Tahir Elçi Dosyası: 4 yıldır ne oldu?
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesinin ardından yaşanan süreçle ilgili bir basın açıklaması yapıldı. Elçi'nin eşi Türkan Elçi, 'Mağdur olmamıza rağmen sanık muamelesi gördük' dedi.
DUVAR - Diyarbakır Baro Başkanıyken 28 Kasım 2015'te basın açıklaması yaptığı sırada katledilen Tahir Elçi'nin ölümünün üzerinden 7 yıl geçti. Tahir Elçi'nin ailesi, Tahir Elçi Vakfı, Diyarbakır Barosu bugün İstanbul'daki Cezayir Toplantı Salonu'nda bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
15 Haziran 2022 tarihinde görülecek olan davanın 4'ncü duruşması öncesinde kamuoyuyla bazı bilgiler paylaşıldı.
TÜRKAN ELÇİ: YARI YOLDA BIRAKILDIK
Toplantıda ilk konuşan Elçi'in eşi Türkan Elçi oldu. 1 buçuk yıldır süren davayla ilgili eleştirilerde bulunan Elçi, mahkeme heyetinin objektiflikten uzak olduğunu söyledi. Elçi, "Orta çağ zihniyetiyle yol ilerleyemeyeceğini görüyoruz" dedi. Elçi şunları söyledi: "Belirli bir saatten sonra kamuoyuna bazı bilgileri açıklama ihtiyacı duyduk. Bu yolculukta bir mağdurun isteklerinin mahkeme tarafından yerine getirilmesinin kolay olmayacağını biliyorduk. Çıktığımız bu yolculukta biz yarı yolda bırakıldık, yarı yoldayız. Her nedense umutlanmayı daha çok tercih ediyoruz. Çünkü bizler toplumda yaşayan insanlar olarak yaşadığımız bölgeyle özellikle yargının pratiğini çok iyi bilen vatandaşlarız. Biz mağdur olmamıza rağmen sanık muamelesi gördük. Fakat yine de yola umutla çıkmaya devam ettik."
'BU DOSYA TÜRKİYE'NİN EN MÜHİM DOSYALARINDAN BİRİ'
Elçi sözlerine şöyle devam etti: "Bizim girdiğimiz duruşmalara mahkeme heyetinden çelikten duvar olduğunu fark ettik. Duvarın arkasında bu dosyada cezasızlıkla karşılaşacağımız fikri vardı. Biz yine de bununla karşılaşacağımızı biliyorduk ama bir hukukçu ön yargılardan yola çıkamaz. Bir buçuk yılın ardından defalarca taleplerimiz oldu, bu taleplerimiz kabul edilmedi. Bizim için sabır, metanet, ön yargılardan uzak olduğumuz için bu yolu seçtik. Tahir Elçi son ana kadar şiddet dilini ötelemiş bir insan hakları savunucusu, kardeşlik bilinci yüksek biri. Bizim görebildiğimiz kadarıyla mahkemenin toplumu düşünecek bir çaba içerisinde olmadığını görüyoruz. Toplumu bizim düşündüğümüz kadar yargının böyle bir derdi yok. İlk duruşmadan şimdiye kadar mahkeme heyetine baktığım zaman kendimi 21. yüzyılda zannettim. Orta çağ kilisesinde, objektif olmaktan uzak mağduriyet karşısında acı çekmeyen bir engizisyon mahkemesiyle karşı karşıyayız. Gönül isterdi ki ilgili makamlar da bu hassasiyeti bizim kadar düşünseydi. Bu dosya Türkiye'nin en mühim dosyalarından biri. Umut verici değerlendirmeler yapmak isterdim maalesef bunu yapamıyorum.
'TANIKLAR İŞKENCE GÖRDÜM DEDİ'
Avukat Orhan Kemal Cengiz, Tahir Elçi dosyasında mahkemenin adaletten uzak olduğunu söyledi. Cengiz, "Mahkeme her şeyi kerhen yapıyor. Soruşturma yapılıyormuş, deliller toplanmış gibi yapıyor, mahkeme de duruşma yapılıyormuş gibi hareket ediyor. Bizim de miş gibi yapmamızı istiyorlar. Maalesef Tahir Elçi ve Hrant Dink'in ölümleri, dosyaları birbirine çok benziyor. Üzerimizdeki manevi yük çok büyük. Tahir Elçi ne isterdi? Tahir Elçi kendi dosyasında hakikatin ortaya çıkmasını isterdi. Biz de hakikatin ortaya çıkmasını istiyoruz. 9 günde Tahir Elçi'yle ilgili iddianame hazırlayan yargı Elçi'nin ölümünden 4 buçuk yıl sonra dava açmak zorunda kaldılar. Israrlı taleplerimizi rağmen duruşmadan atıldık, savcılık benim tanıklarım var diyor. Tanıklar, 'bana işkence yaptılar' dediler. Ama mahkeme bunu duymuyor."
DİNLENEN TANIKLAR NE DEDİ?
Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren söz aldı. Eren yapmış oldukları suç duyurularına ilişkin açıklamalarda bulundu. Eren şunları dedi: "Bu soruşturmanın asıl muhatapları savcılar. Her cuma günü Tahir Elçi dosyasını görünür kılmak için eylem başlattık. 4 yıl boyunca dosyada tek bir şüpheli yoktu. O anı saniye saniye kaydeden şubede cinayetin gerçekleştiği 10 saniyelik bölüm yoktu. 4 buçuk yıl sonra vasat bir iddianameyle karşılaştık. 2 polis memurunun öldürülmesiyle ilgili bir soruşturma yürütülmedi. Soruşturma başladığı günden itibaren örgüt mensupları tarafından Elçi'nin öldürüldüğü yönünde delil toplandı. 4 tanık dinlendi. Tanıklar cinayete tanıklık etmediklerini söyledi. Bunlar Sur'daki örgüt mensupları. Kendilerine birtakım vaatler verilmiş. Bu savcılar hakkında yasal bir beklentimiz oluştu. Duruşmada tanıklardan biri bana ithafen bir mektup gönderdi. Nerde, ne şekilde kendisine işkence yapıldığını, hangi savcının kendisine ne vaatler sunduğunu anlattı. Mahkeme işkence iddiasını dikkate almadı. Bir savcının adil yargılanmayı etkileyerek kendi nüfusunu kullandı. Bu cinayeti örtmeye çalışan akıl kimse cinayet örgüt mensuplarına döndürüldü. Savcı hakkında suç duyurusunda bulunduk."
Eren sözlerine şöyle devam etti: "Dönemin Başbakanı (Ahmet Davutoglu) bu cinayetin siyasi bir cinayet olduğunu Diyarbakır'da anlattı. Ahmet Davutoglu'nun mahkemede dinlenmesini talep ettik, mahkeme bu talebimizi reddetti. Mahkemenin bu davanın ağırlığını kaldıramayacağını gösterdi. Tahir Elci'nin katledilmesinden sonra bölge bir çıkmaza girdi. Ankara'nın bu cinayetin ortaya çıkması için niyetini göstermesi gerekiyor."
Avukat Tuğçe Duygu Köksal, olaydan önce iki örgüt mensubunun iki polise saldırı düzenlemesinin ardından istihbaratın bu kişileri takibe aldığını söyleyerek olay yeri krokisi hakkında bilgi verdi. Diyarbakır'da ticari bir taksiyi takip eden 4 istihbaratçıyla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.
Avukat Benan Molu ise şunları şöyledi: "Gösterilen güzergahlar üzerinden gerekli önlemler alınsaydı bugün Tahir Elçi'nin hayatta olacağını düşünüyoruz."
DAVUTOĞLU'NA ÇAĞRI: AÇIKLAYIN
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun Baro ziyareti sırasında Elçi cinayeti için 'Siyasi suikast' dediğini aktararak Davutoğlu'na çağrıda bulundu: "Kendisine mahkeme huzuruna çıkarak ya da basın açıklaması yaparak kamuoyuna siyasi suikast kavramının açıklamasını istiyoruz."