TİP İl Başkanı Yılmaz: Üçüncü ittifak halkın sigortasıdır
Türkiye İşçi Partisi (TİP) İzmir İl Başkanı Kenan Yılmaz, 'Üçüncü ittifak' tartışmalarına işaret ederek, “Üçüncü ittifak halkın sigortasıdır. Altılı masaya sistemin sigortası olarak bakıyoruz” dedi.
Özlem Kara/Cihan Başakçıoğlu
İZMİR – Türkiye'de 2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri için birçok parti seçim hazırlıklarına başladı. İzmir'de de siyasi partiler seçim için çalışmalarının startını verdi. Siyasi partilerin İzmir temsilcileri ile 2023 seçimleri stratejileri, projeleri ve seçim vaatlerine ilişkin görüşmelerin ikincisini Türkiye İşçi Partisi (TİP) İl Başkanı Kenan Yılmaz ile yaptık. Yılmaz ile TİP'in oy hedefleri, gençlik ve kadın projeleri, 'altılı masa' gibi birçok gündem başlığını konuştuk.
'MAHALLE ÇALIŞMALARINI ÖNEMSİYORUZ'
TİP İzmir İl Örgütü olarak 2023 seçimlerine yönelik çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Bu hazırlıklar ne zaman başladı, ne gibi çalışmalar söz konusu?
Bu hazırlıklar mahalle çalışmalarından başladı. Mahalle çalışması bizim önemsediğimiz bir çalışmadır. Partimiz yerellerdeki sorunları önemseyen bir partidir. Şunu da belirtmek gerek; bu sadece seçim çalışması olarak başlamadı. Aslında biz bu çalışmalara pandemi döneminde başladık. İnsanların sokağa çıkamadığı dönemde online toplantılar üzerinden geçiştirmek istemedik. Dokunabildiğimiz mahallelerde yerel çalışmalar yaptık diyebiliriz. Mahalle temsilcilerimiz var ve mahalle meclisleri oluşturuyoruz. Orada sorunlara karşı birlikte neler yapabileceğimizi konuşuyoruz.
'ÖNEMLİ OLAN SİSTEMİN DEĞİŞMESİ'
7 partinin 'üçüncü ittifak' görüşmeleri var. Bu konuyu biraz açabilir miyiz?
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çıkabilecek ortak aday doğrultusunda oy verebileceğimizi düşündük. Ama asıl Meclis'teki aritmetikte de bunu önemsiyoruz. O nedenle üçüncü ittifak kuruldu. Birlikte hareket edeceğimiz partiler ya da hareketlerle birlikte konuşulup tartışılıyor. Önümüzdeki günlerde deklarasyonu yapılacak.
Cumhur ve Millet ittifakından farklıyız. A kişisinin gidip B kişinin gelmesi gibi bir derdimiz yok. Önemli olan bu sistem değişecek mi değişmeyecek mi? Bu doğrultudan bakıyoruz. Bu nedenle üçüncü ittifakı kurduk. İkinci ittifaka sistemin ittifakı diyebiliriz ama bizim kurduğumuz ittifak halkın ittifakıdır. Halkı sadece seçimden seçime gidip oy veren insanlar topluluğu gibi görmektense yurttaşlığı önemsiyoruz.
'ÜÇÜNCÜ İTTİFAK DEĞİŞİME ADAY BİR İTTİFAKTIR'
Bu noktada nasıl bir değişimden bahsediyorsunuz?
Biz tek kişiler üzerinden bir cumhurbaşkanı adaylığı tariflemiyoruz. Bizim değerli bulduğumuz ve önemsediğimiz bu sistemin değişmesidir. Emekçilerin, kadınların tüm kesimlerin haklarını taleplerini koruyabilecek eşit yurttaşlık, özgürlük temelinde bir sistem olması gerekiyor. Üçüncü ittifak bu değişime aday bir ittifaktır.
'AKP'NİN OYLARININ DÜŞMESİNİN YANINDA KARARSIZLAR ÇOĞALIYOR'
Anket çalışmalarında AK Parti'de oy düşüşü görünüyor. Sahada bunu görüyor musunuz?
Evet. Ama AKP' nin oylarının düşmesinin yanında kararsızlar çoğalıyor. Hoşnutsuz dediğimiz bir kesim var. Bunun yanında bir de Z kuşağı dediğimiz 6 milyon civarında yeni oy kullanacak bir kesim var. Bunların taleplerini dinlemek öğrenmek, birlikte çözüm üretmek gibi bir derdimiz de var.
İzmir özelinde oy hedefiniz nedir?
Bizim Türkiye genelinde bir oy hedefimiz var. Şu an yüzde 1 ve bunun biraz üzerinde olan bölgelerde bu oranla yetinmiyoruz. Türkiye genelinde yüzde 3 gibi bir oy hedefimiz var. Bu sadece TİP'in hedefi. İttifakın yüzde 15 ile 20 arasında bir oyu var. Böyle düşünüyoruz. Mecliste geniş anlamda halkın katılabildiği bir grup kurmayı hedefliyoruz.
'LAİKLİK YOK OLMAYA MAHKUM EDİLDİ'
Size göre Türkiye'de değişime nereden başlanmalı? İktidar olursanız Türkiye'de değiştireceğiniz ilk şey nedir?
İlk şey belki Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kapatılması olabilir. Çünkü laiklik bu ülkede gerçekten yok olmaya mahkum edildi. Altılı ittifakta da laikliğe dair bir vurgu yok. İkinci sırada halkın yaşadığı ekonomik sorunlar var. Bu ekonomik sorunlar halkta bir algı açılması da yarattı. Bu sorunlar çözülmelidir.
Eğitim, sağlık gibi alanlardaki yetersizlikler ülke gündeminden düşmüyor. Sizin bu tartışmalarla ilgili düşünce ve hedefleriniz neler?
Şehir Hastaneleri'ne bakalım. Tek girişi olan, bütün gün trafik yoğunluğu olan bir yerde böyle bir şehir hastanesinin varlığı bile kabul edilemez. Halkın rahatlıkla ulaşabileceği merkezdeki hastane sayılarını çoğaltmak gerekir. Eğitimde de özel okulların kamulaştırılmasını istiyoruz.
'GENÇLERİN YÜZDE 70'İ ÜLKEYİ TERK ETMEYİ DÜŞÜNÜYOR'
Eğitim konusuna değinmişken, gençlere yönelik projeleriniz de var mı?
Biraz önce bahsettik. Z kuşağının ilk defa oy kullanabileceği bir seçim olacak. Bütün sokak röportajlarında ve anketlerde gördüğümüz gençlerin yüzde 70'inin ülkeyi terk etmeyi düşündüğü... Gelecek kaygıları, işsizlik korkuları var. Üniversite mezunu ve Üniversite mezunu ve işsiz bir çok gencimiz var. Bütün bunlar biraz da kamulaştırma ile ilgili problemler yani devletin çözmesi gereken problemler. AKP'nin genel başkanı başbakanlık döneminde “Biz bütün üniversitelilere nasıl iş bulalım?” demişti. Diğer yandan da üniversiteler açtılar. Devletin işsizliği çözememek gibi bir problemi var. Devlet bunu çözemeyecekse kim çözecek? Bunlar toplumsal sorunlar ve devletin çözüm bulması gerekiyor. Dolayısıyla sistemin değiştirilerek çözüm üretilmesi gereken bir durum var.
'İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ SAVUNUYORUZ'
Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesiyle birlikte kadına yönelik taciz, tecavüz ve cinsel istismar giderek artıyor. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz? Kadınlara yönelik projeleriniz neler?
Bütün bunlar kamucu ekonomide çözebileceğimiz şeyler. Belediyelerin kadın sığınma evleri falan. Bunlar sistem içerisinde ikili iktidarı yaratmak anlamında değerli olabilir. Ama bunlar da kadın cinayetlerini önleyemiyor. Her şeyden önce erkek egemen toplumda erkekleri eğitmek gerektiğini düşünüyoruz.
İstanbul Sözleşmesi, 6284 Sayılı Yasayı sürekli savunduk. Kadın ve çocuklar için korunması gereken uluslararası bir sözleşme olduğunu hepimiz biliyoruz. Cumhurbaşkanının bir gecede ağzından çıkan bir sözle kaldırılabilecek bir şey değil. Kadın cinayetleri ve çocuk istismarının önündeki tek koruyucu sözleşmedir.
Bölgede bir çok çevre sorunu var. Bunlara yönelik çalışmalarınız var mı?
Biz üç ay önce zeytin ağaçlarının katledilmesi dolayısıyla Muğla'da bir miting yaptık. Beşli çete dediğimiz çetelerin ellerinin uzandığı yerlerde sürekli doğa katliamları söz konusu. Doğa katliamlarının bir kısmının önüne beşli çeteye karşı mücadele ederek geçebiliriz. AKP zihniyetini de ortadan kaldırmamız gerekiyor.
'ÜÇÜNCÜ İTTİFAK HALKIN SİGORTASI, ALTILI MASA SİSTEMİN SİGORTASIDIR'
Seçim sonrası nasıl bir ortam öngörüyorsunuz?
Biz bunu iki dönem olarak tarifliyoruz. Birincisi kurtuluş dönemi, ikincisi kuruluş dönemi. Kuruluş döneminde emekçi halkın, kadınların, Kürtlerin tüm kesimlerin sözünü söyleyebileceği bir ana muhalefet partisi olmayı düşünüyoruz. Halkımızla birlikte hareket ederek bütün bunları yapmayı planlıyoruz.
Geçmişteki tarihsel referanslarla aldığı yüzde 3'e yakın oyu biz bugün de hedefliyoruz. Türkiye'deki sosyalist hareketin yaklaşık 40 yıldır aşamadığı bir eşikteyiz şu anda. Biz o eşiği aşmak istiyoruz. Bu doğrultuda halk buluşmaları, fabrika direnişleri, tütün mitingleri, tarım çalıştayları yapılmaya devam edilecek. Üçüncü ittifak halkın sigortasının olduğu bir ittifaktır. Altılı masaya sistemin sigortası olarak bakıyoruz.