Tenkit etme, takdir et
On binlerce insan ölmüşken, devlet erkanı her gün bıkıp usanmadan “sokağa çıkmayın” derken, uzmanlar neredeyse saat başı uyarırken, sokak ortasında “okey oynamak” zekanın bir göstergesi olamaz. Olsa olsa vurdumduymazlık, sorumsuzluk, haddini bilmezlik olabilir.
İsmail Tufan*
1 milyon 273 binden fazla vaka, 69 binden fazla ölüm ve 127 ülkede görüldü. Geçtiğimiz günlerde İspanya’da 37 yaşında ve İngiltere’de 18 yaşında bir kişi korona virüsüne yenik düştü. Artık sadece yaşlıların değil, gençlerin de hayati tehlike içerisinde olduklarının kanıtları var. Bugün sokakta dolaşan her 100 kişiden 3-4’ü henüz öldüğünü bilmiyor.
Atatürk “Türk milleti zekidir” demişti. Korona virüsü, bunu tartışılır hale getirmiştir. Milletimiz zekidir, ama insanımızın ufak diyemeyeceğimiz bir bölümü galiba pek zeki değil. Çünkü zeka eksikliğine işaret eden davranışlara yöneliyorlar. On binlerce insan ölmüşken, devlet erkanı her gün bıkıp usanmadan “sokağa çıkmayın” derken, uzmanlar neredeyse saat başı uyarırken, sokak ortasında “okey oynamak” zekanın bir göstergesi olamaz. Olsa olsa vurdumduymazlık, sorumsuzluk, haddini bilmezlik olabilir.
Almanya’da sokakta 2 kişiden daha fazla kişinin bir araya gelmesine yasak getirildi. Hatta ülke genelinde herkese sokağa çıkma yasağı getirilmesi tartışılıyor. Bizde bazı kimseler, yaşlılara getirilen sokağa çıkma yasağından dolayı, kendilerini imtiyazlı görmeye başladılar. Kimileri de yasağı delmeye çalışıyor. Polis yaşlı adama yaşını sorunca 64 dedi. Nüfus cüzdanını göstermek zorunda kalınca yaşının 69 olduğu anlaşıldı. Bazıları da yaşını küçültmek istiyormuş. “Virüs 65 yaşındakileri vuruyor, ben yaşımı 64’e indireceğim” diyenler var. Yaşlılık insanı ne akıllı, ne zeki, ne de bilge yapar. Güzellik geçicidir, budalalık kalıcı.
Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde sokaklara yerleştirilen dezenfektanlar yerinden sökülerek çalınmış. Dezenfektanları çalanlardan bazıları güvenlik kamerasına yakalanmış. Bu hırsızlar sadece dezenfektan çalmadı, onlar sağlığımızı çaldı. Bu açıdan bakılırsa, verilecek ceza da ağır olmalıdır.
Türkiye’de 5 Nisan itibarıyla vaka sayısı 3 bin 135’e fırladı. Bir önceki gün 3 bin 13 idi. 5 Nisan itibariyle toplam vefat sayısı 574'e yükseldi. Önümüzdeki günlerde bu sayıların artacağına da kesin gözüyle bakabiliriz.
Sosyal medyada yaşlılara yönelik ipe sapa gelmez iddialar, ayrı bir sorun yaratacağa benziyor. Yaşlılara yönelik sosyal-medyatik saldırılara karşı da önlem alınmalıdır. İnsanları birbirine düşürmeye çalışanların hesaplarının kapatılmasından yanayım. Çünkü bu kişiler kendilerine sağlanan özgürlüğü, yaşlıların özgürlüğünü kısıtlayacak biçimde kullanıyor ve halkı yaşlılara karşı kışkırtıyor. Zeka noksanlığının başlıca göstergelerinden biri de budur. Kendi kusurunu başkasında kusur arayarak örtbas etmek, şüphesiz bir budalalık ilanıdır. Neyse ki halkımız genelde yaşlısına sahip çıkıyor. Onlara kol kanat geriyor. Bazı yaşlılar bunu görmezden gelerek, kendilerine yakıştırılan “etiketleri” de haketmiyor değiller.
Zor günler henüz önümüzde. Hem korona virüsü taşıyıcısı hem ölüm olaylarında artış olacaktır. Önemli olan bireysel sorumluluk üstlenerek, tavsiyelere uymaktır. Sokağa çıkma yasağını, bir yasaklama olarak görmemek gerekir. Bunun bir tedbir, biri iyilik olduğu, özgürlüğü kısıtlama olmadığı kavranmalıdır. Yani sokağa çıkma yasağını tenkit etmek yerine, takdir et. Çünkü hayat kurtarıyor.
*Prof. Dr. Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Gerontoloji Bölümü