Tekmeci neden serbest kaldı?
Meclis'te görüşmeleri süren düzenleme, şortlu kadına tekme atan Abdullah Çakıroğlu gibi şahısların tutuklu yargılanmasının önünü açıyor. Avukat Ülgen, bu tür suçlarda saldırganların neden serbest kaldığını anlattı.
ANKARA - İstanbul'da belediye otobüsünde hemşire Ayşegül Terzi’ye tekme atan Abdullah Çakıroğlu gibi eylemlerde bulunmalarının tutuklanmasını sağlayacak düzenleme geliyor.
TBMM Adalet Komisyonu’nda alt komisyon mesaisi sona eren Ceza Muhakemeleri (CMK) ve Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) Değişiklik Öngören Tasarı, ‘vücut dokunulmazlığına karşı işlenen suçlarda’ tutuklama getiriyor. CMK’nin 100 maddesinin 4. fıkrasına, “vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenen suçlar hariç olmak üzere” ibaresi eklenerek ‘üst sınırı iki yıla kadar olan hapis cezalarını gerektiren suçlarda tutuklama yasağı’ kaldırılıyor.
Tasarının bu haliyle kanunlaşması durumunda İstanbul'da belediye otobüsünde şort giydiği için Ayşegül Terzi'yi tekmeleyen Abdullah Çakıroğlu ve benzer suçu işleyenlere tutuklanabilecek.
'YAŞAM TARZINI DEĞİŞTİRMEYE ZORLAYAN GİRİŞİM'
Avukat Celal Ülgen, Duvar’a, bu tür suçlar için yasalarda özellikle düzenlenmiş tedbirler bulunmadığını söyledi. “Bu tür suçlar nefret suçları olarak kabul edilmeli ve eğer şiddetle de birleşmiş ise ağır yaptırımlar öngörülmelidir” diyen Ülgen, bu suçları sadece bir kişiye işlenmiş bir suç sayılamayacağına dikkat çekti. Ülgen, şöyle devam etti:
"Bu tür suçlar, tüm şort giyenleri ya da kısa etek giyenleri tehdit eden ve yaşam tarzını değiştirmeyi zorlayan girişimlerdir. Bu davranışların yaptırımlarının hem etkin ve hem de caydırıcı olması gerekir. Ayşegül Terzi'ye şort giydiği için tekme atan saldırgan önce müessir fiil (etkili eylem) ile yargılanması gerektiği düşünüldü. Ve de bu nedenle katalog suçlar içinde olmadığı için tutuksuz yargılanması isnada göre normaldi. Sonra isnat değiştirildi ve nefret suçu kapsamında yargılanmaya başlandı buna koşut olarak da hakkında itirazla yeniden yakalama kararı çıkartılarak tutuklandı. Ve Sonra 40. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından tahliye edildi. Bizim ceza hukukumuzda mahkemelerin tahliyeye yönelik kararları aleyhine cumhuriyet savcılarının itiraz yöntemi bulunmamaktadır. Bu nedenle 10. Ağır Ceza mahkemesi bu gerekçelerle savcının itiraz hakkı bulunmadığından yeniden saldırganın tahliyesine karar vermek zorunda kaldı."
'TOKAT ATMANIN CEZASI YOK'
Avukat Ülgen şöyle devam etti: "Aslında burada bu tür suçlar için bizim yasalarımızda özellikle düzenlenmiş tedbirler bulunmamaktadır. Halkın belli olaylar karşısında infial duyması da yeni CMK’da tutuklama sebebi olmaktan çıkarılmıştır. Bu tür suçlar nefret suçları olarak kabul edilmeli ve eğer şiddetle de birleşmiş ise ağır yaptırımlar öngörülmelidir. Bir de bizim hukukumuzda bir tokat atmanın cezası bile yoktur. Kişileri aşağılayan ve toplum içinde küçük düşüren bu fillerin ayrıca daha etkin yaptırımlara tabi tutulması gerekmektedir. Bu hareketleri etkili eylem ya da yaralama gibi basit suç türleri arasında saymak doğru değildir. Soruna bu açılardan tutuklama ya da serbest kalma açısından değil yasaların bu suçlara karşı etkin yaptırımlar düzenleyip düzenlemediği açısından bakmak gerekir."
NEDEN TUTUKLAMA VERİLMİYOR?
Celal Ülgen, bu tür suçlara ilişkin yürülküte olan mevzuatta yer alan düzenlemeleri ise şöyle değerlendirdi: "CMK’de ‘tutuklama’ suçunu düzenleyen 100. madde kişi özgürlüğünü önemli ölçüde sınırlandırdığı için koşulları da dar olarak belirliyor. Üst sınırı 1 yılı geçmeyen ve sadece adli para cezası gerektiren suçlarda tutuklama verilemiyor. Yine kanuna göre, tutuklamanın yapılabilmesi için bir tutuklama sebebi ve kuvvetli suç şüphesi birlikte bulunması aranıyor.
TBMM Adalet Komisyonu'ndaki görüşmelerine başlanan düzenlemede ise ‘vücut dokunulmazlığına karşı işlenen suçlar için değişiklik yapılıyor. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 100'üncü maddesinin 4'üncü fıkrasındaki 'Sadece adli para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez' maddesinde değişiklik yapılarak, 'Sadece adli para cezasını gerektiren veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez' şeklinde değiştiriliyor.