Teknolojinin bir gün insanoğlunun sonunu getireceği ya da onu kendisine köle yapacağına dair ‘teknofobi’ içerikli filmler sinemanın vazgeçilmezleri arasında. 1968 tarihli Stanley Kubrick başyapıtı “2001 Space Odyssey”de insan tonunda sakin ama tekinsiz konuşan bilgisayar HAL ile tanıştığımızdan bu yana teknolojinin türlü evrelerinin yaratacağı olası sıkıntılara dair yapımlar izleyip duruyoruz. Nihayetinde “Terminatör” ile kült seviyesine ulaşan ‘makinelerin insanlığın sonunu getireceği” korkusu, cep telefonundan bilgisayarlara, evlerimizdeki güvenlik araçlarından akıllı ev aletlerine kadar birçok ürünün malzeme haline getirildiği hikayelerle çıktı karşımıza.
Bu hikayelerin önemli bir kısmının ortak özelliği teknoloji ile insanı karşı karşıya koymalarıydı. Yani “Terminatör” evreninde olduğu gibi Skynet adlı bir bilgisayar yazılımının makineleri kontrol altına alması ve insanlara savaş açması ya da bu alanda son dönemin önemli dizilerinden ‘Humans’taki gibi insansı özellikler kazanmış robotların bir noktada bilinçlenmeye başlaması korkuyu tetikleyen unsurlar olarak dikkat çekiyordu.
“Ruhlar Bölgesi” filmlerinden tanıdığımız oyuncu Leigh Whannell, senaryosunu da kaleme aldığı ve yönettiği “Upgrade”de bu denklemi başka bir noktaya taşıyor. “Ruhlar Bölgesi 3” filminden sonra yeniden yönetmen koltuğuna oturan ve memleketi Avustralya’ya dönen Whannell, yakın gelecekte geçen bir distopyaya imza atmış. Kahramanımız Grey Trace, teknolojik karmaşanın uzağında eski usûl yöntemlerle hayatını kazanmaktadır. Eski arabaları tamir eder ve zenginlere satar. Eşi Asha ise genetik ve teknolojinin birbirine harmanlandığı büyük bir şirkette çalışmakta, komutla kendi kendine hareket eden arabalara binmektedir. Bir gün Asha’nın arabası kontrolden çıkar ve kaza yaparlar. Kaza sonrası saldırıya uğrayan çiftten Asha hayatını kaybeder, Grey ise felç kalır. Bir gün çağın ‘parlak’ zekâlarından bir yazılımcı Stem adını verdiği bir implantı Grey’in üzerinde deneme talebiyle çıkagelir. Kaybedecek bir şeyi olmayan Grey, kabul eder. Ameliyat sonrası Grey yalnızca yeniden sağlığına kavuşmakla kalmaz, olağanüstü yeteneklerle de donanır. Bu yetenekleri, polis tarafından bir türlü yakalanamayan eşinin katillerini bulmak ve cezalandırmak için kullanmaya karar vermesi uzun sürmeyecektir.
“Upgrade”, kendisinden öncesi teknofobik filmlerin trüklerinin hemen hepsini kullanmaktan imtina etmiyor. Stem’in sesindeki sakillik “2001 Space Odyssey”in HAL’ından, sistemleri kontrol etme becerisi “Terminatör”den, Asha’yı öldüren genetikleriyle oynanmış eski askerlerin donukluğu “Blade Runner”dan tanıdık. Aslında bunda bir sorun yok. Nihayetinde birbirinin içinden doğan ve gelişen bir anlatı dili bu. Filmin heyecan verici tarafı kendisine fazla işlenmemiş bakir bir alan bulmuş olması. Bunun hakkını yeterince verememesi de hayal kırıklığı kısmını oluşturuyor.
Leigh Whannell, teknoloji ile insanın karşı karşıya geldiği anlatının dışına çıkıyor biraz. Daha çok Robocop filmleriyle akrabalık kuruyor. Robocop’ta dönemin koşullarına uygun olarak ‘sanayi’ teknolojisi kullanımıyla bir tür metal zırhla yeniden hayata döndürülen kahramanımız, burada küçük bir çip sayesinde bunu başarıyor. Filmin kendisini ayrıştırmayı başardığı nokta, Sten’in “Terminatör”deki Skynet’ten farklı olarak bir bedene ihtiyaç duyması. Tıpkı bir virüs gibi, girdiği bedeni ele geçiriyor ve hareket kabiliyeti kazanıyor. Bu fikrin filme evrenini genişletmek için olanaklar sunduğu gerçek. Özellikle de bir biçimde artık bedenimizin parçası haline dönüşen teknolojik aygıtların (cep telefonu örneğin) aynı zamanda bilincimiz ve hareketlerimiz konusunda da belirleyiciliği üzerine bir şeyler söyleme fırsatı da sunuyor. Ancak Leigh Whannell, hikayenin bu zorlu kısmını geliştirmek yerine daha çok Grey’in intikam duygusunu takip etmek ve finaldeki sürpriz ile seyirciyi şaşırtmak üzerine inşa ediyor filmin yapısını. Hal böyle olunca da ortaya ‘ilginç’ ama etkileyici olmaktan uzak bir iş çıkıyor. Film teknofobi anlatılarında önemli bir durak olabilecekken, küçük bir referans olarak kayıtlara geçiyor böylece.
ORİJİNAL ADI: Upgrade
YÖNETMEN: Leigh Whannell
OYUNCULAR: Logan Marshall-Green, Betty Gabriel, Harrison Gilbertson
YAPIM: 2018 Avustralya
SÜRE: 95 dk.