'Tek adam iktidarının yasakçı tutumunu ve estirdiği polis terörünü lanetliyoruz'
Saraçhane'de polisin biber gazı ve plastik mermilerle saldırısına tepki gösteren EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, "Tek adam iktidarının yasakçı tutumunu ve estirdiği polis terörünü lanetliyoruz" dedi.
DUVAR - Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, dün İstanbul'daki 1 Mayıs kutlamalarıyla ilgili yaptığı açıklamada, "Tek adam yönetimi Saraçhane’de binlerce işçi ve emekçinin karşısına sermaye için barikat kurdu. İstanbul'un dört bir yanında onlarca gözaltı yaşandı. Sermayenin tek adam iktidarının yasakçı tutumunu ve estirdiği polis terörünü lanetliyoruz" dedi.
Taksim için çağrı yapan CHP ve sendikaların çekilme kararına da tepki gösteren Aslan'ın açıklaması şöyle:
"1 Mayıs’ta Taksim işçi ve emekçilere yine yasaklandı ve saray iktidarı Anayasa Mahkemesi’nin kararını bir kez daha ayakları altına aldı.
İstanbul ablukaya alınırken, sıkı yönetimi aratmayan uygulamalar bir kez daha devreye konuldu.
Tek adam yönetimi Saraçhane’de binlerce işçi ve emekçinin karşısına sermaye için barikat kurdu. On binlerce polis, toma, biber gazı ve plastik mermilerle işçi ve emekçilere saldırdı. İstanbul'un dört bir yanında onlarca gözaltı yaşandı. 1 Mayıs gösterilerine katılanlara şiddet uygulandı, ters kelepçe takıldı.
Sermayenin tek adam iktidarının yasakçı tutumunu ve estirdiği polis terörünü lanetliyoruz.
Taksim’e en önde yürüyeceğiz iddiasında olan CHP yönetimi Saraçhane’den sessizce çekip gitmiştir. Taksim'e çıkma çağrısı yapan sendikaların yönetimleri büyük oranda kendi tabanlarını sürece katacak çalışmadan uzak bir tutum sergilemiştir. Aralarındaki kopukluk, iletişimsizlik, vb. sorunlar, alanı dolduran binlerce işçi ve emekçinin kararlı tutumunu göz ardı ederek alanı hızlıca terk etmeleri tepki çekmiştir.
Bütün baskı ve sindirme politikalarına, ablukaya ve tehditlere rağmen, binlerce işçi ve emekçinin Saraçhane'ye gelmesi ve 1 Mayıs’ı kutlaması ise her şeye rağmen önemli ve değerlidir.
Taksim çağrısı yapan sendikalar, emek ve meslek örgütlerinin yönetimlerinin yarattığı güven yitimi, bundan sonraki benzer çağrılara işçi ve emekçilerin daha fazla tereddütle yaklaşmasına neden olacaktır.
Bütün bu süreçlerden ders çıkarmadan, öz eleştiri vermeden yapılacak her değerlendirme işçi sınıfının birliğini değil, popülizmi esas alan tutum ve anlayışta ısrar etmek anlamına gelecektir.
İşçi sınıfının mücadele ve örgütlenmesini zayıflatacak olan bu anlayış ve tutum karşısında kararlılıkla mücadele edeceğiz.
Partimiz 1 Mayısların fabrikalardan alanlara işçi sınıfının sermayeye karşı birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanmasındaki ısrarını sürdürecektir."