Suriye'nin kayıp çocukları-2: Katar ortaklı İHH yetimhanesi
Suriyeli çocuklar için İHH ve Katar ortaklığı ile kurulan 'yetimhane' 18 Mayıs'ta hizmete açıldı. Sınırdan da 'yetimleri' alacağı belirtilen merkeze devlet korumasındaki çocukların getirilip getirilmeyeceği bilinmiyor. Çocuğa Karşı Şiddeti Önleme Ortaklık Ağı’nın başlattığı kampanya ise refakatsiz çocuklar için, 'Kayıp Çocuk Yardım ve Destek Hattı' ile çözüm arıyor.
ANKARA - İHH (İnsani Yardım Vakfı) Katar sivil toplum örgütü RAF’ın (Thani Bin Abdullah Al Thani) ortaklığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın desteği ile Hatay’ın Reyhanlı İlçesi’nde Suriyeli anne ve babasını yitirmiş çocuklar için bir merkez kurdu. 'Savaş Mağduru Yetim Çocukların Yeni Yaşam Şehri' adıyla açılan merkez “Dünyanın en büyük yetimhanesi” olarak niteleniyor.
'YETİM ARAPÇADIR, PARTNERLERİMİZ DE KATARLI'
İHH Yönetim Kurulu üyesi Osman Atalay’a tarihteki örneklerini anımsatarak, “yetimhane” kavramı üzerinden yönelttiğimiz soruları yanıtlarken, partnerlerinin Katarlılar olduğunu vurgulayarak, “Yetim, Arapça bir kelimedir. Yetim korunup kollanması gereken, İslam dininin teşvik ettiği bir şeydir. Yetimlik içinde kutsallığı da barındırır. Bu nedenle yetimhane diyoruz. Ama elbette ‘çocuk yaşam merkezleri’ de diyebiliriz. Ama 'yetimhane'nin bir ötekileştirme olarak algılanacağı düşüncesinde değilim. Yetimlerimiz bizim için kutsaldır” diyor.
İHH’nın internet sitesinde yer alan bilgilere göre, 18 Mayıs’ta yapılan açılışta Başbakanlık, AFAD, MEB ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan bürokratlarla birlikte Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu da yer aldı.
DEVLET KORUMASINDAKİ ÇOCUKLAR DA GETİRİLECEK Mİ?
Osman Atalay’ın verdiği bilgiye göre merkezde halen 250 çocuk barınıyor. Peki, halen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı yurtlarda kalan refakatsiz çocuklar da yetimhaneye getirilecek mi? İHH Yönetim Kurulu üyesi Atalay bu soruyu yanıtlarken, “Zaten bakanlık ile iletişim halindeyiz. Onların vereceği yetimleri de alabiliriz” diyor.
'SINIRDAN YETİMLER TOPLANACAK'
Atalay, geçtiğimiz yıllarda Türkiye-Suriye sınırında İHH olarak oluşturdukları “yetim konteynır kenti” olarak nitelediği yerleşim yerlerinde barınan yetimleri merkeze aktardıklarını belirterek, “Sınırda bulunan ulaşamadığımız yetimleri de toplayacağız. Elbette Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) yuvalarından gelecek Suriyeli yetimleri de alabiliriz” bilgisini veriyor. Atalay, merkeze gelen çocukların üniversite eğitimlerini tamamlayana kadar yurtlarında kalacakları bir sistem oluşturduklarını belirtiyor.
DOÇ. ERDOĞAN: 'YETİMHANE' KORKUNÇ BİR KAVRAM
Hacettepe Üniversitesi Göç Araştırmaları Merkezi Müdürü Doç. Dr. Murat Erdoğan ise “yetimhane” kavramı ve İHH’nin oluşturduğu merkeze ilişkin, “Yetimhane çok korkunç bir kavram ve bir anda binlerce yetim çocuktan söz ediliyor. Böyle bir uyum süreci bana başından sakat geliyor. Ama alternatif de çok yok açıkçası. Yetimhane hem çocukların korunması ve sosyalizasyonu hem de eğitim içeriği bakımından tekrar tekrar düşünülmeli” diyor.
BÜROKRASİDE KAYBOLAN ÇOCUKLAR İÇİN HAYATİ BİR KAMPANYA
Uluslararası Çocuk Merkezi uzmanlarından Işıl Erdemli ise bürokrasinin içinde kaybolan, statüleri nedeniyle çaresiz kalan çocuklar için 75 sivil toplum kuruluşundan oluşan Çocuğa Karşı Şiddeti Önleme Ortaklık Ağı’nın başlattığı kampanyayı anımsatıyor. Erdemli, “Talebimiz refakatsiz çocukların da dahil olduğu kayıp çocuklar için bir yardım destek hattının oluşturulması. Bu hattın iyi bir şekilde duyurulması ve tanıtılması ile çocuklar bu hattı rahatlıkla arayabilir ve ihbardan öte yardım ve destek alabilir, devletin kendilerine sunduğu hizmetler ile ilgili bilgi alabilir. Bu risk altında olan çocuklar, sadece kaybolan çocuklar değil, kaldığı yerde şiddet gördüğü ya da başka nedenlerle kaçmayı düşünen/isteyen çocuklar da bu hattı arayarak destek alabilir. Böyle bir hattın önleyici bir etkisi de olacaktır.
-BİTTİ-