Trump'a suikast girişimi: 'Seçimleri kazanması artık an meselesi'

Trump'a yönelik suikast girişimini değerlendiren Prof. Dr. Bağcı, "Seçimleri kazanması artık an meselesi" dedi. Prof. Dr. Arıboğan ise, "ABD siyaseti çok sallanacak" ifadelerini kullandı.

Abone ol

DUVAR - Eski Los Angeles Başkonsolosu ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Dış Politika Programı Direktörü Gülru Gezer, Dış Politika Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Bağcı ve Alman Marshall Fonu Türkiye Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı, Cumhuriyetçi Parti'nin adayı Trump’a yönelik saldırıyı ANKA Haber Ajansı'na değerlendirdi.

Gülru Gezer, "Geçmişte kendisine yönelik olumsuzlukları nasıl avantaja çevirdiyse bunu da sonuna kadar bir avantaja çevirmek ve bir mağduriyet üzerinden kazanım elde etmek yönünde bir strateji geliştirecektir diye değerlendiriyorum" dedi. Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, "Eğer Demokratlar başka bir aday, genç bir aday çıkarmazlarsa, Trump'ın seçimleri kazanması artık an meselesi" değerlendirmesinde bulunurken, Özgür Ünlühisarcıklı da "Başarısız da olsa böyle bir suikast girişiminin bu kadar kısa mesafeden gerçekleştirilebilmiş olması koruma ekibinin yani Gizli Servis'in bir zaafını ortaya koyuyor" ifadelerini kullandı.

'SİYASAL ŞİDDET ABD'YE YABANCI DEĞİL'

Gülru Gezer, siyasal şiddetin ABD'ye yabancı bir şey olmadığına ve Trump'a saldırı olayının münferit bir olay mı yoksa başka bir nedenden dolayı mı meydana geldiğinin henüz bilinmediğine işaret eden Gezer, 35'inci ABD Başkanı John F. Kennedy suikastında olduğu gibi bu girişime dair detayların da belki öğrenilemeyeceğini belirtti. Hassas bir konjonktürden geçildiğini vurgulayan Gezer, bunların hepsini bir arada değerlendirmek gerektiğini söyleyerek şöyle devam etti:

'VAHİM İDDİALAR VAR'

"27 Haziran'da Trump ve Biden arasında bir münazara düzenlendi. Sonrasında Biden'ın ilerleyen yaşı nedeniyle zaten bazı endişeler vardı. Bu endişeler daha da dillendirilmeye başlandı. Hatta Demokrat Parti içerisinde bazı kişiler aleni bir şekilde artık Biden'ın yarıştan çekilmesi gerektiğini söylediler. Bağışçıları bağışlarını kesme tehdidinde bulundular. Biden'ın ne olacağı belli değil. Trump'ın bazı davaları devam ediyor. Münazarada taraflar zaman zaman birbirlerine neredeyse hakaret içerikli ifadeler kullanmak suretiyle hitap ettiler. Gerilimli bir siyasi ortam suikast girişimiyle beraber belki daha da gerildi. 15 Temmuz'da, yani yarın Ulusal Kongresi olacak Cumhuriyetçilerin. Burada Trump resmi olarak Cumhuriyetçi Parti'nin adayı olarak seçilecek. Burada bir aksama olacak mı, seçim takviminde bir aksama olacak mı, böyle güvenlik zaafının olduğu bir ortamda, çünkü hâlâ bu kişinin nasıl o prefabrik yapının üzerine çıktığı, Gizli Servis'in bu kişiyi nasıl göremediği... Çünkü halktan mitinge gelen bazı kişilerin aslında o kişiyi önceden gördükleri, Gizli Servis'e söyledikleri ancak bir tepki gösterilmediği yönünde bazı iddialar var. Bunlar çok vahim iddialar."

'DAHA DA GERGİN BİR ORTAM OLABİLİR'

Silahlı saldırının ardından ABD Başkanı Joe Biden'ın bir açıklama yaptığını ve Trump ile telefonda görüştüğünü belirten Gezer, Biden'ın gerekli tutumu sergileyerek herkesin bu saldırıyı kınaması gerektiğini söylediğini anımsattı. Kritik bir sürece girildiğini kaydeden Gezer, "Zaten gergin bir ortam vardı, daha da gergin bir ortam olabilir. İki liderin kendi seçmenlerine yönelik itidal mesajları vermeleri çok önemli olacak. Gerginliğin tırmandırılması değil aksine azaltılması yönünde mesajların verilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Trump'ın nevi şahsına münhasır bir şahsiyet olduğu için bunu lehine çevirmeye çalışacağını vurgulayan Gezer, "Sıcağı sıcağına olay yaşanırken yumruğunu kaldırmak suretiyle 'Bak hâlâ yarış içerisindeyim', yani 'Yıkılmadım, ayaktayım' gibi bir mesaj vermeye gayret gösterdi. Geçmişte kendisine yönelik olumsuzlukları nasıl avantaja çevirdiyse bunu da sonuna kadar bir avantaja çevirmek ve bir mağduriyet üzerinden kazanım elde etmek yönünde bir strateji geliştirecektir diye değerlendiriyorum" dedi.

Hem Amerika'nın iç siyasi karışıklığa sürüklenmemesi için hem de küresel çapta olumsuz yansımalarının olmaması açısından tarafların itidalli davranmasının önemine dikkat çeken Gezer, "İçeride bir kırılgan yapı var seçimlere gidildiği için ama bir yandan da kuzeyimizde Ukrayna savaşı, güneyimizde Gazze savaşı var. Hızla ısınan da bir Hint Pasifik Güney Çin denizi var. Bu sürecin çok dikkatli bir şekilde idare edilmesi gerekiyor. Her iki Başkan adayına da çok ciddi sorumluluklar düşüyor diye değerlendiriyorum" diye konuştu.

'YAKALANANIN ORTA DOĞU'DAN OLMAMASI ÇOK ÖNEMLİ'

Dış Politika Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Bağcı, saldırının önemli bir siyasi etkisinin olacağını belirterek, "Bu sadece ve sadece Donald Trump'ın önümüzdeki seçimlerde daha da güçlü bir şekilde geleceğinin göstergesi olacak gibi gözüküyor. Bunun nasıl olduğu, nasıl yapıldığı ve yakalananın özellikle Orta Doğu'dan olmaması tabii çok önemli. Aksi takdirde çok daha farklı senaryolar geliştirilecekti" değerlendirmesini yaptı.

'TRUMP'IN SEÇİMİ KAZANMASI AN MESELESİ'

ABD'de seçimin toplumsal kutuplaşmanın getirdiği bir durum ile daha gergin geçeceğini kaydeden Bağcı, "Bu noktadan sonra Donald Trump'ın geri adım atacağını da düşünmüyorum. Gördüğüm kadarıyla eğer Demokratlar başka bir aday, genç bir aday çıkarmazlarsa, Trump'ın seçimleri kazanması artık an meselesi" dedi.

Söz konusu saldırının Amerikan iç siyaseti ve dış politikasında önemli beklentileri beraberinde getirecek bir gelişme olduğunu ifade eden Bağcı, "Trump'ın özellikle Avrupa Birliği'yle olan ilişkilerinde, Rusya-Ukrayna Savaşı'ndaki tutumu ve Gazze konusundaki tutumu herkes tarafından biliniyor ki ikisini de sonra erdirmeye yönelik siyasi girişimlerde bulunacağını deklare etmişti" dedi. Bağcı, bu noktadan sonra Biden'ın pek fazla şansının kalmadığı değerlendirmesinde bulundu.

'BU BİR TİYATRO' ANLATISINA İNANMA OLASILIĞI VAR'

Başarısız olsa bile böyle bir suikast girişiminin 133 metre gibi kısa bir mesafeden gerçekleştirilmiş olmasının Gizli Servis'in bir zaafını ortaya koyduğunu söyleyen Alman Marshall Fonu Türkiye Direktörü Ünlühisarcıklı da geçmişte de liderlere karşı suikast girişimlerinin olduğuna işaret etti.  Ünlühisarcıklı şu değerlendirmeyi yaptı:

"Genelde bir suikasttan sağ olarak kurtulan liderlerin popülaritesi kısa süreliğine de olsa artar. Dolayısıyla bu Trump için önümüzdeki seçimlerde bir avantaj teşkil edecektir. Zaten kazanması bekleniyordu anketlere bakılınca. Bence bu durum daha da pekişmiş oldu. Ancak bu avantajın sınırlarını da iyi anlamak lazım. Kutuplaşmış ortamlarda, ki Amerika Türkiye'den bile daha fazla kutuplaşmış bir toplum, böyle gelişmeler karşısında birbiriyle taban tabana iki anlatı ön plana çıkabilir. Yani, Trump taraftarları bunu 'Trump'ın önünü kesmek için rakiplerinin düzenlediği bir suikast girişimi' gibi algılarken, karşıtlarının da 'Bu bir tiyatrodur, kendi kendisine düzenledi' diye bir anlatıya inanma olasılıkları var."

'ABD SİYASETİ ÇOK SALLANACAK'

Trump saldırısına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akademisyen Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan ise, “Kanımca sadece Trump’ı değil, Biden’ı da sepete koyacak bir temizlik planlanmış. Trump’tan legal siyasi mekanizmalarla kurtulmak mümkün değil” dedi. Arıboğan’ın Trump saldırısına ilişkin yazısı şöyle:

"ABD tarihinde başkanlara suikast geleneği var. Daha önce Abraham Lincoln, James Garfield, William McKinley ve John F. Kennedy bu girişimlerde hayatını kaybedenlerden. Bu girişim ise başarısızlar hanesine yazılacak ve sonrasında filmlere konu olacak türden. ABD’nin eski başkanı ve yeni başkan adayı, bir seçim kampanyası sırasında vurulmuş durumda. ABD siyaseti çok sallanacak o açık.

Trump’a yönelik suikast ABD siyasi tarihinde 2016’dan bu yana devam eden ciddi bir sıkışmışlığı da ortaya koyuyor. Cambridge Analytica skandalı, Capitol Hill baskını, yargılamalar, ceza almalar, siyasilere bağlanan Epstein vakası türü seks skandalları vs. ilk aklıma gelenler.

Trump, tek başına ABD’nin, hatta “muzaffer Batı”algısının tüm makyajını silip atmayı başaran bir figür. Demokrasinin kalesinin de çoktan düştüğünü sıkça ilan ediyor. Demokrasiden çok, ABD’yi savunalım söylemini kullanıyor.

'NET BİR ÖLÜM VURUŞU'

Bu suikast hakkında biz de biraz fikir yürütelim;

1- Suikast, duruma bakıldığında bizdeki standart komplo teorilerine uymayan, Trump kendi kendini vurdurttu türü yaklaşımları boşa çıkaran gerçek bir öldürme girişimi. Baş bölgesinden ve öldürmek kastıyla, profesyonelce vurulmuş kurşun yüzünü sıyırarak kulağının üst bölgesini kopartmış. Net bir ölüm vuruşu.

2- Saldırgan kesinlikle sıradan bir çatlak falan değil. Ekip var. Tüm istihbarat birimlerini aşarak tek başına bir güvenlik açığını yaratmak ya da olanı bulmak bir amatör için imkansız. Sokakta yürürken saldıran eli bıçaklı bir hasta yok ortada. Saldırganın hemen öldürülmesi eylemcinin profesyonel olduğunun ve aynı zamanda sistemli bir girişimin parçası olduğunun göstergesi olarak alınabilir. Suikastçı eğer henüz ateş ederken değil, saldırının hemen sonrasında başından vurulduysa, vuranın onun konuşmasını engellemek amacında olduğunu bile söyleyebiliriz.

3- Eylem bir intihar misyonuna benziyor çünkü girişi bulmuş olsalar da sanki pek kaçış alanı yok gibi. Ya yakalanacak ya da ölecek bir yerden ateş ediyor. Yakalanmasına izin vermemişler belli ki. Eylemci ise muhtemelen ekibine çok güveniyor ve oradan çıkartılabileceği inancında. (Tetikçiler filmlerdeki gibi fazla akıllı olmaz genelde, beyinleri değil elleri hassas olur).

4- Kanımca sadece Trump’ı değil, Biden’ı da sepete koyacak bir temizlik planlanmış. Trump’tan legal siyasi mekanizmalarla kurtulmak mümkün değil. Adam kazanacak. Trump ölseydi Biden yoluna hiç bir şey yokmuş gibi devam edemez, o sorumluluk ve siyasi yükle çekilmek durumunda kalırdı. İkisinden de kurtulup yeni bir sayfa açmak istenmiş belli ki. Establishment kararı gibi duruyor. Haksız da değiller.

5- NATO zirvesi, örgütün lideri ABD’nin başkanı ve yeniden başkan adayı Biden’ın skandallarıyla trollendi. Örgütle dalga geçilir hale geldi. ABD başkanı salt ABD başkanı değildir unutmamak lazım. Olayın uzanımı sandığımızdan daha derin olabilir. “En derin devlet” genelde devlet sınırlarından taşar.

(DIŞ HABERLER SERVİSİ)