Tarikat ve iktidar sarmalının orta yerinde: Çıplak Kalp
Elçin Poyrazlar'ın yeni romanı 'Çıplak Kalp', Doğan Kitap tarafından yayımlandı.
Abdullah Ezik
Elçin Poyrazlar’ın yeni romanı 'Çıplak Kalp', ele aldığı olay örgüsü, içerisinde yer alan güncel sorunlar ve bir ülkenin bugününe dair çizdiği panorama ile dikkat çeken bir eser. Bütün bir hikayeyi komiser Suat Zamir ve etrafındaki bir avuç insan üzerinden irdeleyen roman, okura sunduğu polisiye örgü ve çok katmanlı anlatı yapısıyla farklı bir yerde duruyor.
Elçin Poyrazlar’ın polisiye örgüsünün merkezinde yer alan ana kahramanı Komiser Suat Zamir, karakteri ve bu karakterlerin bir olayın çözümünde ona sunduğu özelliklerle/değerlerle dikkat çeken bir kahraman. Öncelikle ele aldığı polisiye örgüleri Suat Zamir’in karakteriyle iç içe geçiren ve bütün bir örgüyü onun etrafında geliştiren Poyrazlar, böylelikle hikaye ile karakter gelişimini birbirleriyle örtüşen bir şekilde ele alır. Adaletin sağlanması ve yeniden tahsis edilmesi konusunda büyük bir ısrar ile giriştiği davayı sonuna kadar sürdürmekten geri durmayan bir karakter olan Suat Zamir; inatçı, isyankar, kavgacı, kimi zaman dik başlı bir figür olarak belirir. Onun hiçbir zaman geri adım atmayışının ve başına her ne gelirse gelsin mücadele etmekten vazgeçmeyişinin temelinde bu karakteristik özelliklerin büyük bir payı vardır. 'Çıplak Kalp' de bu noktada Suat Zamir’in daha önceki romanlarda başlayan hikayesinin devamı olarak ön plana çıkar.
'SUAT ZAMİR, TOPLUMUN İÇİNDEN BİR KARAKTER'
Bir başka düzlemde Elçin Poyrazlar’ın polisiye örgüsünün bugün ve Türkiye ile yakından ilgilendiği söylenebilir. Bir polisiye yazarı olarak Poyrazlar bütün bir örgü evrenini bugünün koşullarını değerlendirip onlar üzerinden bir yapı geliştirerek ortaya koyar. Bugün, onun romansal zamanıdır. Hikayeyi geçmişte değil, bugünde kurar Poyrazlar ve bu nedenle onun romanları günün bir tanığı olarak kabul edilebilir. Nitekim Poyrazlar kendisi de bunu doğrudan dile getirir:
"Ben güncelin polisiyesini yazıyorum ve Türkiye’deki suçlardan besleniyorum. Ne yazık ki önüme sınırsız bir malzeme düşüyor. Gazetecilikten gelen reflekslerim ve siyasete bakışım romanlarımı şekillendiriyor. Bir ülkede derin yoksulluk varsa büyük hırsızlık var demektir. Bir ülkede belli bir kesim ceza, tehdit ve cebir altında yaşıyorsa adalet mekanizmasında büyük bir boşluk var demektir. O boşluğu da suç çeteleri doldurur. Bugün Türkiye müthiş bir suç dalgasının içinden geçiyor. Dolandırıcılık, şiddet, uyuşturucu, cinayet ve derin çocuk istismarı… Suç üstüne yazan bir romancı olarak bunlara gözümü kapatmam mümkün değil. Sorunuzun kısa yanıtı, Suat Zamir tam da Türk toplumunun içinden bir karakter." (Meryem Parlak, Cumhuriyet, 03.12.2023)
Zaman meselesine paralel bir şekilde Poyrazlar’ın roman coğrafyasının Türkiye’yi içerisine aldığı ve bu noktada Türkiye’nin sorunlarıyla doğrudan ilgilendiği ifade edilebilir. Türkiye’nin özellikle 2010 sonrası geçirdiği dönüşüm Elçin Poyrazlar’ın romanlarında kendisine geniş bir yer bulur. Denebilir ki günümüz Türkiyesi’nin sorunları Poyrazlar’ın polisiyeleri üzerinden takip edilebilir, ki polisiyenin günün şartları, zamanı ve problemleriyle ne derece ilgili bir edebi tür olduğu düşünüldüğünde bu durum daha da anlamlı bir hal alır.
'DEVLET-TARİKAT İLİŞKİLER'
'Çıplak Kalp, temelinde iki katmanlı bir yapıya sahiptir. Romandaki ilk örgü dini tarikatlar, tarikatların resmi makamlara sızışı ve ele geçirdikleri alan, dini değerler üzerinden giderek yozlaştırarak kurdukları ekonomik çark ile ilgilidir. Bu noktada Suat Zamir’i ziyaret eden takkeli, cüppeli, bir tarikata üye olduğu her halinden belli olan Samet isimli çocuk, romanın ilk katmanını meydana getirir. Samet’in “kalbinin kutuda eve geldiği”ni söylediği babası ile ilgili soruşturma talep etmesi ve bu noktada Suat Zamir’i ziyaret etmesi, zamanla farklı meseleleri beraberinde getirir. Samet ve ailesinin tarikatlarla ilişkisi, tarikatların devlet içerisindeki konumu, öyle ki zamanla birçok farklı devlet kademesine sızan tarikatların bu soruşturmayı engellemek için mücadele etmesi bu konunun günümüz Türkiyesi’nde ne derece önemli bir mesele haline geldiğini ortaya koyar. Samet ve ailesi üzerinden soruşturulan devlet-tarikat ilişkileri, böylelikle ilk ve temel katman olarak roman boyunca beliren bir izlek olarak sürdürülür ve kitabı salt polisiye olmaktan, salt bir cinayetin peşinden gitmekten kurtarır.
Romanda ikinci bir katman müteahhit Cüneyt Canipoğlu ile geliştirilir. İktidara yakınlığıyla bilinen bir müteahhit olarak kendisinden söz edilen Cüneyt Canipoğlu, bir anda ortadan kaybolur ve nerede olduğu kimse tarafından tespit edilemez. Bu gizemli kayboluşun ardından hemen harekete geçen emniyet, onu bir an önce bulmak için büyük bir seferberliğe girişir. Yine Samet’in hikayesine paralel bir şekilde devlet ile özel sermaye arasındaki ilişkilere dair farklı bir açılım geliştiren bu yapı, romana dair yeni bir alanın söz konusu oluşu anlamına gelir. Suat Zamir, Selin ve Beren, Cüneyt Canipoğlu’nun başına ne geldiğini araştırırken iktidar ile ilgili farklı türden sorunlarla karşı karşıya gelir. Bir tarafta engellenmeye çalışılan bir soruşturma varken öte tarafta hızla sonuçlandırılmaya ve ne olduğu tespit edilmeye çalışılan bir süreç vardır. Bir tarafta iktidar tarafından engellenen, diğer tarafta iktidar tarafından desteklenen bir soruşturma söz konusudur. Bu karşıtlık, romana farklı noktalardan yeni açılımlar sunar.
İKTİDAR
Polisiye, türün doğası gereği bugünün izlerini yapısında güçlü bir şekilde hissettirir. Elçin Poyrazlar’ın polisiye dünyasının da merkezinde bu düstur yer alır. Dolayısıyla Samet ve Cüneyt Caniopoğlu karakterleri üzerinden bugün ve bugünün ülke yapısına dair farklı açılımlar geliştiren yazar, onlar üzerinden ortak bir sorunsala dikkat çeker: "İktidar". Ortada birçok farklı suça ortak olan, kirli, karanlık, içerisinde birçok karmaşık ve yasa dışı ağ barındıran bir iktidar yapılanması vardır. Bu yapılanma tespit edilip bozulmadıkça hiçbir şey değişmeyecek, zaman hiçbir yarayı iyileştirmeyecektir.
'Çıplak Kalp', Elçin Poyrazlar’ın Komiser Suat Zamir üzerinden ördüğü ve birçok sorunsala dikkat çeken bir devam romanı. Kitap boyunca bugüne ve Türkiye’ye dair birçok probleme vurgu yapan yazar, bu sorunsalları dile getirirken okura her şeyi bütün çıplaklığıyla göstermekten, her bir sorunu salt o soruna maruz kalan insanlar üzerinden değil, aynı zamanda bütün bir toplumsal yapı ile ilişkili bir şekilde değerlendirmekten geri durmaz. Dolayısıyla bu mesele Poyrazlar polisiyesini ve 'Çıplak Kalp’i bugün için farklı ve özel kılan en temel meselelerden birisi olarak ön plana çıkar.