Taşgetiren: Emniyet içinde Türkiye’yi tehlikeye sürükleyecek nasıl bir yapı var?

Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, Bahçeli'nin grup toplantısındaki iddialarını ve Erdoğan'ın açıklamalarını değerlendirdi, yargıdaki ve Emniyetteki siyasallaşmanın boyutlarına dikkat çekti.,

Abone ol

DUVAR- Devlet Bahçeli'nin MHP Grup toplantısındaki açıklamalarından sonra Erdoğan'ın AK Parti grup toplantısında "kuklayı ve kuklacıyı biliyoruz" açıklamaları dikkatleri İçişleri Bakanlığı ve Emniyet'teki gelişmelere yöneltti. Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, Sinan Ateş cinayeti ve Ayhan Bora Kaplan'ın yakalanmasından sonra yaşananları değerlendirdi, siyasilerin konuşmalarının kamuoyunu ikna etmekten uzak olduğunu ifade etti. İktidarın önlem almak yerine bu siyasallaşmayı kullanmayı tercih ediyor olabileceğini belirten  Taşgetiren'in, "Bundan bir 'Beka sorunu' çıkar!" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle: 

"Emniyet’imizin de Yargı’mızın da, siyasi, hadi ’kamplaşmalar’ demeyeyim, daha nazik olsun ’aidiyet bölünmeleri’ yaşadığı cümlenin malumudur. Bunu en çok ’Yargıtay Başkanı seçimleri’nde bütün Türkiye gördü.

Bunların, yani Emniyet ve Yargı gibi ’tarafsız ve bağımsız’ olmaları, ülke için hayati önem taşıyan alanların operasyonel nitelik taşıyacak boyutta siyasallaşmaları bir sorun ise, üstelik bu sorun çok kritik kalkışmalarla ortaya çıkmışsa, bir ülkeyi 22 yıldır yönetenler, bu meselenin daha sağlıklı hale gelmesi noktasında gerekli tedbirleri almazlar mı?

Tedbir almak yerine, bu siyasallaşmayı kullanmayı mı tercih ederler?

Ankara’nın göbeğinde iltisakları iktidarı da tedirgin edecek cinayet işleniyor. Hayret, öldürülen Ülkü Ocakları liderinin eşinin çırpınışları olmasa, resmen kan yerde kalacak algısı oluşuyor.

Ankara’nın göbeğinde, bir suç örgütü şefi, İçişleri Bakanı ile silahlı fotoğraf çektiriyor. Bu fotoğraf ’15 Temmuz hatırına’ olsa gerek bir işlem görmüyor.

Ankara’nın göbeğinde, o suç örgütü şefine, ’yurt dışına kaçarken’ operasyon yapılıyor. İlginç, o operasyona iştirak eden polisler de şu yaşanan hengamede gözaltına alınıyor.

O suç örgütü şefi ile iltisaklı bir çete mensubu, gizli tanık oluyor ve ’siyaseti karmakarışık edecek’ acayip açıklamalar yapıyor.

Ardından zirveler, zirveler…

Ve malum açıklamalar… ’Kuklalar, kuklacılar ve Cumhur İttifakı ile birlikte Türkiye tehlikede’ anonsları…

Yani liderler, kamuoyunu ikna etmek için konuşurlar, değil mi? Konuştular, ikna oldu mu kamuoyu? Yani ’Türkiye tehlikede’ sözüne ikna oldu mu? Yani Devletin ’Kuklayı ve kuklacıları bildiğine’ ikna oldu mu?

Emniyet içinde hâlâ var olan ve Türkiye’yi tehlikeye sürükleyecek yapı, nasıl bir yapı olabilir?

Cumhurbaşkanı Erdoğan MİT Başkanı ile de görüştü, mesela böyle bir tehlikeli operasyonu MİT haber almamış olabilir mi, almışsa neden daha önce bilgilendirme yapılmamıştır? Emniyet İstihbarat’ın bilgisi yok mudur? Ne yani, Bahçeli’nin dediği gibi 17 - 25 Aralık benzeri bir Emniyet – Yargı kalkışması ihtimalinden söz ediliyorsa, ya da Yerlikaya’nın dediği gibi taa Cumhurbaşkanı’na ulaşacak boyutta ’Fetövari’ bir iş söz konusu ise, bu son hamleye kadar görülmemiş olabilir mi?"

(HABER MERKEZİ)