Tanrıkulu: Teklif, 90’ların 'SS kararnamesi'nin benzeri

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, valilere ildeki belirli yerlere giriş çıkışla ilgili sınırlama ve uzun gözaltı yetkisi veren yasa teklifini, 1990’lı yıllarda çıkan "Sansür-Sürgün Kararnamesi-SS Kararnamesi” olarak nitelendirilen 430 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye benzediğini söyledi.

Abone ol

ANKARA - 15 Temmuz askeri darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL, 2 yılın ardından yeniden uzatılmayacağı için sona erecek. Ancak 7 kez uzatılan OHAL’in sona ermesine 2 gün kala Meclis’e sunulan yasa teklifi ile bazı OHAL yetkileri devam ettirilecek.

Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, valilere yeni yetkiler verecek, ihraçların devamını sağlayacak teklif ile “OHAL’in kalıcı hale getirilmek istendiğini söyledi.

Tanrıkulu, valilere ildeki belirli yerlere giriş çıkışla ilgili verilecek sınırlama yetkisini için, “Bu 90’lı yıllarda çıkan Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği 'SS' olarak nitelendirilen “sansür-sürgün” kararnamesinin benzeridir” dedi. Tanrıkulu’nun anayasal temel hak ve özgürlüklerin kanunla sınırlandığını söylediği teklifle ilgili değerlendirmeleri şöyle oldu:

OHAL’İN EN KRİTİK MADDELERİ KALICI HALE GELİYOR: 3 ay süreyle ilan edilen OHAL, 19 Temmuz’da yeniden uzatılmayacak. Böylece 2935 sayılı OHAL Yasası ile valilere ve diğer kamu otoritelerine tanınan yetkiler son bulacak. Bu psikolojik olarak iyi bir şey. Ancak şimdi getirilen 25 maddelik teklif ile en kritik maddeler sürekli hale getiriliyor. 3 ayda bir OHAL’in uzatılması sırasında en azından Meclis’in devreye girmesi söz konusuydu. Her OHAL uzatıldığında Meclis’te tartışma konusu olabiliyordu. Şimdi sürekli düzenleme ile bu tartışmaların da önüne geçilmiş oluyor.

SOMALI AİLELER ANKARA'YA ALINMAYACAK: Herhangi bir mahkeme kararı olmadan kimi yurttaşların illere alınmaması söz konusu olacak. Somut örnek verelim. Somalı aileler Ankara’ya geldi, bu düzenlemeyle artık gelemeyecek. Şehre alınmamayla ilgili bir kişi hakkında kuvvetli suç işleme riski varsa o şahıs yakalanabilir, tutuklanabilir. Şimdi vali neye göre bu kararı verecek. Bu yetki 90’lı yıllarda çıkan, Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği “SS” olarak nitelendirilen “sansür-sürgün” kararnamesinin benzeridir. Yurttaşların, seyahat, toplantı gösteri özgürlüklerinin bir yargı kararı olmadan 15 gün gibi uzun bir süre sınırlanması kabul edilemez.

İHRAÇLAR DEVAM EDECEK: 12 sayfalık yasa teklifinin 4 sayfası ihraçlarla ilgili. 3 yıl süre ile bugüne kadar neredeyse sayısı 200 bine yaklaşan kamu çalışanlarının ihraçları Cumhurbaşkanı nezdinde tüm kurumlara dağıtıyorlar. Silahlı kuvvetlerden üniversitelere aynı şekilde yapılabilecek. Komisyonların iade kararlarının aynen yerine getirilmesini de engelleyen düzenlemeler var. İçişleri bünyesinde merkezlere iade “kızak görev” demektir.

GÖZALTI SÜRESİ 12 GÜN OLACAK: Gözaltı süresi 4 gün, iki kez uzatma yetkisi veriliyor. Dolayısıyla gözaltı süresi 90 güne kadar çıkarılabilir. Hakim kararı ile olsa da AİHM içtihatlarına göre 4 gündür. Bu durumda şu anki 14 günlük süre sadece 2 gün kısaltılmış oluyor. Kolluktan gelen bir talebe uygulamalardan hakimlerin hayır demediğini biliyoruz.

ANAYASADA OLMAYAN KISITLAMALAR KANUNLA GELİYOR: Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, kötü muamele ve işkence yasağı, adil yargılanma hakkı, ifade ve düşünce özgürlüğü, özel yaşama, konut dokunulmazlığına müdahale, seyahat özgürlüğü, çalışma hakkı, aile bütünlüğünün korunması hakları gibi alanlarda anayasada olmayan kısıtlayıcı, sınırlayıcı yetkiler bir yasa teklifi ile veriliyor. Bu Olağanüstü Hal’in sürekli hale getirilmesi ve kalıcılaştırılmasıdır. Şimdi bunu eleştirenlere “siz terörden yana mısınız, değil misiniz” diyorlar. Biz terörle mücadeleden yanayız, ama bunun hukuk kuralları içinde, temel hak ve özgürlüklere riayet edilerek ve bunlar gözetilerek yapılması gerektiğini söylüyoruz.