'The Last of Us' dizisi gerçek olabilir mi?

Mantarların bir salgın tehdidi taşıdığını düşünmediğini söyleyen 'The Last of Us' oyununun danışmanlarından Hughes, "Mantarlar için muhtemel görünmüyor” dedi.

Abone ol

Morgan McFall-Johnsen

HBO’nun dizisi ‘The Last of Us’ çoğu açıdan klasik bir zombi kıyametini tasvir ediyor. Herkesin gündelik hayatına devam ettiği bir sabah, bir radyoda, Jakarta’da yaşanan kaostan bahsedilir. Ve akşam karanlığı çöktüğünde kaos şiddetlenir; salgına yakalanan insanlar, ana karakterin peşine düşerler. Ne var ki bu defa insanları zombiye dönüştüren şey bir mantardır.

İlk olarak dizinin esinlendiği video oyununda gerçekleşen yeni senaryo, izleyicilere gerçek hayatta bir mantar salgınının olup olamayacağını merak ettirdi. Manchester Üniversitesi’nde mantar enfeksiyonlarını araştıran bir mikolog olan Norman Van Rhijn, Business Insider dergisine verdiği yazılı demeçte, “Bir mantar salgını kesinlikle mümkün” diyor. Şu an için bilim tarafından bilinen hiçbir mantar türü, insanlar açısından, özellikle de dizinin betimlediği biçimde acil bir salgın tehdidi teşkil etmiyor. Buna karşın, mantar enfeksiyonları dünya çapında artıyor ve araştırmacılar gittikçe daha fazla sayıda insanın tehdit altına girmesinden endişe duyuyorlar. Dahası, kimi bilim insanları mantar krallığından yeni süper patojenlerin türemesinden kaygı duyuyor.

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’ne bağlı Mantar Hastalıkları Şubesi’nin şefi olan Tom Chiller, “Bunların ortaya çıkıp hastalık yayma potansiyeli çok yüksek” diyor: “Daha fazla mantarın, tedavisi daha güç ve daha bulaşıcı hale gelen insan patojenleri yaymaya başlaması şaşırtıcı olmaz.”

İşte, ‘The Last of Us’ dizisinin arkasında yatan bilimsel gerçek, bilimkurgu ve mantarların neden olduğu tehditler:

GERÇEK: KARINCALARDA BİR ZOMBİ MANTARI MEVCUT

'The Last of Us' dizisinde bahsedilen zombiler, baş ve ağız bölgelerinde filizlenen ve yeni kurbanlara bulaşan ‘Cordyceps’ adlı bir mantarın dallarıyla çoğalır. Cordyceps gerçekten mevcut; bununla birlikte, sadece böceklerin beyinlerini ve bedenlerini ele geçirebilir ve bu böceklerin en ünlüsü karıncalardır. Mantar bir karıncanın vücudunun içinde büyür, karıncanın yukarı doğru tırmanmasına sebep olur; bunun ardından kafasından filizlenerek ve etrafa sporlarını yayarak kendisini çok daha uzaklara yaymaya çalışır.

Cordyceps türü mantar insan bedeninin ısısında hayatta kalamaz ve hâl böyleyken bizlere bulaşamaz. Yine de öteki mantar türleri, insanların davranışlarına etkide bulunabilecek zihin değiştirici nitelikler barındıran maddeler üretir.

GERÇEK: MANTARLAR BEYNİ VE DAVRANIŞLARI ETKİLEYEBİLİR

Belki de en belirgin örnek, ‘sihirli’ mantarlarda bulunan ve halüsinojenik bir bileşik olan ‘psilosibin’ olabilir. Ergot mantarı, ayrıca insan zihnini değiştirmesiyle de bilinir. Kimi tarihçiler, Salem Cadı Davaları’nı ergot zehirlenmesiyle ilişkilendirerek, kadınların enfekte haldeki çavdarı yemelerinin ardından tuhaf biçimde davranmaya ve birbirlerini büyücülükle suçlamaya başladığını ifade ediyorlar. Psikoaktif bir madde olan LSD de ergottan elde ediliyor.

Cordyceps üzerinde araştırmalar yürüten ve ‘The Last of Us’ adlı video oyununa danışmanlık yapan David Hughes, verdiği demeçte, “Her bira içişinizde, davranışınız bir mantarın yan ürünü olan etanolden etkilenir” diyor. Ayrıca, Cryptococcus mantarı akciğerlerden beyne sıçrayabilir ve insanın davranışlarını değiştirebilecek olan menenjite yol açabilir. Hughes, televizyon dizisinden farklı olarak, zihni değiştiren mantarın 'vücudumuza sıçramadığını ve gelecekte bir bulaşmaya neden olacak bir davranışı tetiklemediğini' belirtiyor.

KURGU: ZOMBİ MANTARI İNSANLARA SIÇRAYABİLİR

Mantar hastalıklarının hayvanlardan insanlara bulaşması mümkündür. Bununla birlikte, Cordyceps benzeri bir mantarın böceklerden insanlara ulaşan dev bir sıçrama anlamına gelen büyük bir mutasyona uğraması ve yine de davranışlarımızı etkili bir şekilde yönlendirme yeteneğini koruyabilmesi fikri, fazlasıyla ihtimal dışı.

Chiller, bulaşıcı hastalık dünyasında “Asla, ‘asla’ demeyin” diye uyarıyor. Konuşmasını, “Buna karşın, aşılması gereken çok fazla engel olduğunu söyleyebilirim” diye sürdürüyor: “Bir karınca ile bir insan dikkat çekici oranda birbirinden farklıdır. Bir bağışıklık sistemimiz mevcut, farklı sıcaklıklarda yaşıyoruz, bildiğiniz üzere vücut sıcaklığımız onlarınkinden çok daha yüksek. Bu nedenlerden ötürü, o mantarın baş etmesi gerekecek son derece güç bazı temel olgular söz konusu.”

GERÇEK: MANTARLARI ÖLDÜREN BİR AŞI MEVCUT DEĞİL

‘The Last of Us’ dizisindeki kurgusal insan Cordyceps’iyle bağlantılı ilk vakalar, Endonezya’nın Jakarta kentinde, hükümetin önde gelen bir mikologdan bu mantarı mikroskop altında incelemesini ve bir cesedin ağzına yerleştirmesini istediği zaman ortaya çıkar. Kahramanımız, kurbanla beraber çalışan 14 kişinin ortadan kaybolduğunu öğrendiğinde dehşete kapılır. Bir hükümet yetkilisine, “İlaç yok. Aşı yok” diye sert bir şekilde bilgi verir. Mantarı kontrol altına almak için hükümetin şehrin tamamını bombalamasını tavsiye eder.

Gerçek hayatta, (uzmanlar bunun yerine bombalamayı önermese de) ölümcül mantar enfeksiyonlarına karşı bir aşı olmadığı doğru. Bunları tedavi etmek söz konusu olduğunda, elimizde yalnızca birkaç ilaç türü mevcut ve bunlar daima güvenilir bir tedavi sunmuyor. İşin aslı, hücresel düzeyde mantarlar ve insanlar birbirine çok benzediği için, onlara karşı savaşan ilaçların büyük kısmı, insan vücudu için de zehirlidir. Mantar Enfeksiyonlarına karşı Küresel Hareket’in aktardığı kadarıyla, mantarlar, sıtmaya kıyasla daha fazla insanın canını alıyor. Hughes, “Mantarlara ilişkin sorun, alet çantamızda onları kontrol edecek çok fazla aracımızın olmaması” diyor.

2009 yılında keşfedilen Candida auris gibi kimi ölümcül mantarlar, elimizdeki mantar önleyici ilaçlara karşı bile güçlü bir direnç geliştirdi. Dünya Sağlık Örgütü’nün belirttiği kadarıyla, Candida auris, hastane salgınlarında bulaştığı kurbanlarının yüzde 29 ilâ yüzde 53’ünün canını aldı. Chiller, mantar patojenlerinin büyük kısmının fırsatçı olduğunu ve sadece bağışıklığı baskılanmış olan insanlarda ciddi hastalıklara yol açtığını aktarıyor. Chiller, “Ancak artık fırsatçı olmasa da herhangi birimize bulaşabilen mantarlar mevcut. Ve gerçekten endişelendiğim şey, bunların daha bulaşıcı ve daha dirençli bir hale gelmesi” diyor.

KURGU: İNSANLAR ISIRIR VE FİLİZLER MANTARI YAYAR

HBO dizisindeki zombiler, hastalığı yaymak için kurbanlarını ısırmak ya da onlara mantar filizleri aşılamak zorundadır. Gerçek hayatta mantar bulaşması asla böyle gerçekleşmez. Mantar enfeksiyonları, tıpkı bir sporcudaki ayak mantarı veya saçkıranda olduğu gibi, büyük oranda temas ya da yüzeyler aracılığıyla bulaşır.

Bundan ötürü, Hughes, mantarların bir salgın tehdidi taşıdığını düşünmüyor. “Bir pandemiye, yani tek bir türün tüm dünyayı geniş ölçüde etkilediği bir vakaya baktığımızda... yalnızca bulaşma yollarının tabiatı gereği bile, mantarlar için muhtemel görünmüyor” diyor. Mantar patojenlerinin büyük bölümü, diğer insanlarla temas etmekten ziyade çevreden bulaşır. Mantar sporlarını her zaman solursunuz. Bunlarla çoğu zaman insan bağışıklık sistemi ilgilenir. Öte yandan, şayet bağışıklık sisteminiz bir hastalık ya da kullandığınız ilaçlar nedeniyle zayıfsa, bu mantar içinizde serpilebilir.

Özellikle de hastaneler ve hapishaneler bundan dolayı salgınlara meyillidir. İnsanları hasta eden mantarların büyük kısmı, bağışıklığı baskılanmış insanlar bir araya geldiğinde ya da birçok insan yakın temas halindeyken ve ortak yüzeyleri paylaşırken en üst seviyede yayılır. ‘Vadi Humması’ gibi kimi daha tehlikeli mantar hastalıkları havadaki sporlardan bulaşır ve bunlar sağlıklı insanları bile hasta edebilir. Van Rhijn, “Gerçek hayattaki kâbus senaryosu, buna benzer mantarların daha fazla hasar yaratması ve görece hafif bir enfeksiyondan yaşamı tehdit eden bir enfeksiyona dönüşmesi” diyor.

GERÇEK: ARTAN SICAKLIKLAR TEHDİDİ BÜYÜTEBİLİR

Candida auris salgınları, gizemli biçimde, 2010’lu yıllarda aynı anda üç farklı kıtada birbirinden bağımsız biçimde ortaya çıktı. Bu salgınlar arasında açık bir bağlantı ya da temas mevcut değildi. Kimi bilim insanları, bağlantı hattının iklim değişikliği olduğunu düşünüyor. Küresel sıcaklıklar artarken her şey gibi mantarlar da bu duruma uyum sağlamak zorundalar. Daha fazla sayıda mantar daha yüksek sıcaklıklara uyum sağlarken daha fazlası da insan vücudu onları yüksek ateşle öldürmeye çalıştığında dahi insan bedeninin ısısında hayatta kalabilir ve çoğalabilir.

‘The Last of Us’ dizisinin açılış sahnesi, 1968 yılında bir bilim insanının bir TV sunucusuna hafif düzeydeki küresel ısınmanın yeni mantar süper patojenleri ortaya çıkarabileceğini söylemesiyle, bu duruma parmak basıyor. Dünya Sağlık Örgütü geçen yılın ekim ayında yayınladığı ilk mantar patojenleri listesinde, Cryptococcus’la birlikte Candida auris’i ilk dört öncelikten biri olarak sıralıyordu. İklim değişikliği, mantarların insanlığa verdiği zararı çoğaltabilecek etkenlerden sadece bir tanesi.

Tıpkı daha önceki HIV/AIDS benzeri viral hastalıklar gibi, Covid-19 salgını da daha fazla insanı mantar enfeksiyonlarına karşı hassas bir hale getirdi. Bir başka risk faktörü de bağışıklık sistemini baskılayan ve mantarlar gibi diğer enfeksiyonlar karşısında daha korunmasız hale getiren ilaçlar kullanma pahasına, daha fazla insanın hayat kurtaran ameliyatlar olmasına imkân tanıyan gelişim aşamasındaki tıbbi teknolojiden kaynaklanıyor. Chiller, “Burada gerçekten de insanların dikkatini çekmek ve fazlasıyla havalı bilim kurgu olasılıklarını öngörmek isteyen bir diziden söz ediyoruz. Ve bu muhteşem” diyor: "Özellikle de bağışıklığı baskılanmış durumda olan ya da hastanede yatan kişilerde kısaca, mantarı düşünmemiz gerek. İnsanların hayatını kurtarmanın en iyi yolu, erken tanı ve tedavidir.”

Yazının orijinali Business Insider sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)