Süper Lig'de 24 Haziran'da başlayan yaz transfer dönemi, 13 Eylül'ü 14 Eylül'e bağlayan gece sona erdi. Son yıllara göre "sönük" geçmiş olsa da yine fırsat transferleri, yurt dışına büyük satışlar ve son dakika heyecanlarının yaşandığı bir dönemi geride bıraktık.
İlk olarak şunu belirtelim, bazı kulüpler için transfer sezonu zaten hiç açılmamıştı. Adana Demirspor, Kayserispor ve Samsunspor, transfer tahtaları kapalı olduğu için kadrolarına ekleme yapamadılar.
Geriye kalan 16 kulüp bu yaz 158 yeni futbolcuyu kadrolarına kattı. Takım başına yaklaşık 10 transferin yapılması her sene takımların nasıl yeniden kurulduğunu göstermesi açısından önemli.
Rekor ise bu yaz Gaziantep FK'de oldu. Teknik direktörlüğünü Selçuk İnan'ın yaptığı ekip, kente tam 17 yeni futbolcu getirdi. Konyaspor da 16 transferle Gaziantep FK'yi takip etti. Neredeyse iki takım çıkaracak kadar transfer yapan bu kulüplerin nasıl bir mali yükün altına girdiklerini düşünmek kolay değil.
TRABZON'UN KİMYASI
13 yeni transfere imza atan Trabzonspor, Bodrum FK ve Göztepe de yaz aylarını hareketli geçiren kulüplerden oldular. Bodrum FK ve Göztepe'nin ligin yeni ekipleri olduğunu düşünürsek daha büyük çaplı bir yenilenmeye gitmek istemeleri anlaşılır. Trabzonspor için ise tablo biraz daha karışık.
Bordo mavililer transferlerinin hepsini yurt dışından yaptı ama bu isimler arasından eski Trabzonsporlu Nwakaeme ve Okay, Süper Lig'in tecrübelilerinden Ozan Tufan ve geçen sezon Gaziantep FK ile başarılı bir sezon geçiren Dragus var. Yani ligin ve kentin dinamiklerini bilen isimlerle kadroyu desteklemek istediklerini söyleyebiliriz. Ancak yine de kadroda bu çapta bir dönüşüme ihtiyaç var mıydı ya da alınan oyuncuların ne kadarı kulübün öncelikli ihtiyaçlarına yönelikti tartışılır. Zaten ilk haftalarda alınan kötü sonuçlar da teknik direktör Abdullah Avcı ile yolların ayrılmasına neden oldu. Geçen sezondan devam edenler ile Avcı döneminde alınan 13 yeni isim arasında kimya kurup yeni bir takım yaratma görevi ise Şenol Güneş'in oldu.
FIRSATLAR VE ÇİLEKLER
Süper Lig'de transfer dönemi Avrupa'nın 5 büyük liginden 2 hafta sonra kapandığı için takımlarında sorun yaşayan oyuncular, Süper Lig takımları için fırsata dönüşür. Her sezon en az 4-5 oyuncu, normal koşullarda imkansız gözükecek şekilde Avrupa'dan Süper Lig'e gelir.
Bu sene de Göztepe'nin Chelsea'den Fofana'yı alması, Kasımpaşa'nın Fiorentina'dan Brekalo ve Barak'ı getirmesi, Hatayspor'ın "neredeyse" Naby Keita'ya imza attıracak olması bu transferlere örnek.
Ancak bir de "çilekler" var. Zaten düzeni kurulmuş bir takıma, aslında planlamada yokken, son anda transfer fırsatı oluştuğu için alınan yıldız futbolcu. Bu sezon bu futbolcu kuşkusuz 100 milyon euroluk piyasa bedeli biçilen Nijeryalı forvet Osimhen. Galatasaray formasıyla ilk maçına da dün akşam çıktı. Sezon boyunca futbolseverlere izletecekleri merak konusu.
BÜYÜKTEN KÜÇÜĞE
Avrupa'dan Süper Lig'e gelme dinamiğinin bir benzeri de 4 büyükler ve diğerleri arasında var. 4 büyükler transfer dönemi boyunca takımlarındaki "fazlalıkları" elinden çıkarmaya uğraşır. Bu fazlalıklar ya kötü performansları nedeniyle taraftarın gazabına uğramıştır, ya yeni gelen transler yüzünden gözden düşmüşytür, ya yeni sözleşmeye yanaşmadığı için yönetim gitmesine karar vermiştir ya da teknik direktör üstünü çizmiştir. Avrupa'da piyasası olan Avrupa'ya gider. Olmayanlar için ise Anadolu kulüpleri adeta pusuya yatar. Özellikle transferin son günlerine doğru yapılan tekliflerle bu oyuncuları kapmak amaçlanır.
Bu sene Emre Mor'un Fenerbahçe'den Eyüpspor'ya gitmesi, Beşiktaş'tan Aboubakar'ın Hatay'a, Ghezzal'ın Rize'ye imza atması, Halil Dervişoğu'nun Galatasaray'dan Antep'e geçmesi, Başakşehir'in Crespo ve Berat Özdemir hamleleri bu transfer tipine örnek olabilir.
KÜÇÜKTEN BÜYÜĞE
Bir de Anadolu kulüplerindeki performanslarıyla ligde adından söz ettirip 4 büyüklerden birinde kendini gösterme fırsatı yakalayan futbolcular var.
Bu sene Rizespor'dan Beşiktaş'a giden Emirhan Topçu, Karagümrük'ten yine Beşiktaş'a imza atan Can Keleş ve Fenerbahçe'nin Alanyaspor'dan aldığı Oğuz Aydın da bu transferlere örnek.
Bu oyuncuların yeni takımlarında ne kadar süre bulabileceği, nasıl performans sergilecekleri ise takip edilmeye değer.
TRANSFERİN ŞAMPİYONU
Bir de son yıllarda kullanılırlığı artan bir terim olarak "transfer şampiyonu" var. Oynanan futbolla, kazanılan maçlarla, başarıyla kopuk, 82 günlük sürede kulüplerin getirdiği isimlere göre verilen bir unvan. Net kıstasları olmadığı için de taraftarlar sosyal medyada birbirleriyle yarışa giriyor.
Örneğin transfer sezonun en büyük çileğini getirmek sizi transfer şampiyonu yapmaya tek başına yetmiyor. Eğer bir takımın seviyesini başka bir seviyeye çıkaracak birden çok ekleme yapmak kıstas olursa Beşiktaş'ı bu transfer sezonunun şampiyonu ilan edebiliriz.
Fenerbahçe ve Galatasaray zaten belli bir seviyedeki takımlarına eklemeler yaptılar. Siyah beyazlılar ise kadro kalitesini radikal bir şekilde yükselterek rakiplerine yakınlaşmaya çalıştı. Dolayısıyla yaptığı transferlere bulunduğu noktadan en ileriye sıçramayı başaran takım Beşiktaş oldu.
Şimdi sıra artık yeşil sahadaki mücadelede...