Tarım işçileri Bursa'da: Genelge var, uygulama yok

Bursa'ya gelen mevsimlik tarım işçileri, hayata geçirildiği söylenen pek çok çalışmaya rağmen kötü koşullarda yaşamaya devam ediyor. Uzmanlar, tarım için bu işçilere ihtiyaç olduğunu söylüyor.

Abone ol

BURSA - Mayıs ayı, mevsimlik tarım işçilerinin memleketlerinden 7 ay boyunca tarlada çalışacakları, çadır kamplarda kalacakları kente göç ettikleri ay. İşçiler, “Devlet burayı unutmuş” dese de 27 Nisan’da bakanlık tarafından kapsamlı bir genelge yayımlandı.

Tarım İşçileri Sendikası Genel Başkanı Umut Kocagöz, yurttaşlıktan gelen hakları nedeniyle sosyal güvencelerinin olması gerekirken, genelgenin bu kapsamda olmadığını belirtiyor.

2010 YILINDAN İTİBAREN YAPILAN ÇALIŞMALAR MEVCUT

Mevsimlik tarım işçileri, her yıl çeşitli kentlerden Bursa’nın Yenişehir, İnegöl, Mustafakemalpaşa, Karacabey ilçelerine çalışmaya geliyor. Çadır kamplarda su, tuvalet, gıda gibi temel ihtiyaçlardan yoksun koşullarda aylarca yaşıyorlar. “Bir tuvalet olsa yeter” diyen de var, “Burayı devlet unutmuş” diyen de... Devletin mevsimlik tarım işçilerinin yaşam alanlarının iyileştirilmesine yönelik 2010 yılından itibaren yaptığı çalışmalar mevcut. 2010’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından ‘Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma ve Yaşam Koşullarının İyileştirilmesi Projesi 1 (METİP 1) uygulandı. Ulaşım, barınma, eğitim, sağlık, güvenlik, sosyal çevreyle ilişkiler, çalışma ve sosyal güvenlik bakımından mevcut sorunların giderilmesi için 65 projeye yaklaşık 96 milyon TL ödenek aktarıldı. 2015’te Meclis Araştırma Raporuyla ikinci proje hazırlandı. 2017 yılında ve son olarak 27 Nisan 2024’te mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin çalıma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesine yönelik genelge yayımlandı.

Mevsimlik tarım işçileri, kötü koşullarda yaşamlarını sürdürüyor. 

GENELGEDE YAZANLAR GERÇEKTE YOK

Genelgede işçilerin barınma alanı olarak prefabrik, betonarme ya da çelik iskeletli yapıların, elektrik, su ve kanalizasyon alt ve üst yapılarının valiliklerce oluşturulması ifade ediliyor. Ancak işçiler, en az 10-13 yıllık çadırlarda barınıyor veya naylondan yaptıkları alanlarda kalıyorlar. Elektrik ve su hizmet abonelikleri ve kullanım bedelleri, bakanlığın gönderdiği ödenekten veya işçiler tarafından karşılanacağı belirtiliyor. Gerçekteise tamamını işçiler karşılıyor.

Genelgelerde mobil sağlık ekiplerinin oluşturulacağı yer alsa da işçiler, sigortalı olmadıkları için hastanelere dahi kabul edilmediklerini söylüyor.
Genelgede, zorunlu eğitim çağındaki çocukların okula devam etmelerinin sağlanacağı, okul kıyafetleri ve malzemelerin sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla karşılanacağı belirtiliyor. Oysa 10 yaşından büyük çocuklar tarlada işçi olarak kullanılıyor. Çocukların eğitime erişimlerinin sağlanmasında ulaşım ihtiyacının giderilmesi için il/ilçe milli eğitim müdürlükleri ve valilikler genelgeyle sorumlu tutulsa da gerçekte herhangi bir çalışma mevcut değil.

‘GENELGENİN UYGULANMAMASI, İŞÇİLERİ ARACILARA TESLİM EDİYOR’

Üç yıldır mevsimlik tarım işçilerinin yaşam alanlarını araştıran Bursa Su Kolektifinden Habib Göbelez, her yıl yetkililerin gelip gittiğini fakat bir iyileştirmenin yapılmadığını söylüyor. Göbelez, genelgeye ilişkin, “Cumhurbaşkanlığı Mevsimlik Tarım İşçileri Genelgesi’nin (CMTİG) uygulanmaması neticesinde, fiziksel şartlar çok ilkel olduğundan hiçbir destek bulamayan işçi, tamamen iş aracısına (dayı başı) kendisini teslim etmiş durumda. Suriyeli sığınmacı işçiler, yüzde 70-80 oranlarında yedek işgücü ordusunu oluşturuyor. Kürt işçiler ise tamamen devletin topraksızlaştırma, toprağından koparıp işsiz bırakarak yedek iş gücü ordusuna ilave etme politikalarının neticesinde çaresizliğe düşerek mevsimlik tarım işçisi oluyor” diyor.

Tarım İşçileri Sendikası Genel Başkanı Umut Kocagöz
‘KAYIT DIŞI, KANUNSUZ BIRAKTIKLARI BİR ALAN’

Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesine yönelik, il özel idareleri, belediyeler, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın onayıyla bütçelerinden maddi destek sağlayabilirler. Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşları projelerle de maddi destek sağlayabilecek.

Tarım İşçileri Sendikası Genel Başkanı Umut Kocagöz, projelerle bütçenin oluşturulmasını, devletin mevsimlik tarım işçilerine bakışı nedeniyle sorunlu buluyor. “İşçileri bir proje olarak gören yaklaşım, işçilerin yurttaşlıktan gelen haklarının kullanılmasına yönelik temel bir sorun içeriyor” diyen Kocagöz, esas sorunların başında sigortalı çalışmama, esnek çalışma, kayıt dışı çalışma olduğunu belirtiyor.

Kocagöz, “Bütün bu genelgenin mantığı, bu işçilik biçiminin yurttaşlık kategorisi içerisinde işçilik haklarının oluşacağı düzlemde olmaması. Devletin düzenlediği ama sorumluluklarını da olabildiğince devretmeye çalıştığı, aslında bu alanı kayıt dışı, kanunsuz bıraktıkları bir süreçle karşı karşıyayız” diyor.

‘GENELGE DEVLETİN SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMEYECEĞİNİ GÖSTERİYOR’

Kocagöz, 2024 genelgesinin daha ayrıntılı ve denetimi sağlayan görüntüsünün altında işçilerin sıklıkla ölümle karşı karşıya kalmasının olduğunu söylüyor. Kocagöz, “Türkiye tarımının ana emek gücünü oluşturan mevsimlik tarım işçileri daha yola çıktıkları anda kazalarla iş cinayetlerine kurban gidiyor. Kötü barınma koşullarıyla karşılaşmaları, gittikleri yerde aşağılanma ve ırkçılığa maruz kalmaları, bu emekçilerin yurttaş işçiliği kavramından uzak bir yerde durduğunu gösteriyor” diye konuşuyor.

İşçiler, sosyal güvenlik kapsamında değiller. Ayrılan bütçelerin düşük olduğunu belirten Kocagöz, “Üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının bütçe aktarması devletin sosyal güvenlik sorumluluğunu üzerinden atmasının, bu alanı projeci yaklaşımla tarif etme gibi sürecinin yolunu açıyor. Bu genelge, devletin buradaki kendi sorumluluğunu yerine getirmeyecek şekilde davranmaya devam ettiğini gösteriyor. Mevsimlik tarım işçilerinin örgütlenmesi ve örgütlü bir şekilde haklarını arama mücadelesi vermesinin elzem olduğunu ve ancak bu şekilde yurttaş olarak tanınabileceğini düşünüyoruz” diyor.

Mevsimlik tarım işçilerinin yaşam alanında elektrik kabloları açıkta yer alıyor. 
‘YAPTIKLARI TEK ŞEY YER GÖSTERMEK’

Her yıl sahada gözlem yaptıklarını ve valilikle görüştüklerini belirten Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Fevzi Çakmak, “Ne yazık ki sadece tespit yapılmaktan öteye gidilmiyor. Yeterli bütçe ayrılmıyor. Genelgede belirtilen kadroları oluşturmak lazım ama uygulamada yapılabileceğini düşünmüyorum. Yaptıkları tek şey, yer göstermek. Banyo, tuvalet yok. Elektrik kabloları yerlerde geziyor. Mevsimlik tarım işçileri olmasa Bursa’da meyve-sebze tarımı yapılamaz hale gelir. Çünkü Bursa’da bu işi yapacak yeterlilikte insan gücü yok” diyor.