'Tank Palet Fabrikası BMC'ye devredildi mi?'

ANKARA - Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun her seçim konuşmasında dile getirdiği Tank ve Palet Fabrikası’nın özelleştirilmesi kararı, CHP milletvekillerinin de gündeminde…

Muhalefet, 19 Aralık 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 481 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Milli Savunma Bakanlığı Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü’ne bağlı Sakarya 1’inci Ana Bakım Merkezi’nin özelleştirme kapsam ve programına alınmasına tepki gösterince Cumhurbaşkanı Erdoğan ocak ayında yaptığı açıklamada, ‘Burada yapılan özelleştirme değildir. İşletme hakkının belli şartlar, belli kısıtlamalar dahilinde BMC'ye devredilmesidir’ demişti. Türkiye’nin askeri bir fabrikasının AK Partili iş insanı Ethem Sancak’a ait Katar ortaklı BMC’ye devri, kararın alındığı günden bu yana tartışılıyor.

Son olarak CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Milli Savunma Bakanlığı Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü 1’inci Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü işletimindeki Tank Palet Fabrikası’nın, 481 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile özelleştirme kapsamına alınmasını Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a sordu. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da bu özelleştirme kararı başta olmak üzere son 16 yılda gerçekleştirilen “şaibeli” tüm özelleştirmelerin, Meclis’te grubu bulunan siyasi partiler ile ilgili sendikaların ve sivil toplum kuruluşlarının oluşturacağı özel bir komisyon tarafından incelenmesi talebiyle Meclis Başkanlığı’na başvurdu.

CHP Grup Başkanvekili Engiz Özkoç soru önergesinde şu ifadelere ve sorulara yer verdi:

20 Aralık 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan karar uyarınca, özelleştirme uygulaması, işletme hakkının verilmesi yöntemiyle gerçekleştirilecek ve işletme hakkı süresi 25 yıl olacaktır.

Kararda, özelleştirme işlemlerinin 31 Aralık 2019 tarihine kadar tamamlanacağı bildirilmektedir. İhale dokümanında ve işletme hakkı sözleşmesinde yer alacak hususların Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı tarafından belirleneceği ve yine iki kurum ortaklığında, teklif sahiplerinin ön yeterlilik kriterlerinin tespit edileceği kaydedilmektedir.

‘FABRİKA DEVREDİLMEDİYSE ERDOĞAN’IN AÇIKLAMASI SUÇ DEĞİL MİDİR?’

Bu gerçeklerden hareketle;

1) Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya’da 19 Mart 2019’da yaptığı konuşmada, hangi dayanakla, “Arifiye'deki ana bakım fabrikasını, 25 yıllığına Katar-Türk iş birliği olan BMC'ye devrettik” ifadesini kullanmıştır. Tank Palet Fabrikası, BMC’ye devredilmiş midir?

2) Devredildiyse; ihale hangi tarihte yapılmıştır? Fabrikamıza ne kadar bedel biçilmiştir? İşletme hakkı devri hangi şartlarda gerçekleşmiştir? İşletme hakkı sözleşmesinde yer alan hususlar nelerdir? İşletme hakkı sözleşmesi, ihale dokümanı ve teklif sahiplerinin ön yeterlilik kriterleri için Milli Savunma Bakanlığı’ndan görüş alınmış mıdır?

3) Devir işlemi gerçekleşmediyse; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fabrikanın BMC’ye devredildiği açıklaması, yasal olarak suç değil midir? İhaleye fesat karıştırma suçu oluşmamış mıdır?

4) Mevcut koşullarda sağlıklı, şeffaf, adil bir ihale yapmak mümkün müdür?

5) Özelleştirme kararının iptali yönünde bir çalışma bulunmakta mıdır?

Özkoç, Bilgi Edinme Kanunu kapsamında Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB)’na da Tank ve Palet Fabrikası’nın özelleştirilmesi süreciyle ilgili yürütülen işlemleri ve bu süreçte

Milli Savunma Bakanlığı’ndan görüş alınıp alınmadığını sordu.

TANRIKULU  ÖZEL BİR KOMİSYON KURULMASINI İSTEDİ

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 19 Aralık 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 481 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Milli Savunma Bakanlığı Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü’ne bağlı Sakarya 1’inci Ana Bakım Merkezi’nin özelleştirme kapsam ve programına alınmasına kararının Meclis’te kurulacak bir komisyon tarafından incelenmesini istedi.

'BU ÖZELLEŞTİRMENİN YAPILIŞ ŞEKLİ HUKUKSUZ VE ŞAİBELİDİR'

Tanrıkulu, Meclis Başkanlığı’na yaptığı başvuruda şunları söyledi; "20 Aralık’ta başlayan özelleştirme süreci ile ilgili kamuoyu bilgilendirilmezken 25 gün sonra fabrikanın yabancı ortaklı bir firmaya verildiği ilan edilmiştir. Tank ve Palet Fabrikası’nın askeri bir niteliğe sahip olması sebebiyle bu yöntemle özelleştirilmesi doğru değildir. Bununla birlikte, şeffaf ve nesnel bir ihale süreci olmaksızın fabrikayı alacak şirketin belli olması, özelleştirmeyi şaibeli hale getirmektedir. Ayrıca gerek ilgili kararnamede yer alan hükümlerde gerekse hükümet üyeleri ve AKP mensupları tarafından ortaya atılan iddialarda, özelleştirmeye dayanak olarak sunulan gerekçeler gerçekçi değildir. Öte yandan özelleştirmenin gerçekleşmesi halinde, iddia edilenin aksine, savunma sanayisini güçlendirmek bir yana ciddi biçimde zayıflatacak, büyük bir ulusal güvenlik zafiyeti ortaya çıkaracaktır. Tank ve Palet Fabrikası’nın özelleştirilmesi, biçimi ve sonuçları itibarıyla münferit bir olay değildir. 481 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile alınan özelleştirme kararı, tesisin askeri statüye sahip olması ve arazisinin kamuya hibe edilmiş olması nedeniyle kanuna uygunluk yönünden değerlendirilmelidir. Bu iki hususa ek olarak, ayrıca özelleştirmenin yapılış şekli baştan sona hukuksuz ve şaibelidir"

İHALE SÜRECİ OLUP OLMADIĞI BİLİNMEMEKTEDİR: Tank ve Palet Fabrikası’nın işletme hakkının verileceği şirket hiçbir şeffaf ihale süreci olmaksızın kamuoyuna açıklanmıştır. Karar, 1’inci Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü’ne bir genelge ile bildirilmiştir. Özelleştirmenin nasıl gerçekleştirildiği, ihale süreci olup olmadığı bilinmemektedir. Altay Tankı seri üretimi ihalesinin BMC’ye verilmesi ve Tank ve Palet Fabrikası’nın BMC’ye tahsisi bir arada düşünüldüğünde, iki ihalenin de hukuksuz olarak, saydamlık ve kamu çıkarını gözetme ilkelerinden uzak bir biçimde, kayırmacı ve şaibeli tavırda gerçekleştiği aşikardır. Bugünkü bedeli 20 milyar Doların üzerinde olan Tank ve Palet Fabrikası’nın ortada meşru hiçbir sebep yokken yerli ve yabancılara devredildiği anlaşılmaktadır. Başta bugünkü bedeli 20 milyar doların üzerinde olan Tank ve Palet Fabrikası’nın ortada meşru hiçbir sebep yokken yerli ve yabancılara devredilmesi olmak üzere, son 16 yılda Türkiye'de yapılan tüm şaibeli özelleştirmelerin incelenmesi ve saydamlıktan uzak, "yandaş" mantığı ile yapılan tüm özelleştirmelerin de incelenerek bu süreçlerde ihmali ve sorumluluğu bulunanların da belirlenerek haklarında gerekli işlemlerin başlatılabilmesi amacıyla ivedilikle Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerden, STK’lar ve ilgili sendikalardan oluşan bir komisyon kurulmasını saygılarımla arz ederim. (DUVAR)