Trump dünya politikasını felce uğrattı

Trump tüm popülist sağcı liderler gibi kendi sağcı seçmenlerinin desteğini almak için hem uluslararası politikayı hem de iç politikayı felce uğrattı. Bu durumda AB, özellikle Almanya ve Fransa önümüzdeki süreçte Ortadoğu'da daha aktif olmak zorunda kalacaklar gibi görünüyor.

Abone ol

KÖLN - Dünya politikasında, geçtiğimiz hafta ABD Başkanı Trump'ın, Amerikan birliklerini Suriye'den çekme kararı, ardından başkanla bu konuda fikir ayrılığı yaşayan Savunma Bakanı James Mattis'in ve ABD'nin IŞİD ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk istifaları bir kaosa neden oldu. Trump'ın müttefiklerine karşı sorumsuzca davranmış olmasından başta Almanya, Fransa, İngiltere ve AB'nin diğer ülkeleri oldukça rahatsızlar.

Almanya, Hollanda, İsviçre basınından, İngiltere, İtalya basınına kadar birçok ülke Trump'ın bu kararının Batılı müttefikleri hiçe saymak ve Ortadoğu'da alanı Rusya, Kuzey Kore, Suriye Esad rejimi, İran gibi NATO'nun düşmanlarına bırakmak olarak yorumladı. ABD Başkanı'nın attığı bu adımın sadece bölgedeki Kürtlerin güvenliğini değil Avrupa'yı da tehlikeye soktuğunu düşünüyorlar. Trump'ın NATO içerisinde nasıl davranacağını ise henüz kimse kestiremiyor.

Trump, ABD başkanlık seçimleri esnasında Suriye'den ve Afganistan'dan askeri birliklerini çekeceğini vaat etmişti. Fakat Avrupalı müttefikleri bu vaadi seçimleri kazanmak için yapılan popülist söylemler olarak değerlendirip pek ciddiye almadılar. Ancak şimdi Trump ve kararlarıyla baş etmek zorundalar. Trump, Batılı müttefiklerini göreve başladığı günden beri o kadar çok zorladı ve yordu ki artık AB kendi Ortadoğu politikasını daha netleştirmek ve AB ortak ordusu projesini hızlandırmak durumunda kalacak. Irak ve Suriye savaşı başta Almanya, Fransa olmak üzere tüm AB ülkelerinin politikasını rehin aldı. Öncelikle mülteci sorunu, bunun getirdiği ekonomik yük ve buna bağlı olarak yükselen aşırı sağ, Macaristan, Avusturya gibi ülkelerde sağ popülist liderlerin yönetimde olmaları, Rusya'nın Ukrayna politikası, Brexit meselesi, Fransa, İspanya, İtalya'daki toplumsal hareketlilik, buna bir de AB'nin ağır işleyen bürokrasisi eklenirse AB'nin Trump'ın ani kararlarına karşı hızla harekete geçmesinin kolay olmayacağını tahmin etmek zor değil. ABD'nin Avrupalı müttefiklerinin o kadar çok sorunu var ki bu Trump'ın pervasızca davranabilmesinin önünü de açıyor.

Almanya Federal Hükümeti, ABD Başkanı'nı Suriye'den askerlerin çekilmesi konusunda müttefikleriyle koordinasyon kurmamasından dolayı eleştiriyor. Federal Hükümet'in sözcü yardımcısı Ulrike Demmer, "Bir müttefik ve IŞİD karşıtı koalisyonun bir parçası olarak, IŞİD yanlısı milislerin tehlike oluşturmaya devam ettiklerini düşünüyoruz. ABD'nin çekilme kararı bu çatışmadaki ivmeyi tekrar değiştirme potansiyeline sahiptir" şeklinde değerlendirdi. Sözcü yardımcısı, Almanya'nın ABD’yi “güvenilir bir müttefik” olarak görmeye devam edip etmediği sorusuna cevap vermekten kaçındı. Avrupa ve ABD’nin “birçok zorlukla” karşı karşıya olduğunu ve Alman hükümetinin “bu zorlukları birlikte ele almanın Almanya ve Amerika’nın çıkarına olduğundan emin olduğunu" iki ülke arasındaki derin dostluğa vurgu yaparak dile getirdi.

Almanya Dışişleri Bakanı Maas da, Trump'ın kararının IŞİD ile mücadeleye zarar verdiğini, IŞİD ile mücadelenin "hem askeri hem de sivil araçlarla" yürütülmesi gerektiğini söyledi. Almanya’nın ortaklarıyla birlikte siyasi bir çözüm süreci için çaba sarf ettiğini ve bu kapsamda liderliği Birleşmiş Milletler’in üstlenmesi gerektiğini vurguladı. Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen de IŞİD'in kontrol altına alındığını fakat tamamen yenilgiye uğratılmadığını ABD'nin Esad'ın elini güçlendirdiğini söyleyerek karara tepki gösterdi.

Almanya gibi Fransa, İngiltere ve diğer müttefikler IŞİD ile mücadelenin bitmediğinde, Suriye ve Irak'ta istikrarı sağlama görevinin çözülmediğinde hem fikirler.

Suriye politikasında Trump'ın hayal kırıklığına uğrattığı bir başka önemli müttefiki de İsrail oldu. Çünkü Suriye'de Şam rejimi güçlenince dolayısıyla İran'ın da bölgedeki gücü büyüyecek. İsrail Kudüs'ü başkent ilan etmiş olsa da Trump'a da güvenilmeyeceğini tecrübe etmiş oldu.

23 aydır görevde olan ABD Başkanı bu süre içerisinde ülkesinde üç defa idari kilitlenmeye sebep oldu. ABD politikası içerde de ciddi sorunlar yaşıyor. Trump, iç ve dış politikada kuralları çiğneyerek kendisini dayatarak iş yapıyor. Takıntılı bir biçimde Meksika sınırına örmek istediği duvar için 5 milyar dolar bütçe istiyor bunu elde etmek için de her çeşit tehdidi savuruyor. Sınıra duvar projesi için Demokratların da oyuna ihtiyacı var. Demokrat ve Cumhuriyetçi Parti bütçe konusunda yeni bir plan üzerinde anlaşmaya varamadıklarından 'hükümet krizi' ortaya çıktı. Hükümet çalışmalarını askıya aldı. ABD'de, kriz çözülünceye kadar zorunlu olmayan tüm federal hizmetler durduruldu. İçinde Tarım Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı gibi önemli kurumların da olduğu 15 kurum kapandı. 380 bin çalışan işe gidemiyor işine giden 420 bin kişi ise maaş alıp alamayacağını bilmeden çalışıyor.

Trump tüm popülist sağcı liderler gibi kendi sağcı seçmenlerinin desteğini almak için hem uluslararası politikayı hem de iç politikayı felce uğrattı. Bu durumda AB, özellikle Almanya ve Fransa önümüzdeki süreçte Ortadoğu'da daha aktif olmak zorunda kalacaklar gibi görünüyor.