Tonya'da 1 tutuklama: 'Konu darp değil muhalif olmamız'

Belediye Başkanı Beşel'i darp ettikleri iddiasıyla gözaltına alınan memurlardan H.U tutuklandı, Harun Küçükbirinci serbest bırakıldı. Küçükbirinci konunun muhalif olmalarından kaynaklandığını söyledi.

Abone ol

TRABZON - Trabzon’un Tonya ilçesi Belediye Başkanı Osman Beşel’e yumruklu saldırıda bulundukları iddiasıyla gözaltına alınan belediye memurları H.U hakkında hakimlik tutuklama kararı verirken Harun Küçükbirinci ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Küçükbirinci, Beşel'in iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve kendilerine yöneltilen suçlamalarının nedeninin muhalif olmalarından kaynaklandığını öne sürerek H.U.'nun siyasi baskılar sebebiyle tutuklatıldığını öne sürdü.

Cuma günü Tonya'da meydana gelen olayda; belediye binasından tansiyonlarını ölçtürmek için kısa süreliğine ayrılan memurlardan 64 yaşındaki Harun Küçükbirinci ve 63 yaşındaki H.U.'yu sokakta yürürken gören Tonya Belediye Başkanı Osman Beşel yazılı savunma istedi. Ellerine gelen tutanak üzerine Beşel ile görüşmek isteyen H.U. ve Küçükbirinci makam odasına girdi.

Beşel'in savcılığa verdiği ifadeye göre; odasına giren H.U. makam tarafındaki kapıyı kilitledi ve tutanak sebebiyle kendisine Küçükbirinci ile birlikte hesap sormaya başladı. Daha sonra H.U. savunma kağıdını yırttı ve ikili masanın yanından geçerek kendisine saldırdı. Şüpheli memurlardan H.U. kendisine silah çekmeye çalıştı ancak araya giren diğer belediye çalışanları duruma engel olarak ikiliyi odadan çıkardı.

Tutuklanan belediye memuru H.U. ise mahkemeye verdiği ifadelerde suçlamaları reddetti. H.U. mahkeme tutanaklarında yer ifadesinde; odaya girdiğinde makam kapısının her zaman kilitli halde bulunduğu için odadan misafirler çıktıktan sonra açık kalması üzerine kapatıp kilitlediğini ve anahtarı üzerinde bıraktığını söyledi. Kendileri hakkında neden yasal işlem başlattığını ve yüz yüze konuşup halledebileceklerini söylediğinde Beşel'in 'gıcıklık hakkımı kullanıyorum' ve 'bana oy vermediniz' cevabı verdiğini ifade eden H.U, aralarındaki sözlü tartışmanın itişmeye dönünce Beşel'in sekreteri A.İ.'yi çağırdığını ve ayrıldıklarını dile getirdi. H.U., Beşel'i kesinlikle yumruklama ve darp girişiminde bulunmadıklarını, üzerinde silah olmadığını ifade ederek serbest bırakılmayı talep etti.

TANIK A.İ.: HAKARET VE SİLAH YOK

Tanık olarak polise ifade veren A.İ., ifadesinde ise şu sözler yer aldı:

"Harun Küçükbirinci ve H.U içeri girdikten birkaç dakika sonra Belediye Başkanı bana seslendi. Başkan masasının oturduğu tarafından Harun Küçükbirinci ve H.U.'yu itiyordu. Uzaklaştırmaya çalışırken H.U. kafa atmaya çalıştı ama vuramadı. Daha sonra Harun Küçükbirinci ve H.U'yu dışarı çıkardık. Ben hengame sırasında tarafların birbirlerine tehdit, hakaret içerikli ifadelerde bulunduklarını fark edemedim. Ben olayda silah ve silah çekmeye teşebbüs eden birini göremedim."

Dün gece Tonya Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne çıkarılan iki memurdan Harun Küçükbirinci, yurtdışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartı ile serbest bırakılırken, H.U. hakkında ise kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma ve delillerin tam toplanmamış olması gerekçesiyle tutuklama kararı verildi.

'BİZE 'GICIKLIK HAKLARIMI KULLANIYORUM' DEDİ'

Serbest bırakılmasının ardında görüştüğümüz Harun Küçükbirinci, olayın ayrıntılarını aktardı. Beşel'in kendilerinden savunmalarını istemesi üzerine cuma günü 15.30'da makama gittiklerini belirten Küçükbirinci olayın gelişimini şöyle anlattı:

Odaya girdiğimizde Başkana "Sayın Başkanım bu yazıya ne gerek vardı. Oturup konuşurduk, dertleşirdik, tartışırdık. Biz bundan sonra böyle savunmalarla mı birbirimizle konuşacağız?" diye sordum. Başkan da bize karşı ciddiyetsiz ifadelerle "Evet bundan sonra böyle. Gıcıklık haklarımı kullanıyorum. Siz zaten bana oy vermediniz" dedi. Ben de bunun üzerine "Zaten 5 aydır gıcıklık hakkınızı kullanıyorsunuz, dolmadı galiba" dedim. H.U. da "Bu yazı için bize böyle davranıyorsun" dedi. Bu arada H.U. ve Başkan Beşel arasında itişmeler oldu. Ben de araya girdim ve olay bitti.

Daha sonra polis çağrılmasıyla ifade vermeye gittik. Nezaret süreci, hastanede sağlık kontrolü süreçlerinin ardından savcılığa götürüldük. Savcı iddianameyi başkanın talimatıyla hazırlıyordu. Benim verdiğim ifadeleri yazmıyordu, ben de kabul etmiyordum. Bu süreç bir süre böyle devam etti. En sonunda dediklerimi yazdığında kağıdı imzaladım. Sonra bizi adliyeye sevk ettiler. Hakim de silah çekildi mi, kapıyı kilitlediniz mi sorularını sordu. Ben de kapının her zaman kilitli olduğunu, silah çekilme olmadığını söyledim. Zaten silah çektiği iddiasıyla H.U'yu suçluyorlar fakat H.U'nun üzerinde silah yok. Benim üzerimde vezneci olduğum için görev icabı hep üzerimde bulunan belediyenin demirbaş silahı var. H.U'nun itişmeler sırasında pantolonunu düzeltirken elini beline götürmesini silah çekmeye çalıştığı şeklinde yansıtıyor."

'SENDİKAMIZ VE MUHALİF OLMAMIZ YÜZÜNDEN...'

Küçükbirinci, yaşanan olayın esas sebebinin ise muhalif ve Tüm Bel-Sen üyesi olmaları olduğunu ifade etti. Beşel'in kendilerine sürekli tepeden baktığını belirten Küçükbirinci, yılbaşından bu yana yetkili sendika Tüm Bel-Sen ile sözleşme imzalanmadığını ifade etti. Küçükbirinci, "Sendika yetkilileri Ocak ayında sözleşme için geldi, Başkan Beşel 'bakarız, ederiz' deyip hiç kale almadı. Seçimden sonra sendika yine geldi, Başkan yine kabul etmedi. Memura karşı kibirli davranıyordu. Ben de kendisiyle 2 yıldır konuşmuyordum. Başkan sendikamızdan dolayı ve muhalif olduğumuzdan dolayı bize kendi ifadesiyle 'gıcıklık' yapıyordu. Bu yaşadıklarımız da bu tutumundan kaynaklı gelişti. Konu darp ya da silah değil muhalif olmamız" sözlerini kullandı.