Türk spor tarihinden bir Zeljko Obradovic geçti. Bu, yazılacak bir yerlere. O, henüz Fenerbahçe'ye gelmeden önce zaten Avrupa'nın gelmiş geçmiş en büyük basketbol koçuydu. Bu adam modern zamanlarda Aziz Yıldırım ve Alex De Souza'dan sonra Fenerbahçe'nin en fenomen ismine dönüştü denilebilir.
Sırp antrenör, Fenerbahçe Beko ile 507 maça çıktı ve 382 karşılaşmadan galibiyetle ayrıldı. Obradovic, Fenerbahçe'nin başında, Avrupa'nın en büyük basketbol organizasyonu olan THY Euroleague'de beş defa 'Final Four' yani Dörtlü Final başarısı gösterirken bunların üçünde finale kaldı. Bir kez de bu önemli organizasyonda şampiyonluk sevinci yaşadı. Basketbol Süper Ligi'nde de dört kez şampiyonluk yaşayan Obradovic, üç Türkiye Kupası, üç de Cumhurbaşkanlığı Kupası kazandı.
Şu istatistiklere bakıldığında Obradovic'in Türk basketbolunda nasıl bir iz bıraktığını anlayabilirsiniz. Başına gelmeyen kalmadı da ayrıca. Yüzüne rakip taraftardan tükürük yemesinden tutun da kafasına ayran atılmasına kadar... Ya geçtiğimiz kasım ayında saha kenarında yaşanan 'küfür hadisesi'? Türkiye, bir hafta Obradovic'i tartıştı. Bunların hepsi spor dünyasında yaşanacak mevzular aslında. Tabii ki olmaması en büyük temennimiz ama bu gözler neleri görmedi ki işte?
Obradovic'in ayrılmasının ardından Fenerbahçe taraftarının büyük bir bölümü Fenerbahçe yönetimine, dolayısıyla Başkan Ali Koç'a büyük tepki gösterdi. Koç-Obradovic'in ayrılığının perde arkasında bazı gerçekler var. Bu gerçekler öyle kişisel pürüzler, vesaire değil, bildiğiniz ticaretin ve dünya spor endüstrisinin gerçekleri. Evlilikler çoğu zaman nasıl hayırlı olabiliyorsa bazen ayrılıklar ve boşanmalar da hayırlı olabiliyor. Bunu iyi kavramak lazım. Özellikle profesyonel iş dünyasında.
Ben bunu ta sezonun başında anlatmıştım; “Obradovic seneye yok, ayrılacak” demiştim. Fenerbahçe Beko takımının kadro maliyeti yani toplam bütçesi 30 milyon euro'dur. Euroleague'de Fenerbahçe'nin 2017'de şampiyon bitirdiği turnuvada şampiyona 1 milyon euro veriliyordu.
İki versiyonu olan bir atasözü vardır:
“Attığın taş ürküttüğün kuşa değsin”
“Attığın taş ürküttüğün kurbağaya değsin”
Euroleague'in gerçeği bu. Çok büyük bütçelerle bir kadro kuruyorsunuz, Final Four oynuyorsunuz, hatta şampiyon oluyorsunuz. Peki karşılığı nedir? Ne alıyorsunuz? Tamam, ülke reklamı, takımınızın marka değeri, bunlar çok önemli unsurlar. Bilmem kaç kez Final Four oynadın, bir kez de şampiyon oldun. Tamam artık yani. Bu bütçelerle zarar etmek amacı olmayan, varış noktası bulunmayan bir yolculuğa çıkmak demektir.
Basketbolda isim, sponsora ve genel sponsorlara rağmen ürettiği maliyet gideri tamamen karşılamıyor. Futbol departmanı zaten sürekli zarar ediyor. Yetmiyor, bir de futboldan gelen gelirin bir kısmını da basketbola akıtmak durumunda kalıyorsunuz. Diğer amatör branşları henüz denklemin içine hiç dahil etmedim. Gerisini siz düşünün.
Az evvel 2017'de şampiyona 1 milyon euro verildiğini söylemiştim. Ayrıca Fenerbahçe Beko her yıl şampiyon da olmuyor. Adama sorarlar “Arkadaş biz sana Final Four oynamak için mi 30 milyon euro'luk kadro veriyoruz?” diye.
Fenerbahçe Spor Kulübü'nün menfaatleri ve istikbali için bu bütçede bir daralmaya gidilmesi gerekiyordu. Bu yüzden sezon başından beri yönetim ile koç Obradovic arasında pürüzler oluşmuştu. Bu sebeple Obradovic'e yeni sözleşme önerilmemişti ve taraftarın tepkisini çekmişti o zamanlar. Çünkü Obradovic, 30 milyon euro'luk bütçeyi istiyordu. Fenerbahçe yönetimi de haklı olarak o parayı üretmeyen, zaten finansal zorluklar içinde olan kulübe bu masraf kamburunu yüklemek istemedi. Otomatik olarak da Fenerbahçe'de Obradovic dönemi bitmiş oldu. Yani bu ayrılık aslında aylar önce gerçekleşti. Sadece boşanma davası bugün gerçekleşmiş oldu.
Zeljko Obradovic'in koçluğunu tartışmıyoruz. Fenerbahçe Beko ve Türk basketbol kültürü ona çok şey borçlu. Ülkemize sadece uluslararası platformda sportif başarı kazandırmadı aynı zamanda marka değerimize değer kattı. Bu yadsınamaz bir gerçek. Ama spor dünyası böyledir. Birileri gidecektir ve birileri gelecektir. Ama geriye kalan ise yazılı gerçekler olur. Başarılar ve anılar. Teşekkürler Obradovic, teşekkürler koç! Збогом!