militanlar da Ürdün’e tahliye ediliyor.
EADaily’e göre İdlib’de ılımlı muhalifler, El Kaide’nin uzantısı olan Hayat Tahrir eş Şam’a karşı yenilgiye uğradı. “Türkiye destekli” Ahrar eş Şam grubu, son zamanlara kadar Hayat Tahrir eş Şam ile sıcak temastan kaçındığı için ılımlıların bir kısmı El Kaide’ye katıldı. Ajans, ılımlıların, ancak Türkiye’nin Fırat Kalkanı esnasında kontrol altına aldığı bölgede güven içinde olduğunu iddia etti.
Başında ABD’nin olduğu koalisyon, sadece Kürtlerin kontrol ettiği topraklarda etkilidir. Pentagon’un 2018 bütçe taslağında YPG’ye verilecek eğitim ve silah yardımı kaleminin yer aldığı için Ankara’nın protestolarına rağmen ABD’nin Kürtlere desteği devam edecek. Ajansın konuştuğu uzmanlara göre Amerika şimdiden Fırat’tan doğuya uzanan Suriye topraklarını kendisine “rezerve ettirmiş”.
Bu arada EADaily ajansı, Esad ordusunun Fırat bölgesinde IŞİD’in işgal ettiği topraklar için Kürtlerle savaşabileceğini öne sürdü. İkinci aşamada, Suriye’yi terk etmeyi planlamayan İran, İsrail ile sıcak temasa girecek.
Analizi bitirirken ajans, ne de olsa “Suriye bilmecesinin yavaş yavaş Şam ile Moskova’nın lehine çözülmeye başladığını” belirtti.
Vladimir Muhin’in aynı konulu yorumu Nezavisimaya gazetesinde yayımlandı. Yazara göre IŞİD’e karşı yürütülen mücadele yakın zamanda Deyr er Zor bölgesinde Şam ordusu ile Amerikan askerlerinin desteklediği Kürtlerle savaşa dönecek.
Arap medyasının iddia ettiği gibi Şam ordusuna Deyr ez Zor bölgesinde Fırat’ı geçirtmeyeceğini söyleyen ABD’nin Orta Doğu komutanı Robert Johns’a atıfta bulunan Muhin, Esad’ın birliklerinin ile SDG’nin ayni toprakları ayni zamanda teröristlerden temizlemeye çalıştıklarına dikkat çekti. Ne var ki Kürt komutanlarına göre SDG, Esad yanlısı birliklerle sıcak temasa girmek niyetinde olmasa da “gerektiğinde silahlı karşılık verecek”. Muhin, Şam ordusunun da her halde ayni tutumda olduğunu tahmin etti. ABD destekli Kürtlerin “gittikçe daha agresif” davrandıklarını dile getiren yazar, Şam’ın onlara karşılık vermeye hazır olduğunu vurguladı.
Muhin’in röportaj yaptığı emekli general ve askeri yorumcu Yuriy Netkaçov’a göre Kürtler Suriye ordusunun önüne geçerek Deyr ez Zor eyaletini IŞİD’in elinden kurtarmayı başarırsa “doğalgaz ve petrol zengini o bölge ABD’nin nüfuzuna geçecek”. Kürtler de böylece “Suriye’den ayrılma ekonomik temelini” atmış olacaklar.
Nasıl olsa şu an itibariyle Kürtlerin Suriye’den “tamamen” ayrılmayı dile getirmemesine rağmen yazar, 2017 yılının sonuna doğru Kürt siyasetçileri tarafından hazırlanan Suriye Kürt Otonom Yönetimini kurma planına dikkat çekti.
Öyle olursa Suriye Kürt Otonomisi ülkenin üçte birini kontrol edecek ve ABD’nin desteğiyle doğalgaz ve petrol yataklarının yarısına sahip olacak. Rusya Stratejik Analiz Merkezi’nden Vladimir Fitin, Muhin’e verdiği röportajda, olası Irak ve Suriye’de Kürt otonomilerinin gerçekçiliğine pek inanmadığını söyledi. Uzmana göre İsrail’den başka kimse söz konusu gelişmeyi desteklemez. Ayni zamanda Türkiye, İran ve Irak buna kesin bir biçimde karşı çıkıyor.
REGNUM yorumcularından Stanislav Tarasov, Tükiye’nin Rusya’dan S-400 füzelerini satın almakla NATO’nun bir kriz içinde olduğunu gösterdiğini öne sürdü.
Tarasov’a göre S-400 füze sistemini satın alan Ankara, “Rusya ile çok daha derin ve geniş işbirliğine adım atarken” Moskova, “Nükleer santral ve en modern uçaksavar sisteminin sayesinde Türkiye ile yakınlaştı”. İşin önemli tarafı, Türk tarafına füzelerin yanı sıra ilgili teknoloji de verilecek. İhaleye katılan ABD ve Hollanda teknoloji vermekten vazgeçmişti.
Bugün TSK’nin aldığı silahların yarısının yerli mal olduğuna dikkat çeken Tarasov, yüksek teknoloji gerektiren silahların Türkiye’de hala üretilemediğini vurguladı.
Yazarın deyişiyle Orta Doğu’da ABD’nin zayıfladığını ve Rusya’nın güçlendiğini gören Türkiye, bölgede kendi çıkarlarını korumak için NATO’yu değerlendirmeye devam ederken Rusya ile gittikçe yakınlaşıyor. Ayni zamanda Tarasov, S-400’ün alım satımının, NATO’nun bir kriz içinde olduğuna işaret ettiğini iddia etti.
Moskovskiy Komsomolets gazetesi, Türkiye’den domates ithalat yasağının kalkmasının Rus çiftçilerini iflas ettireceğini öne sürdü.
Gazetenin yaptığı iddiaya göre iki seneye yakın süren yasak bugüne kadar Türkiye’ye 1.7 milyar dolar, Rusya’ya 1.5 milyar dolara mal oldu.O arada Rusya’da artan domates üretimi gene de tüketimi karşılayamadı. İthalattan vazgeçebilmek için üretimin ayni tempo ile birkaç sene daha artması gerekir. Üstelik yerli mal hala çok daha pahalı.
Ne de olsa Türkiye’de yetiştirilen domates, kaçak yollardan Rus süpermarketlerine ulaşıyor. Gazete muhabirlerinin görüş aldığı uzmanlara göre en işlek yolu Azerbaycan’dan geçer. Gıda pazarı uzmanları, önünüzdeki zaman Rusya’nın, Türk domateslerine kapı açmayacağını tahmin etti. Çünkü öyle olursa bu sektöre yapılan yatırımların boşa gitmiş olacak.
Ayrıca Türkiye’den gelen sebzenin, önce diğer ülkelerden ithal edilen malı, sonra da yerli üretimi pazardan çıkaracak nitelikte olduğu vurgulandı.