İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun en cesaretli hareketlerinden biri de kentin taksi meselesine el atması oldu. Geçen ay İsmail Küçükkaya’nın programında açıklayıp sonra da birkaç hafta içinde uygulama için düğmeye bastıkları yeni düzenleme taksiciler dahil hepimiz için bir sürprizdi. Ne zaman, nerede, nasıl pişirildiğini bilmiyoruz ama uygulanmak istenen çözümün kentin taksi meselesine rahat bir nefes aldıracağını söyleyebiliriz. Çünkü daha önce de burada yazdığım gibi, İstanbul’un taksi meselesi, her şeyden önce taksi sayısı artmadan çözülemez.
Hatırlatalım, Ocak ayında şöyle yazmıştım: “Mesele, İstanbul’da taksi sayısı artırılmadan çözülecek gibi değil. Farklı kademelerde fiyat ve araç kalitesiyle hizmet veren taksi sistemleri geliştirmek, rekabet edecek büyük taksi durakları kurulmasını sağlamak ve yolcuyu taksisiz bırakmayacak sayıda aracın yola çıkmasını sağlamak gerekiyor. İş, Ekrem İmamoğlu yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne düşüyor. Ekrem Başkan’ın yeni taksi plakaları için ihale açarak bu işe el atması lazım. Ama taksicilerin böyle bir durumda ortalığı ayağa kaldıracağı da muhakkak.”
Geçen ay, Belediye’nin altı bin yeni taksiyi kentin yollarına çıkartmaya hazırlandığı açıklandı. Ama bu kez İBB farklı bir yöntem benimseyip taksi plakalarını kiralayacağını duyurdu. Ve tabii ortalık karıştı, hakikaten bir hengamedir koptu.
Anlaşılan o ki Belediye, yeni taksi plakalarını kiraya vererek ‘plaka ağaları’ denilen kişilerin ellerindeki taksi sayısını artırmak yerine, onların gücünü azaltacak bir formül geliştirmeye çalışıyor. Bu nedenle de taksi plakası sahipleriyle, plaka alım satım ve kiralama yapan komisyoncuların tepkisini çekiyor. Hatırlayacaksınız, bu işe Taksiciler Odası’ndan bile önce tepki veren Bağcılar Oto Center esnafı olmuş, galerici Gürsoy Atlı’nın “Esnaf eski esnaf değil, anında İstanbul’u kitleriz” tehdidine İmamoğlu da sert cevap vermişti.
Taksi sahiplerinin örgütü Taksiciler Odası’na göre İstanbul’daki taksi sayısı yeterli. Sorun varsa da bunun sebebi trafik. Belediye trafik sorununu çözse, hiçbir sıkıntı yaşanmayacağını savunuyorlar. Ama aslında alttan alta onlar da durumun hiç de öyle olmadığını, 30 yıldır yeni taksi plakası verilmeyen İstanbul’da araç sayısının çok az olduğunu bal gibi biliyorlar. İstanbul Taksiciler Esnaf Odası bugüne kadar yerel ve merkezi kamu yöneticilerine ne istediyse kabul ettirmiş ‘çok başarılı’ bir meslek örgütü. Bütün İstanbul halkına karşı, taksi sahiplerinin çıkarları her zaman baskın geldi. Şimdi ilk defa durum değişiyor gibi görünüyor. Biz taksi müşterileri gibi, taksi sahiplerinin de şaşkınlığı bundan kaynaklanıyor.
Esnaf Odası Başkanı Eyüp Aksu tabii ki taksi plakalarının değer kaybetmesinden dertli. Ama bir şeylerin de değişmesi gerektiğinin, artık gidecek daha fazla yol kalmadığının da farkında. Milliyet’te konuyla ilgili güzel bir dizi haber yapan Cihat Aslan’a ‘bilimsel bir çalışma’ yapılması gerektiğini söylüyor: “Valilik, belediye, üniversite, emniyet, Taksiciler Esnaf Odamız ortaklaşa bir grup kurar, bilimsel bir çalışma yapılır. Çalışmanın sonunda eğer İstanbul’da taksi ihtiyacı var ise 10553 Sayılı eski Bakanlar Kurulu kararına göre, esnafın hakkı ödenerek tahdit kapsamında bu tarz bir şey olabilir.” Oda başkanının istediği bilimsel çalışma geçen yıl hali hazırda yapılmış. İşin profesörleri de taksi sayısının artırılmasından başka bir çözüm görmüyor. İstanbul Valiliği Ulaşım Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı da taksi sayısının artırılmasından yana: “2019 Ocak ayında İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde sektörün tüm ilgililerini davet ederek çalıştay yaptık. (…) Taksi sayısı ihtiyacı karşılıyor mu? Hayır. 1990’da belirlenen 17 bin küsur taksi üzerinden 30 yıl geçmiş. Taşıt sayılarımız, nüfus artmış. Sonuç itibariyle yöntem olarak kiralama mı nasıl yapılır, yurt dışındaki uygulamalardan örnekler alınarak mı, ya da rekabete açık bir sistem mi bunlar çok tartışılır. Ancak eğer İstanbul’daki taksi sayısına hiç kimse ‘Sayı yeterlidir’ diyemez.”
Peki altı bin yeni araç İstanbul trafiğini daha da kalabalık hale getirmeyecek mi? Aslında hedef, kent içinde metro ve taksi ile ulaşım olmalı. İBB Ulaşım ve Trafik Komisyonu’nun CHP’li üyesi Birkan Birol Yıldız, “taksiler talebi karşılama noktasında bir nebzede olsa yeterli olursa, özel araç kullanımının biraz daha düşeceğini öngörüyoruz” demiş. Hakikaten doğru, taksileri güvenli ve konforlu bulmadığı için arabasına yapışık yaşayan kadın ya da erkek pek çok kişi tanıyorum. Ayrıca giderken ya da dönerken taksi bulamayacağımızı bildiğimiz için hiç istemesek bile pek çok yere arabamızla gitmeye çalışıyoruz…
Bize kaba davranıyor, müşteri seçiyor, götürmüyor, sigara içiyor, temizliğine özen göstermiyor şu bu diye şikayetlenmekten dilimizde tüy biten taksi şoförlerinin ise günde 12 saat çalışıp ayda sadece 3 bin TL civarında bir gelir elde ettiği de bu tartışma vesilesiyle bir kez daha görünür oldu. Buna bakınca insan, mevcut düzende kaybedenin sadece taksi yolcuları olmadığını anlıyor. Nitekim yine Milliyet’in haberinden öğreniyoruz ki bazı taksi şoförleri de Belediye’nin yeni uygulamasını destekliyor: Dolayısıyla taksiciler, Oto Center’daki bir galericinin dediği gibi kenti kilitlemek konusunda, hiç de kararlı görünmüyor.
Evet İmamoğlu yönetiminin bu cesur atağı, ulaşım koordinasyon organı UKOME’ye takıldı ve bürokrat üyelerin oylarıyla iade edildi. Ne de olsa muhalif belediyeler ve onları seçenler için hayat kolay değil, bunu biliyoruz… Şimdilik ilk raundu yine Taksiciler Odası kazanmış görünüyor. Fakat artık kentteki taksi sisteminin sadece beş on bin plaka zenginine hizmet ettiğini, bu işin yaşam kalitemizden götüren herkes için bir kayba dönüştüğünü bilmeyen kalmadı. Belli ki taksilerde değişim başlayacak, Türkiye’nin son yıllarda içine yuvarlandığı o garip kendinden memnun hal hiç değilse sarı taksi bağlamında değişecek…
BEN DEDİYDİM
Başımızın sarı derdi: https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2020/01/13/basimizin-sari-derdi/
Taksimetre kime yazıyor?: https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2017/08/21/taksimetre-kime-yaziyor/