‘Terazi’ vicdan tartıyor
DİKAD’ın yapımcılığını üstlendiği, Mehmet İsmail Çeçen ile Ramazan Akkuş’un yönetmenliğini yaptığı “Terazi” belgesel filminin galası Diyarbakır’da yapıldı. İş insanları, siyasetçiler ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin galasına katıldığı film, Diyarbakır’daki kadın pazarcıların hikayesini anlatıyor.
DİYARBAKIR - Pazar yerinde sebze meyve satarken görmüştüm onları. İlk zamanlar pazar yerinde bir şey satıyor olmanın acemiliğini, şaşkınlığını, heyecanını yaşıyorlardı ve bu her hallerinden çok belliydi. Öte yandan yorgun ama umutluydular. Yorgun ama çocuklarına okul harçlığı verecek olmanın huzurunu taşıyorlardı yüzlerinde.
Az kazandık çok kazandık demeden şehrin ücra semtlerinde pazar kurdular. Pazar kurmaları için belediye tarafından ayrılmış bu yerler donanımlı değildi, ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekiyorlardı. Yine de Diyarbakır’ın amansız sıcağında, karda kışta işlerini aksatmadılar. Sebze haline sabahın köründe gittiler. Kasaları omuzlayıp kamyonetlere yüklediler, pazar yerinde kasaları boşalttılar. Sıcağa ve yağışa karşı şemsiyelerini kurdular.
Satacakları meyveleri, sebzeleri tezgaha dizdiler. Birbirlerine yardım ettiler, iki lokmayı paylaştılar, beraber çay içip yorgunluk attılar.
Sonra o bomboş semtlerde yükselen binalara insanlar yerleşti. Müşterileri arttı. Daha iyi para kazanmaya başladılar. Ve sonunda erkek pazarcılar, kadın pazarcılara tahsis edilmiş bu pazar yerlerine göz diktiler. Bir pazar yerini, kadınların değişiyle, işgal ettiler. Bununla yetinmediler, kadınların tezgah kurduğu diğer pazar yerlerine de iştahla baktılar.
SUVAR HAT, PEYA ÇU
İşte bundan sonra yorgun ama huzurlu kadınların huzuru iyice kaçtı. Bırakıp gidecekler miydi yıllarca çilesini çektikleri yeri? Olabilirdi, “Uğraşamayız, mücadele edemeyiz erkek pazarcılarla” deyip kapatabilirlerdi tezgahlarını. Ama aradan geçen zaman içindeki zorluklara kas gücüyle değil, iradeleriyle direnmişlerdi. “Yapamazsınız, bu erkek işidir” diyenleri yanıltmışlardı ve para kazanmaya başlamışlardı. Bütün bu zaman içinde emeğin nasıl bir değer olduğunu, dayanışmanın nasıl güçlü kıldığını ve haksızlığa boyun eğmemek gerektiğini de keşfetmişlerdi. İşte bu yüzden tezgahı kapatıp eve kapanmayı seçmediler, ellerinden alınmak isteneni vermemek için direnmeyi tercih ettiler.
Erkek pazarcıların “işgaline” karşı Pazar yerinde nöbet tuttular kış gecelerinde. Sabah tezgah açmaya gelen erkeklerle dişe diş mücadele ettiler ve her defasında geri püskürttüler onları. Tehditlere, hakaretlere boyun eğmediler, zılgıtlarla, “Jin, jiyan, azadî” (Kadın, yaşam, özgürlük) sloganlarıyla karşılık verdiler. Sonunda erkekler çekip gittiğinde, neşeyle “Suvar hat, peya çu” (Atlı geldi, yaya gitti) dediler.
‘TERAZİ’ BİR DUYARLILIK ÇAĞRISI
Diyarbakır’daki Jiyan Kadın Semt Pazarı’nın emekçi kadınlarından, onların hayat mücadelesinden söz ediyorum. Kendi aralarında zaten bir örgütlülük halleri vardı. Ama erkeklerin baskısı Bağlar Kadın Pazarcılar Derneği’ni kurmaya kadar götürdü onları. Şehrin sivil toplum örgütleri ve özellikle Diyarbakır İş Kadınları Derneği (DİKAD), kadın pazarcıların mücadelesine hep omuz verdi.
DİKAD,bir dayanışma örneği olarak, Cosmos Medya’nın katkılarıyla “Terazi” adlı belgeseli hazırladı. Belgeselin Diyarbakır’da gerçekleşen galasına iş çevreleri, siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile belediye başkanları katıldı. Elbette salonda pazarcı kadınlar da vardı ve ilk kez kendilerini beyazperdede izlediler.
Filmin gösteriminden önce DİKAD Başkanı Reyhan Aktar, kadın pazarcıların 2013’ten bugüne yaşadıklarını anlattı. Aktar, kadın pazarcılar projesinin bir ilk olduğunu belirterek, bu deneyimin kadınlarla ilgili çalışmalara örnek olacağını söyledi. Kadın pazarcıların erkek pazarcılara karşı verdiği mücadeleye değinen Aktar, “Bu projenin sonlanmaması ve kadın pazarcıların devam edebilmesi için kamuoyunun desteği çok önemli. Onların hiç kimseden maddi bir beklentisi yok. Sadece ekmek teknelerinin mücadelesini verirken Diyarbakır halkının yanlarında olduğunu görmek istiyorlar” dedi.
FİLMLE İLGİLİ KELAM
Filmi iki genç yönetmen, Mehmet İsmail Çeçen ile Ramazan Akkuş çekti. Pazarcı kadınların hava daha aydınlanmadan sebze haline doğru yola çıkışıyla başlayan film, kadınların tezgahlarını açmasıyla, birlikte kahvaltı yapmasıyla devam ediyor. Sonra pazar yerindeki hareketli görüntüler, kadınların anlattıkları yansıyor perdeye.
“Terazi” filmi, 26 dakikada derdini gayet iyi anlatıyor. Görüntü kalitesi ve kurgu için bir şey diyemem, eğer varsa bir kusur, konunun ehli olan bilir. Hem zaten bu bir film eleştiri yazısı değil. Ancak filmde keşke kadın pazarcıların direnişinden görüntüler de yer alsaydı. Erkek pazarcıların işgaline karşı kadınların gece gündüz sergilediği direnişin hem fotoğrafları hem de videoları vardı oysa. Bu görüntüler belki teknik nedenlerle filmde yer almadı ama izleyici olarak “keşke bu görüntüler de olsaydı” dedim.
HAYATLAR VE HAYALLER
“Terazı” filminde pazarcı kadınlar kendi hayat hikayelerini, pazarcılığa başlarken yaşadıkları güçlükleri, erkek pazarcılara karşı verdikleri mücadeleyi anlatıyorlar. Belgeselde rol alan kadınlardan hiçbirinin hayatı kolay değil. Kimi kemoterapi gördüğü halde tezgahını terk edemiyor, kimi doğum yaptıktan kısa süre sonra tezgahının başına geçmek zorunda kalmış. Biri kocası tarafından pazar yerinde vurulmuş, felç kalmış ve bu nedenle uzak kaldığı tezgahını özlüyor. Bir diğeri balıkçı ve akşam eve dönerken balık koktuğu için belediye otobüsünde kimsenin yanına oturmadığını anlatıyor.
Pazarcı kadınlar, erkek işi olarak bilinen pazarcılık mesleği sayesinde ayakta duruyorlar. Bu işi kaybetmek, kendilerine verilmiş yerleri erkek pazarcılara kaptırmak istemiyorlar. Çocuklarını okutmak, ev kiralarını ödemek, ihtiyaçlarını emekleriyle karşılamak arzusundalar. Birilerine muhtaç duruma düşmek akıllarından bile geçmiyor artık. Reyhan Aktar’ın dediği gibi, kimseden maddi bir beklentileri yok, sadece erkek pazarcılara karşı herkesten destek bekliyorlar.
Bir yandan hayat mücadelesi verirken, kadın pazarcıların da kendilerine dair hayalleri var elbette. Geçirdiği kaza nedeniyle dişleri çürüyen dernek başkanı rahat gülemediğini anlatıyor örneğin. Şu sıkıntılar bitsin, sıra dişlerini yaptırmaya gelsin, işte o zaman ağız dolusu gülecek herkes gibi. Bir diğer kadın pazarcının hayali ise dans etmek, bu kadar yalın bir istek.
İşte bu yalın ve haklı istekler nedeniyle “Terazi”, sadece erkek pazarcıların değil, kamuoyunun da vicdanını tartıyor.