Suudi Arabistan ve İsrail'de Joe Biden endişesi: 'Biden-20, Covid-19'dan beter'

ABD'de Donald Trump yönetiminin son bulması, Suudi Arabistan ve İsrail'de temkinli bir şekilde karşılandı. Trump'la şahsi yakınlığı sayesinde Cemal Kaşıkçı cinayetindeki sorumluluğu pek sorgulanmayan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, Biden'la daha ilişkilerinin daha gergin olması bekleniyor. İsrail'de ise gerilim beklenmese de Trump'ın 'sonsuz yeşil ışıklarının' devre dışı kalacağı konuşuluyor.

Abone ol

DUVAR - ABD'de Başkan Donald Trump'ın yenilgiye uğraması ve Demokrat aday Joe Biden'ın başkan seçilmesi Ortadoğu başkentlerinde de yakından izleniyor. Bu ülkelerden ikisi, Trump yönetiminin sırdaşı biçimde iyi ilişkiler kurduğu Suudi Arabistan ve İsrail.

Trump'ın Cemal Kaşıkçı cinayetinden sonra bile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile sürdürdüğü şahsi yakınlık ABD'de Demokratların tepkisini çekmişken, Joe Biden yönetiminde Washington-Riyad ilişkilerinin nasıl bir denkleme oturacağı merak konusu.

REUTERS: PRENS TANZANYA DEVLET BAŞKANI'NI KUTLADI

"Suudi Arabistan'ın diğer Arap devletlerine kıyasla Joe Biden'ın seçim zaferinden kaybedecek daha fazla şeyi var" yorumunu yapan Reuters ajansı, veliaht prensin Tanzanya devlet başkanını yeniden seçilmesi nedeniyle kutlarken Biden hakkında saatlerce açıklama yapmadığına dikkat çekti. 

HANGİ KONULARDA KRİZ BEKLENİYOR?

Suudi Arabistan ile ABD arasındaki İran karşıtlığına dayalı ittifakın kökleri derin olsa da, Biden'ın başkanlığında ilişkilerde  belirli alanlarda pürüzler bekleniyor. Cemal Kaşıkçı cinayeti, Biden'ın kendisinin başkan yardımcısı olduğu dönemde İran'la yapılan nükleer anlaşmaya geri dönmek istemesi, Riyad'ın Yemen'deki savaşta oynadığı rol ve kadın hakları savunucularının tutuklanması gibi konular, gerilim noktaları olarak sıralanıyor.

Uzmanlar, Suudi Arabistan'ın Amerikan silahlarının önemli bir alıcısı ve petrol tedarikçisi olmasına rağmen, Biden'ın kampanya sürecinde 'Riyad'la ilişkileri gözden geçireceğini' söylemiş olmasına dikkat çekiyor. Biden'ın Kaşıkçı cinayetinde daha fazla şeffaflık talep edebileceği ve Yemen'deki savaşa Amerikan desteğini sonlandırabileceği belirtiliyor. 

'BIDEN-20 COVID-19'DAN BETER'

Reuters ajansı Suudi sosyal medyasında "Covid-19'dan daha kötü olabilecek tek şey, Biden-20" gibi yorumlar yapıldığına dikkat çekerken, Suudi gazetesi Okaz da birinci sayfasından yayımladığı makalede "Bölge Biden'ın zaferinin ardından ne yaşanacağını bekliyor ve buna hazırlanıyor" ifadelerini kullandı.

'İLİŞKİLER GÖZDEN GEÇİRİLEBİLİR'

İngiliz düşünce kuruluşu Chatham House'un uzmanlarından Neil Quilliam ise Biden yönetiminin, Suudi Arabistan'ın iç ve dış politikaları konusunda erkenden memnuniyetsizlik göstereceği yorumu yaptı. Quilliam, "Suudi liderliği, Biden yönetiminin ve kendisine düşmanca yaklaşan Kongre'nin, ilişkileri baştan aşağı gözden geçirmesinden, buna savunma ilişkilerinin yeniden değerlendirilmesinin de dahil edilmesinden endişeli. Dolayısıyla Yemen'deki ihtilafa son verme yönünde adımlar atacaklardır" dedi.

Suudi yönetiminden bir kaynak ise ikili ilişkilerin 'derin, sürdürülebilir ve stratejik' olduğunu, başkan değişiminden etkilenmeyeceğini söyledi. Bu kaynak, ABD'nin bir kurumlar ülkesi olduğunu belirtti.

İSRAİL NE BEKLİYOR?

Biden'ın başkanlığının yakından takip edildiği bir diğer Ortadoğu ülkesi ise İsrail. Donald Trump'ın işgal altındaki Filistin toprağı Doğu Kudüs'ü de dahil edecek şekilde 'birleşik Kudüs'ü İsrail'in başkenti' olarak tanımasının ve Suriye toprağı Golan Tepeleri'nin ilhakına yeşiil ışık yakmasının ardından, Netanyahu'nun Biden'la daha mesafeli bir ilişkisinin olması bekleniyor.

Bununla birlikte, kendisini bir 'Siyonist' olarak niteleyen ve dokuz İsrail başbakanı ile dost olan Biden'ın İsrail'le ciddi bir sürtüşme yaşaması beklenmiyor. Biden kampanya sürecinde Kudüs kararından geri adım atmayacağını açıklamıştı. 

Ancak Biden'ın İran'la nükleer anlaşmaya geri dönmek istemesi ve İsrail'in yasadışı yerleşimlerine muhtemelen karşı çıkacak olması iki ülke arasında gerilime yol açabilir. Biden 2010 yılında başkan yardımcısı olduğu dönemde, İsrail'in işgal altındaki Doğu Kudüs'teki Ramat Şlomo yerleşimine 1600 yeni ev inşa etme planını kınamıştı. Bugünse Ramat Şlomo'da 16 bin kişi yaşıyor ve bölge artık kendi otobanına sahip... (DIŞ HABERLER)