Tatvan Belediyesi'nden KHK ile ihraç edilen işçiler için işe iade ve tazminat kararı
Tatvan Belediyesi'nde çalışırken KHK ile işten atılan işçilerin işe iade edilmesine ve işçilere tazminat ödenmesine karar verildi. İşçilerin avukatı Diyar Orak, “Kararlar benzer durumda KHK’lılar ve OHAL büroları tarafından hazırlanan listeler ile işten çıkarılan işçiler için emsal niteliğindedir” dedi.
Sinan Aygül
BİTLİS - Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), Tatvan Belediyesi’nde çalışırken KHK ile işten atılan işçilerin başvurularını kabul edip hak ihlali kararı vermesinin ardından Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesi de işçilerin işe iadesine ve tazminat ödenmesine karar verdi. KHK ile işten atılanlara ilişkin ilk iade ve tazminat kararı olan bu karar aynı zamanda emsal niteliğinde bir karar.
Bitlis’in Tatvan ilçesinde 2017 yılında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen Tatvan Belediyesi işçilerinin lehine verilen Anayasa Mahkemesi kararının ardından emsal niteliğinde bir karar da yerel mahkemeden geldi.
Başvuru sahibi KHK’li işçilerin işe iade talebini kabul eden Tatvan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi işçilere tazminat ödenmesine hükmetti. Anayasa Mahkemesi, 8 işçi ve dosyası sonradan karara çıkan 1 işçi ile ilgili ihlal kararı verirken yerel mahkeme AYM’nin kararını emsal kabul ederek 9 işçinin iadesine karar verdi.
2017 yılında açılan işe iade davalarının yerel mahkeme ve istinafta reddedildiğini söyleyen avukat Diyar Orak, başvuruların reddi üzerine AYM'ye “Makul sürede yargılanma hakkı”, “Adil yargılanma hakkı” ihlalleri gerekçesiyle başvuruda bulunduklarını, AYM’nin Kasım 2020’de karara bağladığı 2019/38034 başvuru sayılı dosyada talep kabul edilerek yeniden yargılama kararı verilsiğini anlattı.
'4 AY İÇİNDE SONUÇLANDIRILMASI GEREKİYORDU, 2 YIL 7 AY SONRA KARAR ÇIKTI'
Makul sürede yargılanma ve adil yargılanma hakkı ihlal edildiği için davalarının kabul edildiğini söyleyen Orak, “Taleplerimizden ilki makul sürede yargılanma hakkının ihlaliydi. Çünkü iş davaları kanunen seri yargılama usulüne tabidir. Ayrıca davaları açtığımız dönemde yürürlükte olan kanun hükmüne göre işe iade davalarının 4 ay içinde sonuçlandırılması gerekiyordu. Fakat bizim davalarda dava açılması ile kesin kararın verilmesi arasında geçen süre 2 yıl 7 aydı. Bu süre bu tür bir yargılama açısından uzun bir süreydi ve makul sürede yargılanma hakkının ihlaline neden olabilecek düzeydi” dedi.
“Makul sürede yargılanma hakkı açısından yapılan ihlallerde ihlalin sonuçları tazminat ile giderilir” diyen Orak, “AYM bu yargılama sürecini uzun buldu ve personellerin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine bu ihlalden kaynaklı olarak işçilere tazminat ödenmesine karar verdi” ifadelerini kullandı.
'KARAR ‘ŞÜPHE FESHİ’ ADI ALTINDA İŞTEN ÇIKARMALARIN ÖNÜNE GEÇEBİLİR'
İşçilerin adil yargılanma haklarının da ihlal edildiğini dile getiren Diyar Orak, şunları söyledi:
“Diğer talebimiz de masumiyet karinesi yani suçsuzluk ilkesine göre adil yargılanma hakkının ihlal edildiği şeklinde tespit yapılmasıydı. Çünkü hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmayan kimse suçlu ilan edilemez ve suçluymuş gibi bir muameleye maruz bırakılamaz. Somut olaylarda ise müvekkillerimiz hakkında herhangi bir soruşturma veya suç kaydı olmamasına rağmen suçluymuş gibi bir muameleye maruz kalmışlardı. Esasında bir takım siyasi saikler doğrultusunda işlerinden edilmişlerdi. Dolayısıyla ihlal tespiti yapılması elzemdi. AYM verdiği kararlarda hem bu ilkeye vurgu yaptı hem de belediye gibi kamu otoritelerinin şüphe feshi adı altında bu tür işten çıkarmaların önüne geçti diyebiliriz.”
İşverenin somut olgular sunması gerektiğini ifade eden Orak, “Kararda yargısal makamlar tarafından değerlendirme yapılırken işvereni şüpheye götüren olguların objektif ve makul dayanakları olup olmadığının dolayısıyla geçerli feshin koşullarının oluşup oluşmadığını incelemeden asıl işverenin şüphesine bağlı kalarak sonuca vardığı ifade edilmiştir. Bu haliyle bu tür somut olgular tespit edilmeden sırf işvereni bu yöndeki irade açıklamasına bağlı kalınması şüphe feshine karşı yargı yolunun kapatılması anlamına gelir. Bu çerçevede AYM işçilerin işten çıkarılma gerekçelerinin geçerli ve yerinde olmadığına ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verdi” diye konuştu.
Mahkemeden bir diğer taleplerinin de çalışma hakkına bağlı olarak mülkiyet hakkının ihlal edildiği şeklinde tespit yapılması olduğunu söyleyen Orak “Ancak AYM, adil yargılama hakkı yönünden varılan sonuç nedeniyle diğer ihlal iddiaları ile ilgili inceleme yapmaya gerek görmedi. Yeniden yargılama kararı ile diğer ihlallerin de sonuçlarının ortadan kaldırılabileceğine kararında yer verdi” dedi.
'KARAR BENZER DURUMDAKİLER İÇİN EMSAL NİTELİĞİNDE'
Mahkemenin suç ve soruşturma kaydı olmadığı için işe iade kararı verdiğini anlatan avukat Diyar Orak, “AYM tarafından yapılan ihlal tespiti ve yeniden yargılama kararı ile yerel mahkeme dosyaları yeniden ele aldı ve yargılama yeniden başladı. Bu yargılama sürecinde de yerel mahkeme yeniden kurumlarla yazışmalar yaptı ve soruşturma veya suç kaydı olup olmadığını ilgili kurumlardan sordu. Yine herhangi bir suç ve soruşturma kaydı olmayan müvekkillerimiz adına açtığımız davaların kabulüne ve işçilerin işlerine iade edilmelerine karar verildi” ifadelerini kullandı.
Karara karşı itiraz yolunun açık olduğunu dile getiren Orak, şöyle devam etti:
“Kanuni düzenleme gereği bu kararlara karşı istinaf yolu açık ve belediye başkanlığı ile diğer davalıların karara karşı istinaf başvurusunda bulunacaklarını bekliyoruz. İstinaf mahkemesi tarafından kararlara karşı istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi halinde müvekkillerimizin işe başlatılmalarını sağlamak üzere belediye başkanlığına başvuru yapacağız. Kararlar benzer durumda KHK’lılar ve OHAL büroları tarafından hazırlanan listeler ile işten çıkarılan işçiler için emsal niteliğindedir.”