Taliban’ın dönüşüyle kadınların 20 yılda elde ettiği kazanımlar yok olacak
Taliban’ın ülkenin kontrolünü ele geçirmesiyle, Afganistan yine bir kadın olmak için son derece tehlikeli bir yer haline geldi.
Azadah Raz Muhammed & Jenna Sapiano
Yabancı askeri personelin tamamının geri çekilmesi planı ve uluslararası yardımın azalmasıyla, pazar günü Kabil’in düşmesinden önce bile durum hızla kötüleşmişti. Yalnızca son birkaç hafta içinde dahi pek çok kayıp ve şiddet ihbarı yapıldı. Bu esnada, yüz binlerce insan evlerinden kaçtı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, mayıs ayının sonundan beridir kaçan insanların yaklaşık yüzde 80’inin kadın ve çocuklardan oluştuğunu dile getiriyor. Peki, Taliban’ın geri dönüşü kadınlar ve kız çocuklar için ne anlama geliyor?
TALİBAN’IN TARİHİ
Taliban, 1996 yılında Afganistan’ın kontrolünü ele geçirdi ve İslam hukukunun katı bir yorumunu izleyerek sert koşullar ve kurallar uyguladı. Taliban yönetimi altında, kadınlar örtünmek zorunda kalmışlardı ve yalnızca bir erkek akraba eşliğinde evden çıkabiliyorlardı. Bunun yanı sıra, Taliban kız çocukların eğitim almasını ve kadınların evlerinin dışında çalışmasını yasakladı. Dahası, oy kullanmaları da yasaktı. Kadınlar, dövülmek ve kırbaçlanmak da dahil olmak üzere, bu kuralları yerine getirmedikleri için zalimce cezalara maruz kaldılar ve zinadan suçlu bulunmaları halinde taşlanarak öldürüldüler. Afganistan, dünya genelinde en yüksek anne ölüm oranına sahipti.
SON 20 YIL
Taliban’ın 2001 yılında iktidardan indirilmesiyle birlikte bu kazanımlar küçük ve kırılgan olsa da durum kadınlar ve kız çocuklar açısından önemli ölçüde düzeldi. Kadınlar artık büyükelçi, bakan, vali, polis ve güvenlik gücü üyeleri olarak çalışıyorlar. 2003 yılında kurulan yeni hükümet, devletlerin toplumsal cinsiyet eşitliğini kendi iç hukuklarına dahil etmelerini gerektiren Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme’yi onayladı.
2004 Afgan Anayasası, 'erkek ve kadın Afganistan vatandaşlarının yasa önünde eşit hak ve görevlere sahip olduğunu' söylüyor. Aynı dönemde, kadınların zorla ve reşit olmayan yaşta evlendirilmekten ve şiddetten korunması amacıyla 2009 yılında bir yasa çıkarıldı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün aktardığı kadarıyla, yasanın kabulünün ardından, kadınlara ve kız çocuklara karşı işlenen şiddet suçların bildirilmesinde, soruşturulmasında ve daha az ölçüde olsa da cezalandırılmasında bir artış görüldü. Ülke neredeyse okullarda hiç kız çocuğun bulunmadığı bir durumdan üniversitede okuyan on binlerce kız öğrenciye ulaşırken, ilerleme yavaş ve istikrarsız gerçekleşti. UNICEF, 3.7 milyon Afgan çocuğun eğitim almadığını ve bunların yaklaşık yüzde 60’ının kız çocuk olduğunu açıkladı.
KARANLIK GÜNLERE DÖNÜŞ
Taliban liderleri, resmi olarak 'İslam’a göre' kadın haklarını uygulamak istediklerini beyan ettiler. Fakat bu, Afganistan’daki kadın liderler de dahil olmak üzere, büyük bir şüpheyle karşılandı. Gerçekten de Taliban, baskıcı rejimini yeniden inşa edeceğine ilişkin her türlü göstergeyi sundu.
Birleşmiş Milletler, temmuz ayında, yılın ilk altı ayında öldürülen ve yaralanan kadın ve kız çocuklarının sayısının, önceki yılın aynı dönemine kıyasla yaklaşık iki kat yükseldiğini duyurdu. Yine Taliban’ın denetimi altındaki bölgelerde kız çocukların okula gitmesi yasaklandı ve hareket özgürlükleri kısıtlandı. Zorla evlendirildiklerine ilişkin birçok haber de mevcuttu.
Şimdi kadınlar yeniden çarşaf giyiyorlar ve kendilerini Taliban’dan korumak için ev dışında sürdürdükleri eğitim ve kişisel yaşamlarına dair kanıtları yok etmekten bahsediyorlar. İsmini vermek istemeyen bir Afgan kadının Guardian’da yazdığı gibi: “Yeniden bütün temel haklarımızdan yoksun kalmayı ve 20 yıl öncesine geri dönmeyi beklemiyordum. Haklarımız ve özgürlüğümüz uğruna 20 yıl mücadele ettikten sonra, kendimize bir çarşaf bulmalı ve kimliğimizi gizlemeliyiz.”
Pek çok Afgan, Taliban’ın geri dönüşü ve uluslararası toplum tarafından terk edilmek olarak gördükleri şey nedeniyle öfkeleniyor. Sokaklarda protestolar gerçekleşti. Kadınlar, nadiren görülen bir meydan okuma gösterisinde ellerine silah aldılar. Yine de bu tek başına kadınları ve kız çocukları korumaya yeterli olmayacak.
DÜNYA, BAKIŞLARINI BAŞKA YÖNE ÇEVİRDİ
Şu anda, ABD ve müttefikleri, vatandaşlarını ve personelini Afganistan dışına çıkarmak için delicesine kurtarma operasyonları gerçekleştiriyor. Peki ya Afgan vatandaşları ve onları geleceği ne olacak? ABD Başkanı Joe Biden, Taliban’ın ilerleyişi ve gittikçe kötüleşen insani krizden pek fazla etkilenmedi. 14 Ağustos’ta yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Başka bir ülkenin iç savaşının ortasında kalacak sonsuz bir Amerikan varlığı benim açımdan kabul edilebilir değildi.”
Ve buna karşın, ABD ve -Avustralya da dahil olmak üzere- müttefikleri Taliban’ı yok etmek ve kadınların haklarını korumak için 20 yıl önce Afganistan’a girmişti. Ne var ki, Afganların büyük kısmı yaşamları boyunca barış ortamında yaşadığına inanmıyor. Taliban ülke üzerinde tam denetimi yeniden ele geçirirken, özellikle de kadın haklarını ve eşitliği korumak doğrultusundaki son 20 yılın kazanımları, uluslararası toplumun Afganistan’ı bir kez daha terk etmesi halinde risk altında kalacak. Taliban ilerlerken kadınlar ve kız çocuklar yardım için yalvarıyorlar. Dünyanın bu yakarışları dinleyeceğini umuyoruz.
Yazının orijinali The Conversation sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)