TBB başkanlığına üçüncü aday Medeni Ayhan oldu
TBB 36. Olağan Genel Kurulu, Ankara’da başladı. Metin Feyzioğlu ile Erinç Sağkan’ın aday olduğu Genel Kurul'da, gazeteciler salona alınmadı. Mardin Barosu'ndan Medeni Ayhan da başkanlığa aday oldu.
ANKARA - Covid-19 salgını gerekçesiyle bir yıl ertelenen Türkiye Barolar Birliği'nin (TBB) 36. Olağan Genel Kurulu, Ankara’da yapılıyor.
GAZETECİLER GENEL KURUL SALONUNA ALINMADI
TBB Av. Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen genel kurul girişine kurulan sistemle, avukatlar kartlarını okutarak genel kurul salonuna girdi.
Gazeteciler, salgın tedbirleri gerekçe gösterilerek Genel Kurul salonuna alınmadı. Kongre merkezinde yer alan duyuru panolarında, “Genel Kurul salonu, pandemi önlemleri nedeniyle sadece TBB delegelerine ayrılmıştır. Genel kurul, görüntülü ve sesli olarak kongre merkezimizin pek çok yerinde kurulu sistemler vasıtasıyla takip edilebilecektir” ifadelerine yer verildi.
Basın mensupları, genel kurulu ayrı bir salonda kurulan ekranlardan takip edebilecek. Bu ekranlarda kongre öncesinde Metin Feyzioğlu’nun gazetelere verdiği röportajlar, hakkında çıkan haberler yayınlanırken, Erinç Sağkan, tanıtımını broşürlerinin yer aldığı stantla yapıyor.
‘ÇOKLU BARO’ DÜZENLEMESİ GÖRÜŞÜLECEK
Genel kurulda ilk gün, Başkanlık Divanı seçilecek ve geçmiş dönem raporları ile genel kurul gündemi görüşülecek. Ayrıca tartışmalarla yasalaşan ‘çoklu baro’ düzenlemesinin kaldırılması için de yeni yönetimin kanun taslağı hazırlaması karara bağlanacak. İkinci gün ise başkanlık seçimi yapılacak, yönetim, disiplin ve denetleme kurulları belirlenecek.
TBB BAŞKANLIĞINA FEYZİOĞLU VE SAĞKAN ADAY
348 delegenin oy kullanacağı TBB Genel Kurulu’nda, TBB Başkanlığı için mevcut Başkan Metin Feyzioğlu ile Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan adaylığını açıkladı.
‘İSTANBUL 2 NOLU BAROSU İLK KEZ GENEL KURULDA’
‘Çoklu baro’ düzenlemesi sonrası kurulan İstanbul 2 No'lu Barosu da ilk kez genel kurula katılacak. Baro, doğal delege olan baro başkanı ile birlikte 4 delege ile temsil edilecek. Yakın zamanda Ankara’da kurulan Ankara 2 No'lu Barosu ise, ilk genel kurulunu zamanında yapamadığı için genel kurula katılamıyor.
DİVAN BAŞKANI, MUĞLA BAROSU BAŞKANI UZUN OLDU
TBB Genel Kurulu, 348 delegeden 325’inin mevcudiyeti ile açıldı. Divan Kurulu, Erinç Sağkan'ın önergesiyle oybirliğiyle kabul edildi. Divan Başkanlığı’na Muğla Barosu Başkanı Cumhur Uzun getirildi.
FEYZİOĞLU KENDİSİNE YÖNELİK ELEŞTİRİLERİ YANITLADI
TBB Başkanı ve adayı Metin Feyzioğlu, açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıktı. Geçmiş dönem icraatlarını anlatan Feyzioğlu, konuşmasının devamında daha çok avukatlar tarafından eleştirildiği konular hakkında konuştu.
‘Çoklu baro’ düzenleme sürecine ilişkin de konuşan Feyzioğlu, baro başkanlarının Ankara girişinde 27 saat bekletildiği dönemde yanlarına geç gittiği için hatalı olduğunu söyledi.
‘BEN DE ÖTEKİLEŞTİRMEDEN NASİBİNİ ALAN BİR MESLEKTAŞINIZIM’
Salonda bulunan delegelerden, ‘beni önyargısız dinleyin’ talebinde bulunan Feyzioğlu,
“Son yıllarda çok büyük bir ötekileştirme sorunu ile karşı karşıyayız. Yapılmak istenen algıların, gerçeğin yerine geçmesidir. Biz avukatı; sorgularız, itiraz ederiz. Çünkü biz daima gerçeği ararız. Ben de ötekileştirmeden nasibini almış bir meslektaşınızım. Bununla, daha çok çözüm odaklı çalışarak, hizmet üreterek, her meslektaşım için ulaşılabilir olarak baş ettim” dedi.
‘KHK İLE İHRAÇ EDİLEN HUKUKÇULARA KARŞI GELİŞEN YARGISAL İÇTİHATLARIN KARŞISINDA DURDUK’
Feyzioğlu, hizmet döneminde Türkiye’nin içinden geçtiği zor sürecin satır başlarını da hatırlatmak gerektiğini ifade ederek şöyle konuştu:
“Ankara Barosu Başkanlığı adaylığım sürecinde iken, “konuşanı götürüyorlar” denilen zamanlarda, “yetmez ama evetçi”lerin ortağı olduğu ve bugün hukuk devletinin işleyişine ilişkin sorunların temel kaynağı olan 2010 Anayasa değişikliği referandumunda gövdemizle taşın altına girdik. FETÖ’nün kumpas davalarında en etkili duruşu sergiledik. Kumpasın çökmesine en büyük katkıyı verdik. KHK ile ihraç edilen hukukçuların, baro levhalarına yazılmasına karşı gelişen idari ve yargısal içtihatın karşısında durduk. Neticede Anayasa Mahkemesi, Türkiye Barolar Birliği’nin gerekçelerini kullanarak bireysel başvuruları kabul etti.”
‘2018’DEKİ YIKIM PROJESİNİ ÖNLEDİK’
TBB başta olmak üzere barolar için 2018’de bir yıkım projesinin gündeme geldiğini, buna göre Türkiye Barolar Birliği’nin kapatılacağını, baroların ise lağvedileceğini ifade eden Feyzioğlu, bu girişimi yaptıkları mücadeleyle ortadan kaldırdıklarını kaydetti.
Feyzioğlu, “Bu süreçte bir yandan tüm iletişim kanallarını zorladık, diğer yandan da tarihimizin en büyük mitingini planladık. Hemen öncesinde, dönemin Başbakanı itirazlarımızın duyulduğunu ve projenin kanunlaşma sürecinin söz konusu olmayacağını ifade etti. Bunu mitingden önce toplantıya davet ettiğim 50’nin üzerindeki Sayın Baro Başkanımıza ifade ettim. Hazırladığım son derece sert konulma yerine, teşekkür edilmesinin faydalı olacağını söyledim. Sonrasında bazı baro başkanları beni ağır şekilde kınayan, hatta istifaya davet eden açıklamalar yaptılar” şeklinde konuştu.
‘ÇOKLU BARO’ ANKARA BAROSU-DİYANET TARTIŞMASIYLA GÜNDEME GELDİ'
TBB Başkanı Feyzioğlu, ‘çoklu baro’ düzenlemesi sürecine ilişkin de şunları söyledi:
“Çoklu baro olarak anılan değişiklikle ilgili ana muhalefet partisinin Anayasa Mahkemesi’ne verdiği iptal dilekçesinde aynen şöyle denilmektedir: 'Dava konusu kanunun hangi koşullarda gündeme geldiği dikkate alındığında bu kanunun kamu yararı amacıyla çıkarılmadığı, iktidar partisinin ve liderinin, baro başkanlarının, özellikle de Ankara Barosu’nun bazı faaliyetlerine tepki olarak gündeme geldiği açıktır. Diyanet İşleri Başkanının açıklamalarına karşı Ankara Barosu tarafından yapılan açıklama, iktidar ile baroları karşı karşıya getirmiş ve Cumhurbaşkanının doğrudan baroları hedef almasının ardından yasa teklifi gelmiştir.' Açıkçası, bu dilekçede de yazıldığı üzere gündemde dahi olmayan çoklu baro düzenlemesi, bu şekilde bir anda gündeme bomba gibi düşmüştür.”
‘BARO BAŞKANLARI ANKARA’YA ALINMAZKEN YANLARINA GİTMEDİĞİM İÇİN HATALIYIM’
“19 Mayıs 2020’de barolarla birlikte açıklama yaptık, bu girişimin durdurularak geri çekilmesini talep ettik. Diyalog yollarının kapatılmaması gerektiğini ifade ettik. Biz yetkili organlarla tüm İletişim kanallarını zorlarken, bazı baro başkanları Ankara’ya yürüyüş planlamış. Ankara yürüyüşü bana haber verilmedi. Ankara Barosu üyesi olmam sebebiyle bana sadece SMS ile bu yürüyüş bildirildi. Biz o gün bazı baro başkanlarıyla Anıtkabir ziyaretinde Eskişehir yolu üzerinde baro başkanlarının durdurulduğunu öğrendik.
Hemen oraya hareket ettik; bana yönelik bazı baro başkanları tarafından çok sert tepki olduğunu söylediler. Baro başkanları Eskişehir yolundayken ben yetkili makamlarla görüşmeye gittim. Sabah 04.00’e kadar görüşmelerim sürdü, sabah 10:00’da işim bitti. Oraya gittiğimde bazı baro başkanları beni protesto ettiler. Ama önce baro başkanlarının yanına gitmeliydim. Çok büyük bir hata yaptım. Ama kanaatim o ki; yaşama şansı düşük doğdu.”
TBB GENEL KURULUNDA BİN 52 KADIN AVUKATTAN DEKLARASYON
Türkiye Barolar Birliği Olağan Genel Kurulu’nda bin 52 kadın avukat, cinsiyet eşitliğine yönelik deklarasyon yayınladı. Yayınlanan deklarasyonda kadın avukatlar, “Başta yönetim kurulu olmak üzere tüm kurul ve merkezlerde kadınların eşit temsili sağlanmalıdır. Meslek örgütümüzde gerçek eşitlik sağlanıncaya dek bu mücadeleyi sürdürecek ve sürecin takipçisi olacağız” ifadelerine yer verdi.
‘ÖZRÜNÜZÜ KABUL EDİYORUM; GÖREVDEN AFFINIZI İSTİYORUM SAYIN BAŞKAN!’
Genel Kurul’da gündem maddeleri kapsamında delegeler söz alarak konuşma yaptı.
Kocaeli Barosu Başkanı Bahar Gültekin Candemir, Metin Feyzioğlu’nun, “Ankara’da bekletilen baro başkanlarının yanına geç gitmem hata oldu” sözlerine tepki gösterdi.
“Eğer Ankara girişinde 27 saat bekletildiğimizde, bize getirilen sular, yemekler alana alınmadığında yanımızda olsaydınız biz de özür dilemenize şahit olmak zorunda kalmazdık” diyen Candemir, şöyle konuştu:
“Sizin o gün geç gelme hatanızı telafi etme şansınız vardı; 4 gün meclis bahçesinde, 2 gün de Kuğulu Park’ta kaldığımızda. Baro başkanlarının Ankara yürüyüşünden habersiz olduğunuzu söylediniz. Baro başkanlarının bulunduğu Whatsapp grubundan ilan edildi. Bu yürüyüşü bilmediğini söylediğinize dair açıklamanız fiili gerçekliğe aykırıdır. Sizin bizden haberiniz yok. Ben özrümüzü kabul ediyorum; bu görevden affınızı istiyorum Sayın Başkan.”
DURAKOĞLU: BİZ MAJESTELERİNİN BAROLARI OLAMAYIZ
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu ise Feyzioğlu’na ‘çoklu baro’ düzenlemesi üzerinden yüklendi.
‘Çoklu baro’ düzenlemesi sürecine ilişkin konuşan Durakoğlu, “Bu değişikliğin ne anlama geldiğini sorgulamayacak mıyız? Bu düzenlemeye karşı Birlik başkanı ‘müzakere heyeti oluşturulacak’ dedi. Müzakere heyeti görüşmeler yaptı; o akşam AK Parti’den bir yetkili ‘Biz baro başkanlarının görüşünü aldık” dedi. Yarın bu salondan bir değişim yaratarak çıkamazsak; bu mesleğin bütün ruhu çarçur edilmiş olacak. Biz majestelerinin baroları olamayız” diye konuştu.
TBB BAŞKAN YARDIMCISI: 2017’DEKİ BİRLİK BAŞKANI İLE 2021’DEKİ BİRLİK BAŞKANI AYNI KİŞİ DEĞİL
TBB Başkan Yardımcısı Hüseyin Özbek’in de gündeminde de ‘çoklu baro’ düzenlemesi vardı. Özbek, “İstanbul 1 Nolu Barosu yazan yaka kartını takmam” diyerek şunları söyledi:
“İstanbul'da kurulmuş bir tane baro vardır. O da 1878 yılında kurulan İstanbul Barosu'dur. Baro başkanlarımız çoklu barolara, yandaş hukuk şubelerinin oluşumuna karşı gelecek nesillerin onur duyacağı bir hukuk mücadelesi vermiştir. 2017 yılında göreve geldiğim birlik başkanı ile 2021 yılında görevi bırakırkenki birlik başkanı aynı kişi değil.”
FEYZİOĞLU, ELEŞTİRİLERİ YANITLADI
Metin Feyzioğlu, delegelerin eleştirilerine cevap verdi ve ‘çoklu baro’ tepkisine ilişkin şunları söyledi:
“Milletvekilleri kapalı kapılar ardından bir sürü taslak yazabiliyorlar. Baro başkanları, teklif değil, taslak aşamasındayken Meclis’e gitti. 52 bin kişilik barodan 26 bin kişi, 22 bin kişilik bir barodan, 11 bin kişi seçime gidiyor. Aidiyet bağı kopmaya başlamış. Gelin bu demokrasi sorununu çözelim ama çoklu olmaz daha kötü olur deselerdi top taca atılırdı.”
'CUMHURBAŞKANI KORUMALARININ DARP ETTİĞİ AVUKATLA İLGİLİ TÜM YARGI YOLUNU TÜKETTİK'
Cumhurbaşkanlığı korumaları tarafından darp edilen avukat Sertuğ Sürenoğlu'nun soruşturmasıyla ilgilenmediği eleştirilerini yanıtlayan Feyzioğlu, tüm yargı yolunu denediklerini, sonunda da Türk yargı sistemindeki yolları tükettiklerini söyledi.
Feyzioğlu, “Dolmabahçe olayı üzerinden polemik yapıldığına inanamıyorum. Sertuğ kardeşimizin evine İstanbul’dan başkan mı gitti yoksa Ankara’dan birlik başkanı mı önce gitti. Yargı konusunda her yola başvurduk. Türk yargı sistemi yolunu tükettik; bundan sonra artık ne yapayım. Bundan sonrası Sertuğ kardeşimin bireysel başvuru yolu açık. Onda da bizden bu konuyla ilgili bir talebi olmadı” dedi.
'AK PARTİ’YE GİTTİM; CHP VE SAADET’E DE GİTTİM'
AK Parti Rize İl Başkanlığı’na yaptığı ziyarette plaket aldığı görüntüler üzerinden eleştirilen Feyzioğlu, AK Parti’ye neden gittiği hakkında şu açıklamayı yaptı:
“Rize’ye gittim; AK Parti binasını ziyaret ettim. 25 dakika önce de CHP binasını ziyaret ettim. Daha sonra da Saadet Partisi’ni ziyaret ettim. Ama basında bir fotoğraf kullanıldı. Arkamda ampul; Feyzioğlu plaket alıyor. Arkamda CHP, Saadet Partisi’nin amblemini de koysalar ya. Neden gittim: Herkes sokakta birbirini kırıyor, sokakta kavga ediyor, huzur bozuluyor, evde, trafikte şiddet oluyor. Bunu engelleyin diye siyasi partilerle görüşmeye gittim.”
'TBB BAŞKANININ MEŞRUİYET SORUNU YOKTUR'
Metin Feyzioğlu, Gebze’de haciz esnasında silahla öldürülen avukat Ersin Arslan’ın duruşmasına neden katılmadığı sorulduğunda, “Ben değil YK üyemiz Filiz hanım gitti” yanıtını verdi.
Avukat Filiz Saraç söz alarak “Sizin gideceğinizi bilseydim ben gitmezdim” dedi. Saraç’ın sözlerini salonda alkışlandı.
Feyzioğlu ayrıca; Türkiye Barolar Birliği Başkanı'nın meşruiyet sorunu olmadığını, yeni seçilen başkanın da meşruiyet sorunu olmayacağını belirtti.
TBB SEÇİMLERİNDE ÜÇÜNCÜ ADAY
Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun 2019-2021 yılları çalışma raporu, bilanço, gelir-giderleri ile denetleme kurulu raporu oy çokluğuyla kabul edildi.
Genel Kurul’da Divan Başkanlığı, TBB Başkanlığı için üçüncü bir başkan adayı olduğunu genel kurula bildirdi. Üçüncü adayın Mardin Barosu’ndan Medeni Ayhan olduğu öğrenildi.
‘ÇOKLU BARO’ MADDESİNE GEÇİLDİ: ÖLÜ DOĞDU
Genel Kurul’da, ‘çoklu baro’ düzenlemesinin kaldırılması için yeni yönetimin kanun taslağı hazırlamasına ilişkin olan gündem maddesine geçildi. Delegeler sırayla gündeme ilişkin söz talebinde bulundu.
İlk söz alan eski İstanbul Barosu Başkanı ve TBB Delegesi Ümit Kocasakal, çoklu baro düzenlemesinin "ölü doğduğunu" söyledi.
‘SİZE HAKKIM HELAL DEĞİL SAYIN BAŞKAN!’
Kocasakal, 2 nolu baroların "baro değil büro olduğunu" ifade ederek, “2. Cumhuriyetçiler gibi aynı. Başta kamu avukatlarına baskı yoluyla kurulan bu çoklu baroları asla kabul etmiyorum. Benim en ufak bir hakkım varsa size hakkım helal değil Sayın Başkan” dedi.
‘ÇOKLU BAROYU KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL’
İstanbul Barosu Delegesi Filiz Saraç da 1 ve 2 nolu baro ayrımını kabul etmediğini söyleyerek, şu noktalara dikkat çekti:
“TBB’de 4 yönetim kurulu üyesi olarak çoklu baro konusunun gündemde tutulması hususunda önergeler verdik. Çoklu baroyu kabul etmek mümkün değildir.”
İSTANBUL 2 NOLU BAROSU DELEGESİ KONUŞMAYA BAŞLADI, GENEL KURUL SALONU BOŞALDI
Gündeme ilişkin söz talebinde bulunan İstanbul 2 Nolu Barosu delegesi Satılmış Şahin’in konuşmaya başlamasıyla genel kurul salonu boşaldı.
Salonun dışına çıkan delegelere, “Yüreğiniz yetiyorsa dinleyin” sözleriyle çağrıda bulunan Şahin, İstanbul Barosu’nda yıllarca dışlandıklarını, eleştirildiklerini ve şeytanlaştırıldıklarını söyledi.
'KENDİ BİRLİĞİMİZİ KURACAĞIZ, ADINI DA FATİH SULTAN MEHMET KOYARSAK ŞAŞIRMAYIN'
Şahin, “Sıcak ahırdan dana kaçmaz” diyerek neden ayrı baro kurdukları anlattı:
“Neden baro kurduk biz. Başörtülü avukatlara zulmettiniz. Hepinizin sicili bozuk. Bölücülük yapan da ötekileştiren de sizsiniz. Biz İstanbul’daki arkadaşlarımıza, meslektaşlarımıza hiç zarar vermedik. Onlar bizi perişan etti. Bizim arkamızda milletimiz var. Biz kendi birliğimizi kuracağız; adını da Fatih Sultan Mehmet koyarsak şaşırmayın.”
İSTANBUL 2 NOLU BARO BAŞKANI: BU GÜNDEM MADDESİ ÖNYARGILARIN MAHSÜLÜ
İstanbul 2 Nolu Barosu Başkanı Yasin Şamlı da ‘çoklu baro’ düzenlemesinin kaldırılması için kanun taslağı hazırlanması maddesi görüşülürken söz aldı.
Söz konusu gündem maddesinin, ‘önyargıların mahsulü’ olduğunu ifade eden Şamlı, şöyle konuştu:
“Yıllarca ayrımcılığa maruz kaldık. Neden 2 bin avukatın üzerinde olan illerde baro kurulması rahatsız ediyor? ‘Çoklu baro’ sistemiyle neler oldu? Avukatların örgütlenme özgürlüğünün kapsamı genişledi, avukatlara tercih sunuldu, hizmet alma imkanı ortaya çıktı, vatandaşın istediği baroyu tercihi ile daha iyi bir hukuk hizmeti alma plağını ortaya çıktı.”
‘O BARODAN AYRILMAK İSTEDİĞİMİZ İÇİN AYRILDIK’
İstanbul 2 Nolu Barosu delegesi Hüsnü Tuna ise “Barolar Birliği, kendi üyesi olan baroların kapatılması için gündeme madde koyarak tarihe geçecek. Bize ‘paralel baro’ diye saldıranların, FETÖ ile iltisaklı olduklarını tespit ettim. Biz barodan ayrılarak neden bölücülük yapmış olalım ki? O baroda olmak istemediğimiz için ayrıldık. Biz İstanbul Barosu’nun gücünü bölmedik; baronun gücünü baro başkanının 8 bin oy alması böldü" dedi.
‘ÇOKLU BARO’ MADDESİ KABUL EDİLDİ
‘Çoklu baro’ düzenlemesinin kaldırılması için yeni yönetimin kanun taslağı hazırlaması ve takip etmesine ilişkin madde oy çokluğuyla kabul edildi.
‘ÇOKLU BARO’ DİRENİŞİ SÜRERKEN, TARİH BİR TRUVA ATINI DA TANIMIŞTIR’
TBB başkan adaylarının konuşmalarına geçilince delegeler yeniden salona döndü. İlk konuşmayı Erinç Sağkan yaptı.
Alkışlar eşliğinde kürsüye çıkan Sağkan ‘Birliği yönetmek değil, birlikte yönetmek anlayışıyla’ yola çıktıklarını ifade ederek şunları söyledi: “Mevcudiyetimizi adadığımız mesleğimiz büyük bir saldırı altındadır. Adli yıl açılışları dahi mesleğimiz için mekânsal bir ötekileştirme, yargının bağımsız ve tarafsız olmadığının açık ilanı haline getirilmiştir. Tüm bunlar yaşanırken; Sayın Birlik Başkanı avuçları patlarcasına alkış tutmuştur. Mücadele veren baro başkanları; memleketin başkentine sokulmamış, yağmur altında ve soğukta 27 saat boyunca polis tarafından ablukaya alınmış, yerlerde sürüklenmiş ama meslek için edilen yemine nasıl sadık kalınacağını çoktan tarihe yazmışlardır. Aynı tarih, tüm bunlar yaşanırken sessiz kalmak bir yana, kapalı kapılar arkasında bu çabaya destek veren savunma tarihinin Türkiye’deki 'Truva Atı'nı da aynı günlerde, aynı coğrafyada tanımıştır.”
‘CÜBBEYE İLİK AÇMA UĞRAŞINI KABUL ETMİYORUZ’
“Bizler avukatlık faaliyet alanının genişletilmesi yerine cübbeye ilik açma, düğme dikme uğraşını, TBB başkanının içine girdiği suskunluk sarmalını kabul etmiyoruz" diyen Erinç Sağkan şöyle devam etti: "Sessizliğin konforunun Birlik Başkanı tarafından benimsenmesinden hiç mutlu değiliz. Tarihi bir eşik olan bu Genel Kurul, memleketin başkentine alınmayarak polis ablukası altında 27 saat işkence ile yıldırılmaya çalıştıkça inadına kenetlenen, gücünü meslektaşlarından alan baro başkanları ile boş tribünlerde tarihi bir yalnızlığı benimseyip tarafını direnen baroların değil dönemin '’güçlüleri'’ yanında belirleyenler arasındadır. Bu sebeple, Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu, sadece avukatlar ve barolar için değil bu güzel ülkede yaşayan ve adaletten başka kimsesi olmayan tüm vatandaşlar için artık güzel günlerin geleceğine dair umudun başlangıç noktasıdır.”
MEDENİ AYHAN: SEÇİLMEK İÇİN DEĞİL, MÜDAHALE AMACIYLA ADAY OLDUM
TBB Başkan adaylarından Medeni Ayhan da konuşmasında ‘seçilmek için değil, kongre ortamına müdahale amacıyla’ aday olduğunu söyledi.
Ayhan, “Feyzioğlu’nun ya da ondan bir farkını ortaya koymayan Sağkan’ın seçilmesi bir değişiklik değildir. Anlayış değişikliği aradım, bulamadım. Bu yüzden kendim aday oldum” dedi.
FEYZİOĞLU: BEN HER ZAMAN ULAŞILABİLİR OLDUM
Adaylar arasında son konuşmayı Metin Feyzioğlu yaptı. Öfkeli bir konuşma yapmayacağını ifade eden Feyzioğlu, eleştirilere de öfkeli yanıtlar vermeyeceğini kaydetti.
Seçim süreçlerini çok sevdiğini, mesleki gelecek adına fikirlerin üretildiği bir yer olduğunu belirten Feyzioğlu şunları söyledi: “TBB, hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmayacak kadar büyük bir öneme sahiptir. Dün olduğu gibi bundan sonra da benim önceliğim mesleğimiz ve meslektaşımızdır. Sıkılı dişlerle, öfkeli yüzlerle, sıkılan yumruklarla iletişim olmaz. Farklı pencerelerden Türkiye’yi görmek daha doğru olmaz mı? Biz birbirimizi etiketleyip duracak mıyız? Sadece benim gibi düşünen demokrattır demeye hakkımız var mı? Bir gerçek var ki; ben her zaman ulaşabilir oldum, iletişime açık oldum. Ulaşılabilir olmak bence önemlidir. Laf dağından değil, fil dişi kulelerden değil, avukat bekleme odalarından, sizlerin olduğu her yerden geldim.”
‘SÖZÜN ŞEHVETİNE KAPILIP KIRICI CÜMLE SARF ETTİYSEM ÖZÜR DİLERİM’
Feyzioğlu, “Burada yapılan tüm konuşmalardan nasibimi aldım. Belki bu seçim kucaklaşmanın, sımsıkı sarılmanın da vesilesi olur” dedi ve ekledi: “Yepyeni bir dönem açıyoruz. Biz birbirimizle güçlüyüz. Birbirimize ağır sözler söyleyerek bu gücü perçinleyemeyiz. Eleştirileniz için de teşekkür ediyorum. Yıkıcı eleştirilerde bulunan baro başkanlarımızı da bana sabrı öğrettikleri için teşekkür ediyorum. Seçim sürecinde ters bir laf ettiysem, kötü söz söylediysem, sözün şehvetine kapılıp kırıcı cümle sarf ettiysem hakkınızı helal edin, özür diliyorum. Beni hangi noktalardan eleştirdiğinizi anlıyorum. Benim çizgim de mücadelem de sosyal demokrat bir hukuk devletidir. Yolum da Mustafa Kemal Atatürk’tür. Ben rozet Atatürkçüsü olmadım.
‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇIKILMASI FEVKALEDE YANLIŞ OLMUŞTUR’
Ben çoklu baroya karşı oldum. Eminin ki birbirimizle doğru iletişim kurabilseydik olumlu sonuç alacaktık. Yargının tarafsız ve bağımsız olması için savunmanın da bağımsız olması gerekir. Yapılacağı söylenen Anayasa değişikliğinde TBB ve avukatlar, Anayasa’nın yargı bölümü içine alınmalıdır. Bu TBB’nin 50 yıllık talebidir. Elbette hatalarımız oldu; hata yapmak iş yapana mahsustur. Bizim gücümüz sizsiniz. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması kararı fevkalade yanlış olmuştur. Avukatlık akademisi kurmayı hedefliyoruz. Gelin bunu hep beraber yapalım. Bu meslek bizim, bu vatan hepimizin.”