Tahıl ambarı Konya'da buğday tarlaları yeşermiyor

Döviz kurunda yaşanan yükselişin ardından girdi maliyetleri artan çiftçiyi bu kez de kuraklık endişesi sardı. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu, tahıl ambarı olarak bilinen Konya’da yağışların geçen yıllara oranla düşük olması sebebiyle tohumların toprak altında kaldığını söyledi. Soylu “Kuraklık, özellikle buğday ve arpa üretimi açısından önümüzdeki dönem için olumsuz bir tablo ortaya çıkarmaya başladı” dedi.

Abone ol

KONYA - Tahıl ambarı olarak bilinen Konya’da çiftçiler buğday, arpa ve diğer ürünler için tarlalarını tohumlamaya başladı. Çiftçiler, kasım ayında ektikleri tohumların yağış azlığından dolayı toprağın altında kaldığını ifade ederken, yağışsız geçen her günün kendilerini endişelendirdiğini anlattı.

Prof. Dr. Soylu: Kuraklık hububat çiftçisini kara kara düşündürüyor.

Yaşanan kuraklığın buğday ve arpa üretimi açısından olumsuzluklar meydana getirdiğini belirten Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu, “Küresel pandemi sürecini yaşadığımız şu günlerde gıda güvenliği oldukça önemli. Yerli üretim ve kendi üretimimiz son derece önemli. Fakat yaşanan kuraklık, özellikle buğday ve arpa üretimi açısından önümüzdeki dönem için olumsuz bir tablo ortaya çıkarmaya başladı. Hububatta verimliliğin anahtarı sağlıklı bitki çıkışıdır. Şu an sağlıklı bitki çıkışı istediğimiz seviyede değil. Kıraç alanlarda bazı bölgelerde alatav oluşumu nedeniyle tohum bozulmasıyle ilgili şikayetler gelmeye başladı” dedi.

'KURAKLIK ÇİFTÇİYİ KARA KARA DÜŞÜNDÜRÜYOR'

Bu yıl yağış miktarının çok düşük olduğuna vurgu yapan Soylu, mevcut durumu şöyle anlattı: “Geçen 2-3 yıldır ekim aylarında genelde ciddi kuraklık görülüyordu fakat sonrasında kasım ayının başı ve ortasına doğru yağışlı periyot başlıyor ve sıkıntı olmuyordu. Ekim ve kasım ayları bölgemizde hububat ekim sezonu olduğundan bitki çıkışları için yeterli yağışın düşmesi yüksek rekolte için çok önemli. Bu yıl geçmiş yıllardan farklı olarak yağış miktarı çok düşük oldu. Ekim ayında bölgemizde ortalama 15 milimetre, kasım ayında 20 milimetre dolayında yağış düştü. Bu rakamlar uzun yıllar ortalamasının yarısından daha düşük bir rakama karşılık gelmektedir. Genel olarak ortalamaya bakıldığında özellikle hububatın çıkışı için yeterli bir yağış düşmedi. Türkiye genelinde ve Konya civarında buğday ve arpa tarım alanlarının yüzde 75’i kıraç alanlardan oluşmaktadır. Dolayısıyla yağışın az olması bu bölgelerde sağlıklı bir çıkışı engelledi. Bu dönemlerde yaşanan kuraklık hububat çiftçisini kara kara düşündürüyor.”

'KONYA’YA DIŞ HAVZALARDAN SU GETİRİLMELİ'

Aralık ayında çiftçinin hububat ekili alanları kendi imkanlarıyla sulamaya devam ettiğini söyleyen Konya Pancar ve Tarım Ürünleri Üreticileri Derneği (KONPADER) Başkanı Ahmet Bestil ise 8 aydan bu yana yağışın olmadığını, Ovanın kuraklık sıkıntısı çektiğini belirtti.

Ahmet Bestil:  Çiftçinin bugün yeniden ekim yapmama ihtimali daha yüksek çünkü gırtlağına kadar borçlu.


Konya'nın 3'te 2'lik alanının kıraç alanlardan oluştuğunu vurgulayan Bestil “Konya'ya dış havzalardan muhakkak su getirilmeli. Yağış yokluğu, çiftçiyi masrafın altına sokuyor. Aralık ayında çiftçi, hububat ekili alanını suluyor. Böyle bir imkânı olmayan çiftçi ne yapacak? Kuraklıktan dolayı tohumlar çürüyor. Çiftçi, tekrar buğday ekimi yapabilecek mi? Çiftçinin bugün yeniden ekim yapmama ihtimali daha yüksek çünkü gırtlağına kadar borçlu. Ekilmeyince ne olacak? Buğday üretimi ciddi seviyede azalacak. Sonra 2021 yılında yeni sorunlar, zamlar bizleri bekleyecek. Çiftçi, çok karmaşık bir sürecin içinde. Yer altı suları azaldı. Su, artık daha derinden çıkıyor. Suyun daha derinden çıkması, çiftçinin enerji maliyetinin yükselmesi demek” şeklinde konuştu.

'GEÇEN YIL DA KURAKLIK ENDİŞESİ HAKİMDİ'

Kuraklıktan dolayı su kuyularını kullanan çiftçilerin maliyetlerinde büyük artış yaşandığını aktaran Bestil, “Geçen yıl bu günlerde Konya'da yine kuraklık olmuştu. Konya İl Müftülüğü aracılığıyla tüm camilerde yağmur duası edilmesi talebi çiftçinin kuraklık karşısında yaşadığı çaresizliği gözler önüne sermeye yetmişti.

Her şeyden daha fazla dış havzalardan getirilecek suya ihtiyacı olan Konya çiftçisi, yağış yokluğundan mecburi olarak yine su kuyularını kullanmıştı. Gırtlağına kadar borçlu olan çiftçi, su kuyularını kullandığı için daha fazla enerji girdi maliyeti altına girmişti. Durum bu yıl da aynı. Çiftçiye destek verilmeli” dedi.