TMMOB'dan yönetmelik tepkisi: 'Mühendisler şantiyelerden koparılacak'
Resmi Gazete'de yayınlanan 'Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmelik' hakkında açıklama yapan TMMOB, "Son değişiklik riskleri daha da büyütecek, mühendisler şantiyelerden koparılacaktır" dedi.
DUVAR - TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 18 Kasım'da Resmi Gazete'de yayınlanan "Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" hakkında açıklamada bulundu.
"Odamızca söz konusu yönetmelik değişikliğinin yetersizliği ortaya konulmuşken, Yönetmelik bir kez daha revize edilerek 6 Nisan 2024 tarih ve 32512 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır" denilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Yapılan değişiklikler ile;
* Kamu işlerinde; aynı ihale ve sözleşme kapsamında olanların tek iş olarak kabul edileceği, Yönetmelikle belirlenen deneyim koşullarının uygulanmayacağı ve deneyim koşullarının idare tarafından belirleneceği,
* Şantiye şeflerinin aynı anda üstlenebileceği yapı alanı m2 üst sınırları esnetilerek 31/12/ 2025 tarihine kadar 1500 m2 sınırın 2.500 m2 ve 4.500 m² sınırının 5000 m² olarak uygulanacağı,
* Şantiye şefinin görev alabileceği belirli bir m² üzerinde yapı alanında getirilen deneyim şartının 31/12/2025 kadar ertelendiği,
* 5543 sayılı İskân Kanununa veya 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanuna göre hak sahibi olan kişilere ait aynı köy veya mezranın yerleşik alanı ve civarındaki işlerin tek iş olarak değerlendirileceği,
* Afet Bölgelerindeki uygulamada, Yönetmelikte şantiye şefinin görev alabileceği iş sınırını etkisizleştiren bir düzenleme ile aynı ilçe sınırları içerinde 250 m²`yi geçmeyen işlerin toplamı 1.250 m²`yi bulana kadar tek iş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası uzun süredir, güvenli bir yapı üretimi ve yapı üretim sürecinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için şantiye şefliği konusunda çalışmalar yürütmektedir. Bu çalışmalar kapsamında Şantiye Şefliği Hakkında Yönetmelik Değişiklik Taslağı ve teknik raporlar hazırlanarak kamu kurumları, ilgili kuruluşlar ve meslektaşlarımızla paylaşılmıştır.
Bilindiği üzere Şantiye şefinin önemli görevleri bulunmaktadır; bunlardan ilki yapının fen ve tekniğe, ruhsat ve projesine uygun olarak inşa edilmesi, ikincisi inşaatın iş ve işlemlerinin planlanması, sevk ve idaresi, üçüncüsü iş güvenliğinin sağlanması, işçi sağlığının gözetilmesidir.
Topraklarının yüzde 93`ü aktif deprem kuşağı üzerinde bulunan Türkiye`de, güvenli yapı üretimi ve deprem nedeniyle oluşacak zararların asgariye indirilebilmesi için şantiye şefliği anahtar konumunda yer almaktadır.
Şantiye şefliğinin bir başka kilit rolü şantiye alanında işçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasıyla ilgilidir. Ne acıdır ki ülkemiz yıllardır işçi ölümlerinde Avrupa birinciliğini ve dünya üçüncülüğünü bırakmamaktadır. Bu işçi ölümlerinin büyük çoğunluğunun inşaat sektöründe yaşandığı herkesin malumudur. Dolayısıyla, iş kazalarına karşı alınacak önlemlerde müteahhitlerin sorumluluklarını yerine getirmesinin yanı sıra, şantiye şefliğinin yetkin kişilerce yürütülmesi hayati önemdedir.
Yapı üretim sürecinde bu denli önemli bir görev olan şantiye şefliği, gerek mevzuatta yer alan, gerekse uygulamada yaşanan eksiklikler ve yanlışlıklar nedeniyle çözümün değil sorunun bir parçası haline getirilmiştir.
Şantiye şefinin, taşıdığı sorumluluk ve şantiye alanında yüklendiği görevin kapsamı dikkate alındığında şantiyeden hiç ayrılmaması gereken bir görev olması gerekirken, bir mühendisin yapılan düzenlemelerle belirlenen m²`ye kadar 4 ayrı işin şantiye şefliğini yapma şansı yoktur. Üstelik ilgili mevzuata göre, yapım işinin tek ruhsata bağlı veya toplu yapı niteliğinde olması halinde yapı inşaat alanı sınırı uygulanmamaktadır. Bu koşullarda, nitelikli bir yapım hizmeti sunmak olanaksız hale gelmektedir.
TÜİK`in 2021 verilerine göre ruhsata tabi işlerin %72`si konut üretimi olup, konut üretiminin %64`ü ortalama 1800 m² civarında inşaat alanına sahiptir. Mevcutta konut üretiminin bu aralıkta yoğunlaşması Odamızın 1500 m²`yi geçen işlerde şantiye şefliğinin tam zamanlı olarak yapılmasını ve iş deneyimi yerine meslek yaşının esas alınmasını talep etmesindeki temel gerekçedir. Dolayısıyla Odamız açısından, şantiye şefliğinin daha esnek bir hale getirilmesi kabul edilemez bir durumdur. Tam tersine bir deprem coğrafyasına sahip olan ülkemizde şantiye şefliği 1500 m² üstü bütün işlerde tam zamanlı olarak yapılmalıdır.
Yaşadığımız 6 Şubat depremlerinin ardından köy, mezra ve ilçelerdeki küçük ölçekli konut üretim süreçlerinde insan, ekipman, makine vb. kaynağının temini için belirli dönemleri kapsayan kararların alınması ihtiyaç olabilir ve anlaşılabilir. Ancak coğrafyasının büyük bir kesimi deprem tehlikesi altında olan ülkemizde, yapı güvenliği açısından son derece önem arz eden şantiye şefliğinin mevcut halinden dahi daha esnek bir hale sokulmasının yapı güvenliği ve kamu sağlığı açısından hiçbir izahı yoktur.
Açıkça ifade etmek gerekirse Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı güvenli yapılaşma ve halk sağlığının sağlanması konusundaki asli sorumluluğunu, Ülkemize münhasır sınırsız serbestlik ve denetimsizlik isteyen yapı müteahhitliği müessesinin baskılarına boyun eğerek yerine getirememektedir.
Konut üretimine, halkın can ve mal güvenliğini yadsıyarak sadece kar odaklı bakan ve mümkün olduğunca mühendislik hizmetlerini yasal prosedürü tamamlamak amacıyla imzacılığa indirgeyen bu yapılaşma, kamu kurum ve kuruluşlarını esir almıştır.
Bu durum ve ciddiyetsizlik afet bölgelerindeki konut üretim ihalelerinde de kendini göstermektedir. İlgili ihalelerin idari ve teknik şartnameleri incelendiğinde; istenen anahtar teknik personelin nitelik ve sayısının işin muhtevasına bakılmaksızın rastgele belirlendiği, teknik şartnamelerin, etüt ve proje faaliyetlerinin yeterince önemsenmediği tespit edilmektedir.
Bir önceki değişiklikte kamu kurumları için m² şartı aranmaksızın tam zamanlı şantiye şefliği öngörülmüşken, son değişiklik ile aynı ihale ve sözleşme kapsamındaki kamu işlerinin tek iş olarak değerlendirileceği düzenlenerek, tam zamanlı kavramının içi tamamen boşaltılmakta ve yönetmelikle öngörülen deneyim koşulu ise tamamen idarenin keyfi düzenlemesine bırakılmaktadır.
Kamu kurumları dışındaki yapılarda m² sınırlarının yukarıya çekilerek, yürürlük tarihinin 31/12/2025`e ertelenmesi bir önceki değişiklikle sağlanan kısıtlı ve kısmi iyileştirmenin tasfiye edilerek, mühendislerin şantiyelerden koparılmasına sebep olacak ve halkın nitelikli ve güvenilir konutlarda yaşama hakkını elinden almaktan başka hiçbir şeye hizmet etmeyecektir. Deprem ve diğer afetlerin yapılarda yaratmış olduğu hasarların çok büyük bir kısmının imalat kusurlarından kaynaklandığı biliniyor olmasına rağmen, inşa sürecinin temel aktörü olan şantiye şefliğine gerekli önemin verilmiyor olması düşündürücüdür.
Ayrıca Afet Kanununa göre hak sahibi olanlara ilişkin yapılan düzenlemeye, aynı zamanda 5543 sayılı İskân Kanununa göre hak sahibi olanların da eklenerek hak sahibi olan kişilere ait aynı köy veya mezranın yerleşik alanı ve civarındaki işler tek iş olarak değerlendirileceği düzenlemesi getirilmiştir. Bilindiği üzere İskan Kanunu yurt dışından gelen göçmenlerin, yerleri kamulaştırılanların, göçebelerin ve millî güvenlik nedeniyle yerlerinin değiştirilmesine karar verilenlerin iskânı ile köylerin toplulaştırılmasına ve fiziksel yerleşimin düzenlenmesine ilişkin uygulamaya esas alınacak tedbirlere dair hükümleri kapsar. Söz konusu düzenlemeye İskan Kanunun da eklenmesiyle neyin amaçlandığı tarafımızca anlaşılamamıştır.
Sonuç olarak tekrar vurgulamak gerekirse; Şantiye şefliği yapı üretim sürecinin aslı bir unsuru olup bir deprem coğrafyası olan ülkemizde halkın can ve mal güvenliği açısından son derece kritik bir öneme sahiptir. Ancak görünen o ki yapılan değişiklikle şantiye şefliği hizmeti resmi prosedürleri tamamlamak amacıyla kağıt üzerinde kalmaya, yurttaşlarımız ise aynı acıları yaşamaya devam edecektir.
Siyasi iktidarı bir kez daha uyararak, son değişiklikleri bir an önce iptal etmeye, bilime ve mühendisliğe kulak vererek konunun uzmanları ve meslek odalarıyla birlikte kamu yararına uygun düzenlemeler yapmaya davet ediyoruz."