The Guardian: Türkiye, Erdoğan'a rağmen direniyor

İngiliz gazetesi The Guardian, Türkiye'ye dair 'Bir dizi travma, büyük bir cesaret' başlıklı bir başyazı yayımladı. Yazıda, "Bütün baskılara rağmen, Türkiye'de demokrasi, açıklık ve tolerans arzulayan bir sivil toplum var. Bu direniş ruhuna saygı duymalı" denildi.

Abone ol

DUVAR - The Guardian gazetesi, Reina'daki yılbaşı katliamını ele aldığı başyazısında, 'Türkiye'nin devasa bir baskı altında olduğunu ve son derece kutuplaşmış bir ulus olarak nadir görülen bir testten geçtiğini' yazdı. Gazete, Türkiye vatandaşlarının 'bölünme ve nefret yerine demokrasi ve hoşgörü arzusu göstermesinin desteklenmesi gereken bir cesaret örneği olduğu' tespitinde bulundu.

'DİRENİŞ RUHUNA SAYGI GÖSTERMELİ'

Makalede şu ifadeler kullanıldı: "Otoriterliğin avucundaki bir ülkeye bakıldığında, bütün çeşitlilikleri ve arzularıyla bu topraklarda yaşayan milyonlarca vatandaşı değil de, sadece bir despotu görmek kolaydır... Fakat bir ulus ölülerinin yasını tutarken, dayanışma göstermenin bir yolu da şunu hatırlamak: Bütün baskılara rağmen, Türkiye'de nefret ve bölünme değil, demokrasi, açıklık ve tolerans arzulayan canlı bir sivil toplum var. Ve çok fazla cesaret ortaya koyuyor. Bu ülkenin karşı karşıya bulunduğu eşzamanlı ve çeşitli travmaların ölçeği, özellikle de trajedi vurduğunda, bu direniş ruhuna daha da saygı duyulur hale getiriyor. Vatandaşların cesareti sadece empatimizi değil, aktif desteğimizi hak ediyor."

'TRAVMA ÜSTÜNE TRAVMA'

Başyazının öne çıkan bölümlerinin özet tercümesi şöyle:

"Sarsılmış bir ulus, iç çekişmenin yanı sıra Ortadoğu'daki savaş ve kaosun etkileriyle boğuşurken, 2017'de daha fazla şiddete maruz kalacağı korkusuyla yaşıyor. Terör travması, temmuzdaki başarısız darbenin ardından gelen geniş çaplı siyasi baskının yarattığı travmaya ve son yıllarda gelen yaklaşık 3 milyon sığınmacının yarattığı gerilime ekleniyor. Bu etkenlerin doğası ve boyutu farklı; toptan bir değerlendirme yapılmamalı veya aralarında otomatik bir bağ kurulmamalı. Fakat Türkiye vatandaşlarının içinde bulunduğu devasa baskıyı idrak etmek için, hepsini akılda tutmak önemli. Herhangi bir ülkede, bunların her biri başlı başına büyük birer zorluk teşkil ederdi. Bir arada düşünüldüğünde, son derece kutuplaşmış bir ulusu önemli ve muhtemelen belirleyici bir yol ayrımına getiren, nadir bir teste tekabül ediyorlar."

'ERDOĞAN'IN GADDARLIĞININ ÖTESİNE BAKMALI'

"Şu gerçek zaman zaman gözardı edilmiş görünüyor: Türkiye'ye dair yorumlar son aylarda anlaşılır biçimde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın her tür muhalefete karşı gaddar baskısına odaklandı. Başarısız darbe girişiminin ardından siyasi baskı yeni bir zirve yapmış durumda."

'HÜKÜMET PEK SEMPATİYİ HAK ETMİYOR'

"Türkiye'nin paranoyak ve otokratik cumhurbaşkanıyla yönetiminin pek sempatiyi hak ettiği söylenemez. 140'tan fazla yazar, gazeteci ve entelektüel hapiste. Sosyal medya kullanıcılarına yönelik soruşturmalar artıyor. Ülke çapında 80 bin kişi hakkında yasal işlem başlatılmış durumda. Geçen hafta, yazar Aslı Erdoğan'ın da dahil olduğu bir dava görüldü. Türkiye'nin Batılı müttefikleriyle ilişkileri, cumhurbaşkanının insan hakları sicili ve Ortadoğu politikasındaki tutarsızlıklardan dolayı gergin."

'DİRENİŞ RUHU'

"Otoriterliğin avucundaki bir ülkeye bakıldığında, bütün çeşitlilikleri ve arzularıyla bu topraklarda yaşayan milyonlarca vatandaşı değil de, sadece bir despotu görmek kolaydır. Tek bir adam bütün dikkatleri üzerinde toplar zira çok fazla şeyi kontrol eder ve yetkisi gerçekten de sınırsızdır. Fakat bir ulus ölülerinin yasını tutarken, dayanışma göstermenin bir yolu da şunu hatırlamak: Bütün baskılara rağmen, Türkiye'de nefret ve bölünme değil, demokrasi, açıklık ve tolerans arzulayan canlı bir sivil toplum var. Ve çok da fazla cesaret ortaya koyuyor. Bu ülkenin karşı karşıya bulunduğu eşzamanlı ve çeşitli travmaların ölçeği, özellikle de trajedi vurduğunda, bu direniş ruhuna daha da saygı duyulur hale getiriyor. Vatandaşların cesareti sadece empatimizi değil, aktif desteğimizi hak ediyor." (Dış Haberler)

MAKALENİN ORİJİNALİ