Temelli: Çin Mao afişini yasakladığını duymasın!
İzmir'de düzenlenen mitingde konuşan Sezai Temelli: Afişlere bakmış, o dil bilmez cahil demiş ki: Bunlar Mao’nun propagandasını yapıyor. Zazaca bilmiyor, Kurmanci bilmiyor, okuduğunu da anlamıyor. Kalkmış “Ye mao”yu görmüş, bunlar Mao’nun reklamını yapıyor demiş. Yahu bu nedir? Buna gülsen gülünmez, ağlasan ağlanmaz.
DUVAR - HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin seçim çalışmaları kapsamında İzmir'in Bayraklı ilçesinde konuştu. Partisinin seçim stratejisi hakkında değerlendirmelerde bulunan Temelli, "Bir strateji ortaya koyduk akılları şaştı. Bu ülkede demokrasi ve barışın önünü tıkayarak böyle gelmiş gider diyenlere dedik ki; böyle gelmiş böyle gitmez. Biz birbirimize emanetiz, biz ülkemize hep birlikte sahip çıkacağız" diye konuştu. Temelli, partisinin kayyım raporunun toplatılmasına ve Zazaca "ye mao" (bizimdir) yazılı afişlerin "Mao propagandası" denilerek polislerce toplatılmasına da değindi.
Temelli şunları söyledi:
IRKÇILIK İNSANLIK SUÇUDUR: Yeni Zelanda’dan gelen acı haber karşısında bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hep beraber ırkçılığa dur demeliyiz. Yeni Zelanda’da yaşamını yitiren, katledilen 49 insana Allah’tan rahmet, tüm yakınlarına başsağlığı diliyorum. Tüm insanlık alemine başsağlığı diliyorum. Bu insanlığa karşı işlenmiş büyük bir suçtur. Geçmişte olduğu gibi, ırkçılık büyük bir insanlık suçudur ve yine karşımıza çıkmıştır. İnsanlara inançlarından dolayı, kutsallarından dolayı saldıran, onları katleden bu anlayışı kınıyoruz. Ve nerede karşımıza çıkarsa çıksın bu anlayışın karşısında mutlaka dik durmalıyız, bu anlayışa asla geçit vermemeliyiz. Hepimizin değerleri var, kutsalları var, inançları var. Hepsine saygı duymak zorundayız. Çünkü bunlar bizim farklılıklarımızdır. İşte biz bu farklılıklarla beraber büyük bir insanlık alemini var ediyoruz. O yüzden bizim ayrımız gayrımız yoktur. Hani diyorlar ya “Yaradılanı seviyoruz yaradandan ötürü”. İşte biz bunu görmek istiyoruz. Ancak biz her gün nefret ve düşmanlık görüyoruz. Bu topraklarda yaşayan insanlara karşı işlenen bu zulmü görüyoruz. Kürt düşmanlığı ve Alevi düşmanlığı ile beslenen iktidarlar görüyoruz. O yüzden de buna hep birlikte dur diyeceğiz.
BURASI ORTAK VATAN: Bu ülkeden Kürtleri kovmaya kalkanlara, bu ülkedeki Kürtlere terörist diyenlere şimdi dur deme zamanı gelmiştir. Burası bizim yurdumuz, burası bizim ortak vatanımız sen kimi nereden kovuyorsun! Kimin ne haddine! Biz yurdumuzu, ülkemizi, ortak vatanımızı terk etmeyeceğiz ama böyle bir zulüm altında da yaşamak istemiyoruz. Haklarımıza sahip çıkacağız. Bu ülkede demokrasiyi de barışı da hep birlikte inşa edeceğiz. Toplumsal barış olmadan bir ülke olmaz. O yüzden de bu ülkede toplumsal barışı hep birlikte var edeceğiz. Toplumsal barışın önündeki tüm engellere karşı hep birlikte mücadele edeceğiz. İşte bugün toplumsal barışı zedeleyen, yok sayan; bu ülkeye hukuksuzluğu, adaletsizliği dayatan bu anlayışa karşı 128 gündür direnen, Sevgili Leyla Güven’e de buradan sevgilerimizi, saygılarımızı yollayalım. Sevgili Leyla Güven yoldaşımız, bedeniyle hukuk ve adalet istiyor. Açlık greviyle, bu barışçıl eylemiyle bu ülkedeki tüm halkları barış ve demokrasi mücadelesine davet ediyor. Onunla birlikte bugün cezaevlerinde binlerce yoldaşımız açlık greviyle aynı çağrıyı yeniliyorlar. Strazburg’da, Hewler’de, dünyanın her yerinde demokrasi mücadelesini yükseltiyorlar.
BEKA SORUNU OLAN İKİ KİŞİ VAR: Bu hukuksuzluktan ve adaletsizlikten beslenen; bu şekilde iktidarını devam ettirmek isteyen bu tekçi anlayış ülkeyi ayrıştırıyor bölüyor, insanları birbirine düşman ediyor. Bunu yaparken de sürekli toplumu tehdit ediyor, sürekli topluma ve insanlara dönüp 'Beka sorunu var' diyor. Sizin beka sorununuz var mı? Ben hiçbir yerde 'Benim beka sorunum var' diyen kimseye rastlamadım. İki kişi var; bu iki ortak beka sorunu var diyerek bu ülkeye kötülük yapmaya devam ediyor. Bu ülkenin beka sorunu yok. Bu ülkenin işsizlik sorunu, yoksulluk sorunu var. Geçim sorunu var. İşsizler elini kaldırsın. İşte sorun budur. İşsizlik ve yoksulluk sorunu var bu ülkede. Bakın bugün İzmir metrosunda iki işçi arkadaşımızın cansız bedenleri çıkarıldı, yaşamlarını yitirdiler. İş cinayetlerine kurban gittiler. İkisi de emeklilik yaşında. Bugün ikisi de emekliliklerini huzur içinde yaşayacakken çalışmak zorunda oldukları için, geçim sıkıntısı içinde oldukları için metro inşaatında hayatlarını yitirdiler. İşte zulüm budur. Ne beka sorunu, zulüm var zulüm! Bu ülkede geçim sorunu var. Çiftçiler, esnaf perişan. Türkiye’nin bütün verimli ovaları verimsiz kılınmış. Ekilebilir arazileri kurutulmuş. Esnafın üzerinde vergi yükü ve her yerde yıkım var. Ekonomi çökmüş, ülke büyük bir çöküşe sürükleniyor; bunlar çıkmış beka sorunundan bahsediyor. Bu ülkeyi bir şirket gibi yönetme sevdasınlar. Öyle görüyor. Bütün CEO’ları bakanlıklara atamış, ülkeyi şirket gibi yönetip kendi iktidarlarını devam ettirmek istiyorlar.
DOĞALGAZSIZ ŞIRNAK'TA DOĞALGAZ PROPAGANDASI YAPTILAR: Bir de bunların taşımalı mitingi var biliyorsunuz. Taşımalı miting ile kendilerini aldatıyorlar. Artık halkı aldatma aşamasını geçtiler. Şimdi kendilerini aldatma aşamasındalar. Şırnak’a gitmiş - fıkra gibi- diyor ki Şırnaklılara “Doğalgazla iyi ısınıyorsunuz değil mi?” Aşağıdan da diyorlar ki: “Evet”. Şırnak’ta doğalgaz yok ki. Şırnak’ta doğalgaz olmadığını kendi biliyor, fakat aşağıda da Şırnaklı yok. Onlar da nereden geldiyse, doğalgazla ısınıyor tabii, ne desin, iyi ısınıyor musunuz? Evet diyor. Artık bunlar ifşa oldu. Kendilerini aldatmaya devam etsinler. Geçen sefer İzmir’e geldi, “Adnan Menderes Havaalanını ben açtım” dedi. Artık mekanlar da, tarihler de karışıyor. Demek ki siyaseten emekli olma yaşı gelmiş. Biz de 31 Mart’ta Recep Tayyip Erdoğan’ın emeklilik işlemlerini başlatıyoruz. Bu zihniyet bu ülkeye kötülük yapmaya devam ediyor. O yüzden de biz bu ülkeyi bu kötülükten, bu utançtan kurtaracağız. Kayyım utancından kurtaracağız. Çünkü kayyım demek zulüm, yolsuzluk, haksızlık demektir; halkın hakkının gaspı demektir. Bunlara son vermek için kayyımları süpürüp atacağız. Kayyım raporu açıkladık. Bugün kayyım raporumuzun toplatılma kararı alınmış. Böylece de suçlarını gizleyeceklerini sanıyorlar. Yaptığınız bütün suçlar ortadadır ve biz bu suçların hesabını mutlaka soracağız.
ÇİN DUYMASIN? Afişlere bakmış, o dil bilmez cahil demiş ki: Bunlar Mao’nun propagandasını yapıyor. Zazaca bilmiyor, Kurmanci bilmiyor, okuduğunu da anlamıyor. Kalkmış “Ye mao”yu görmüş, bunlar Mao’nun reklamını yapıyor demiş. Yahu bu nedir? Buna gülsen gülünmez, ağlasan ağlanmaz. Yalnız Çin duymasın! Sen burada Mao’ya bu lafı söylüyorsun, sonra Çin’e gidip kredi istiyorsun. Çin duymasın o krediyi alamazsın. Ülkenin içine sürüklendiği durum bu. Yönetememe hali. Yönetemeyen, baskıyı zulmü artırır. Bunu artırdıkça da aklı karışır bilemez hale gelir. Bugün ne yaptıklarını artık bilemiyorlar. Bilemedikleri için bütün bu sorunları çözmek adına tanzim satışları insanlara çözüm olarak sunuyorlar. 85 milyonluk ülkede 85 tane kamyonla gıda sorunu mu çözülür? Çözülmez, çözülmedi. Bakın gıda fiyatlarındaki artış açıklandı. Yüzde 25, genel enflasyonun bile 5 puan üzerinde. Diyor ki “Türkiye’de 171 tane hal var, bunları kapatıp 35’e indireceğiz”. Yanlışa bakın. Oysa 171 hali, biz 1700 hale çıkaracağız. Halkın halleri ve kooperatifleri haline getireceğiz; insanlar ucuz ve sağlıklı gıdaya ancak buradan ulaşacak. Mahallesine, evine sağlıklı gıdayı ulaştırabilecek. Kooperatiflerle, belediye iktisadi teşekkülleriyle hep beraber sorunlarımıza çözüm üreteceğiz. Üreten biziz, yöneten de biz olacağız.
YERELLERDEN İKTİDARA GELECEĞİZ: AKP-MHP blokunun karşısında demokrasi güçlerinin sandıktan çıkması için üzerimize düşen sorumluluğun gereğini mutlaka yerine getireceğiz. Her yerde dediğimiz gibi dost ve düşman bilsin ki biz kazanacağız, mutlaka kazanacağız. Belediye meclislerinde yer alarak HDP’nin yerel yönetim anlayışını Türkiye’nin bütün kentlerine taşıyacağız. Ve belediye meclislerini halka açacağız. Yolsuzluk, haksızlık olmasın diye; bu belediyeler halkın belediyeleri olsun diye HDP her yerde iktidara gelecek. İşte yerellerde iktidara geldikten sonra da Türkiye’nin önünü açacağız. Türkiye’yi demokratikleştirmek için yerellerden başlayarak iktidara geleceğiz. O yüzden diyoruz ki İzmir Ya Me Ye.