Tele1 gecesinde konuşan Kılıçdaroğlu: Bedel mi, öderiz
Birgün, Cumhuriyet ve Evrensel gazeteleri Tele1'le dayanışma gecesi düzenledi. Gecede konuşan Kemal Kılıçdaroğlu "Bedel mi bedel de öderiz. Yeter ki bu ülkenin insanları geleceğe güvenle baksın" dedi.
DUVAR - Birgün, Cumhuriyet ve Evrensel gazetelerinin oluşturduğu dayanışma platformu, İstanbul'daki Harbiye Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda Tele1 ile dayanışma gecesi düzenlendi.
Orhan Alkaya ile Bilge Yurtdagülen’in sunduğu dayanışma gecesi Harbiye Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi sarayında gerçekleşti.
Gecede Selda Bağcan, Cahit Berkay, Erdal Erzincan, Hüseyin Turan ve Mercan Erzincan şarkılarıyla, şair Tuğrul Keskin’in ise şiirleriyle sahne aldı.
Tele1 dayanışma gecesine çok sayıda gazeteci, siyasetçi, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve siyasi parti temsilcileri yanı sıra Tele1 izleyicileri de katıldı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun salona girmesinin ardından program başladı. Yoğun alkış alan Kılıçdaroğlu için "Seninleyiz" sloganları atıldı.
'FERİŞTAHI GELSE BİR ADIM GERİ ATTIRAMAZ'
Daha sonra kürsüye çıkan CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Zor bir süreçten geçtiğimizi biliyorum. Aslında hepimiz yarı açık bir cezaevindeyiz. Yazarların bile rahatlıkla yazamadığı, karikatürlerin rahat çizilemediği bir ortamda yarı açık cezaevinde olmakla kapalı cezaevinde olmak arasında çok fark yok" dedi.
Tutuklanarak cezaevine gönderilen Tele1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'a selamlarını gönderen Kılıçdaroğlu, "Ama bu ülkenin aydınları, siyasetçileri, karanlığa karşı mücadele ederlerse, her türlü karanlığı yener ve ellerindeki meşalelerle toplumun zihinlerini aydınlatır. Bu aydınlardan birisi de Merdan Yanardağ. Yanardağ’a buradan sevgilerimi ve saygılarımı gönderiyorum. Hiç kimse bizi yıldıramaz" diye konuştu.
"İnandığımız yolda ve inandığımız davada azimli ve kararlı yürürsek, birlikteliğimizi bozmazsak Türkiye’yi aydınlığa çıkarırız. Düşünce özgürlüğüne tahammül edemeyenler, medyaya baskı yapanlar aslında dünyanın en büyük korkaklarıdır" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bütün zorlukları hep birlikte yeneceğiz. Feriştahı gelse bir adım geri attıramazlar. Anayasa, ‘Basın hürdür sansür edilemez’ der. Ama bu ülkede medyanın özgür olduğunu kim söyleyebilir? Var olan kurumlar, infaz kurumları olarak görevlerini yapıyor. Yargı, yargı olmaktan çıkmış. Bugüne kadar tanık olmadığımız pek çok yolsuzluğa savcıların nasıl dahil olduğunu görüyoruz. Hak arayanların nasıl mağdur edildiğini görüyoruz. Bedel mi, bedel de öderiz. Yeter ki bu ülkenin insanları geleceğe güvenle baksın. Eğer siz af yetkinizi insani nedenlerle değil ideolojik nedenler kullanırsanız, siz bu ülkeyi tarafsız yönetmiyorsunuz demektir. Var olan saray iktidarının ahlaki ve siyasi meşruiyeti yoktur."
YANARDAĞ: REJİMİN ZİNDANINDAN RUHUMUN BÜTÜN HEYECANIYLA SİZİ SELAMLIYORUM
Tutuklu olduğu Marmara Cezaevi'nden (eski ismiyle Silivri Cezaevi) dayanışma gecesine mesaj gönderen Merdan Yanardağ, şunları söyledi:
"O sözler ki acıdır,
Mapusane avlularında
Demirli kırbaçlar gibi şaklar.
O sözler ki sırasında
Çiçek açmış bir nar ağacıdır
Dağ ufkuna vuran deniz aydınlığı...
O sözler ki,
İmgelem sonsuzluğunun
Ateşten gülüdürler,
Kelebek çarpıntılarıyla doğarlar ölürler.
O sözler ki, kalbimizin üstünde
Dolu bir tabanca gibi
Ölüp ölesiye taşırız.
O sözler ki, bir kere çıkmıştır ağzımızdan,
Uğrunda asılırız...
Sizi Silivri hapishanesinden, Can Atalay, Osman Kavala, Barış Pehlivan ve diğer dostlarımızın da tutsak edildiği rejimin zindanından, birlikte olamamanın hüznü, ruhumun bütün heyecanı ve kalbimin olanca sıcaklığı ile selamlıyorum. Sevgiyle kalın."