Trabzonspor’un işi şampiyon olmaktır

Trabzonspor’un bütün meselesi, önüyle arkasıyla, kuzeyiyle güneyiyle şampiyon olmaktır. Hiçbir gündem şampiyonluk hedefinin önüne geçmemeli ve amacı karartmasına izin verilmemelidir. Her şey şampiyonluk ertesine ertelenmelidir.

Ali Fikri Işık polesar@hotmail.com

Hani şu klişe deyimle "önümüzdeki maçlara bakacağız." UEFA ya da başka bir şey, hiçbir şey Trabzonspor’un şampiyonluğundan daha değerli değildir. Trabzonspor, hedef ve amaçlar bahsinde zihnini çatallaştırma lüksüne sahip değildir. Belki de arzulanan budur. Zihni dağınık bir takım, bulanık suda yüzmeye mahkum olur. Oysa tam da bugünlerde su gibi olmaya ihtiyaç var; hem berrak hem de her engelin etrafında dolarak yoluna, yatağına akmaya devam etmek. Devam liginde, bütün takımları bekleyen en büyük tehlike, amacın bulanıklaşması, hedefin kılçık haline gelmesidir. Kısa süreli etaplar, birleşik bütünleşmiş bir irade talep eder. Claudio Ranieri’nin ifadesiyle, "şarjı dolu, zihni açık bir takım şampiyonluğun, en esaslı adayıdır."

Gündeme düşen UEFA cezası, eğer ilgi ve itibar görürse, pimi çekilmiş el bombasına dönüşür. Yönetim kurulu varsa bir eksik ve hatayı derhal üstlenmeli ve CAS nezdinde hak arayışına hemen başlamalıdır. Bu işin rutin bir işlem olarak ele alınmasında sonsuz fayda var. Profesyonel bir grubun bu meseleyle görevlendirilmesi ve sessizce işin hâl yoluna gidilmesi en aklıselim davranış olacaktır. Bugün ve hemen bu işin öncelikli görev olarak ilan edilmesi, büyük hata olur.

Trabzonspor’un bütün meselesi, önüyle arkasıyla, kuzeyiyle güneyiyle şampiyon olmaktır. Hiçbir gündem şampiyonluk hedefinin önüne geçmemeli ve amacı karartmasına izin verilmemelidir. Her şey şampiyonluk ertesine ertelenmelidir.

Devam liginin en büyük problemi adaptasyondur. Uzun bir aradan sonra eski alışkanlıkları geri kazanmak hiç kolay olmayacak. Pandemi öncesi binbir emekle organize edilen rutin, yeni bir başlangıçla sınanacak ve ilk iki maç çok büyük önem kazanacaktır. Takım ilk iki maçına hiçbir sorunun ağırlığı altında çıkmamalıdır. Pandemi endişesi, zaten odaklanmayı engelleyen en önemli dış uyarıcıdır.

Maçların seyircisiz oynanması, oyunun ritm ve temposu üstünde belirleyici etkiler yapacaktır. Taraftarın muhteşem coşkusu olmadan, hiçbir oyuncu, bedeninin sınırlarını deneyimleme ihtiyacı duymaz. Futbol oyun pratiği kanıtlamıştır ki, maçın temposu, taraftarın coşkusu tarafından belirleniyor. Çünkü maça sahicilik katan aktör taraftardır. Maç taraftarla gerçeklik duygusu kazanır. Bu yanıyla taraftarsız maç gerçeklik duygusunu kaybetmiş maçtır.

Taraftarın desteği ve coşkusu olmadan maça odaklanmak hiç kolay değil. Bunu Bundesliga’nın başlayan deneyimlerinden ötürü çok iyi biliyoruz. Oyuncuların ruh hali kendini koruma üstüne bina edilmiş. Bu çok doğal bir reflekstir. Bunu anlamı da şudur; oyuncular odaklanma problemi yaşıyor. Ayrıca da başka gündemlerle bu problem daha da ağırlaştırılmamalıdır.

Ahmet Ağaoğlu’nun "Şampiyon olmak sizin göreviniz, sizi şampiyonlar ligine götürmek bizim görevimiz" söylemi çok doğru bir söylemdir. Ve bana kalırsa bunun üstüne artık laf etmenin de anlamı yoktur. Bu cümle şimdilik bu hikayenin finali olmalıdır.

Tüm yazılarını göster