TİP'ten Müdahale Kongresi: Barbar düzene karşı seferber oluyoruz

Türkiye İşçi Partisi'nin 61'inci kuruluş yıldönümünde düzenlediği 'Müdahale Kongresi'nde yayınlanan bildiride, "Kokuşmuş, yobaz ve barbar düzene karşı seferber oluyoruz" denildi.

Abone ol

DUVAR - Türkiye İşçi Partisi (TİP), İstanbul'daki Haliç Kongre Merkezinde 'Müdahale Kongresi'ni gerçekleştirdi. Katılımın yüksek olduğu kongre 'Haydi başlıyoruz, yerini al' sloganıyla başladı. Kongrede Edirne F Tipi Cezaevi'nde bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın mesajı okundu. Halk buluşmasına katılabilmeyi çok istediğini dile getiren Demirtaş, TİP Genel Başkanı Erkan Baş'a hitaben gönderdiği mesajında "Değerli arkadaşım, 13 Şubat 2022'de Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştireceğiniz dayanışma etkinliğine katılabilmeyi çok isterdim. Ancak binlerce emekçinin o gün orada olacağını biliyorum ve dayanışma dileklerim ile tüm dostlara, TİP'li yoldaşlara içten selam, sevgilerimi, başarı dileklerimi iletiyorum. Özgür yarınlarda görüşebilmek dileğiyle dostlukla" dedi.

Mesajın Selahattin Demirtaş tarafından gönderildiğinin belirtilmesi sonrasında kongre salonundakiler ayakta alkışladı. 

Kongrede 'Krizlere Devrimci Müdahale' başlığı altında bir bildiri yayınladı. Bildiride müdahale gereken krizler şu şekilde sıralandı:

"Kürtlerin krizi, ayrımcılık ve eşit yurttaşlık krizi, emekçinin krizi, özgürlük ve laiklik krizi, ekolojik yıkım, gıda krizi, adalet krizi, savaşın olağanlaşması, göç krizi, kadınların krizi, gençliğin krizi, Alevilerin krizi, LGBT+'ların krizi, engellilerin krizi, sağlıkta kriz, eğitim ve eğitimcinin krizi, siyasi ve ideolojik boyutlarıyla yönetim krizi..."

"Şimdi harekete geçme zamanı" denilen bildiride, "Saray Rejimi'nin bile isteye yoksullaştırdığı, her geçen gün özgürlüklerini elinden aldığı tüm yurttaşların siyasi temsilcisi olarak Türkiye İşçi Partisi'ni Türkiye'nin tüm kentlerinde ve köylerinde, tüm kasabalarında ve mahallelerinde örgütlüyoruz. Bu kokuşmuş, yobaz ve barbar sermaye düzeninin halkımızı ittiği çıkmaz sokak dışında bir yolun daha olduğunu anlatmak için seferber oluyoruz" ifadelerine yer verildi.

'KÜRTLER HEDEF TAHTASINA KONULDU'

'Kürtlerin krizi' bölümünde, Kürt halkının hedef tahtasına konulduğuna dikkat çekilerek şunlara yer verildi: "Özellikle Saray Rejimi ile birlikte Kürt halkı, Kürtlerin talepleri, dili ya düşmanlaştırıldı veya yok sayıldı. Kürtlerin siyasi iradesine savaş açıldı. HDP'nin binlerce üye ve yöneticisi tutuklandı, seçtikleri yerel yöneticiler görevden alındı, onların yerine kayyumlar atandı. Meşru bir siyasi parti olarak HDP, terörle özdeşleştirilmeye çalışıldı ve düzen muhalefeti de çoğu durumda bu yönelime ayak uydurdu. HDP hakkında halen Anayasa Mahkemesi'nde sürmekte olan kapatma davası, yalnız Kürtlerin değil demokrasi ve barış isteyen herkesin üzerinde bir iktidar sopası olarak kullanılmaya devam ediyor. Sınır dışı operasyonlar yine Kürt halkı hedef tahtasına konarak meşrulaştırılmaya çalışıldı. Kamusal hizmetlerde pek çok dil kullanılırken Kürtçe gözardı edildi. Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı birçok kentin tarihsel-kültürel kimliği yıkıma uğratıldı. Kürt yurttaşlarımıza dönük ırkçı motifli saldırı, cinayet ve katliamlar hakkında kapsamlı soruşturmalar başlatılmadı, bunların arkasında yatan şiddet dili ve ayrımcı politikalar sorgulanmadı. Eşit yurttaşlık, kültürel ve siyasi haklarını talep eden Kürtlere karşı uygulanan politika, halkların kardeşliğine yönelik en ciddi tehdit olmaya devam ediyor." 

ERKAN BAŞ: EMEKÇİLERİN YÜRÜYÜŞÜ BAŞLIYOR

"Biz içine yalnız kendimizin gireceği bir sandal istemedik, okyanusları aşacak bir gemi yaptık" diyen Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş şunları söyledi:

TAHAMMÜLÜMÜZ KALMADI: Bu ülkede 'halk sola oy vermez' dediler. Bugün Türkiye'de kurtuluşun solda olduğunu gören milyonlarca insanla beraberiz. 'Geçmişte yaşıyorsunuz' diyenler baksın, Türkiye'nin en genç partisiyiz. Komünistler görüşlerini gizlemeye tenezzül etmez. Tek cümle: Tahammülümüz kalmadı. Bu sömürü düzenini yıkmak için buradayız. Amacımızı gizlemiyoruz. Doğup büyüdüğümüz bu topraklara, bizi besleyen doğasına, bu mavi gezegene borcumuz var.

GEZİ'DEN ÖĞRENDİK: Biz yıllardır direnmemize rağmen 'Bu daha başlangıç' demeyi Gezi'den öğrendik. Ey Sarayında oturup bu ülkeyi açlığa mahkum eden Tayyip Erdoğan, Ey bu Saray rejiminden beslenen patronlar, tarikatçılar, işbirlikçiler, mafya bozuntuları. And olsun ki hesaplaşacağız! Bu bir kurtuluş hareketidir. Kurtuluş için hesaplaşacağız. Bize diyorlar ki 'Siz zenginliğe düşmansınız.' Hayır, biz yoksulluğa düşmanız! Eğitim, sağlık, tüm temel insan hakları tüm halka ücretsiz olacak. Bu ülkeden kurtulmak değil, bu ülkeyi sömürücülerden kurtarmak istiyoruz. İnsanın insanı sömürmediği bir dünyayı, sosyalizmi kuralım istiyoruz.

ÇALDIKLARINIZI GERİ ALMAYA GELİYORUZ: Yoksulluğa isyan eden her yurttaşımızın yanında mutlaka Türkiye İşçi Partisi olacak. Bizden çaldıklarınızı geri almaya geliyoruz! Biz üzerimize düşen her şeyi yapmaya hazırız, buradayız. O, saraya muhalif olduğunu iddia eden tüm partilerin yöneticilerine sesleniyorum. Millet İttifakını uyarmayı borç biliyorum. Türkiye dün akşam yayımlanan o fotoğrafa (liderler zirve ini kastediyor) sığmaz. Kendi çıkarlarını halkın çıkarlarının önüne koyanı herkes affetse biz affetmeyiz! Bu yürüyüş Türkiye İşçi Partisi ile sınırlı değildir.

SÜLALE DEVRİ BİTİYOR: TİP'in kendisine ilişkin hiçbir pazarlığı, talebi yoktur. Siyaset, halkın seçmen değil yurttaş olduğu bilinciyle yeniden şekillendirilmelidir. O da Ankara'ya sığmaz. Biz solculara solculuk yapmayacağız. Derdimizi halka anlatacak, halkın derdini dinleyeceğiz. İnsanlık okyanusları aşma iradesi gösterdikçe büyümüştür. Biz içine yalnız kendimizin gireceği bir sandal istemedik, okyanusları aşacak bir gemi yaptık. Saray soytarıları, size sesleniyoruz: Saray rejimi yıkılacak, sülale devri bitecek! Emekçilerin yürüyüşü başlıyor.