TTB: Bakanlık Hidroksiklorokin sorularını yanıtlasın

TTB, Sağlık Bakanlığı'nın kullanımını durdurduğu 'hidroksiklorokin' etken maddeli ilaçla ilgili sordu: "Uyarılarımıza rağmen bir yıldır hangi kanıta dayalı olarak kullanmaya devam ettiniz?"

Abone ol

DUVAR - Sağlık Bakanlığı 7 Mayıs'ta bundan böyle korona tedavisinde 'hidroksiklorokin' etken maddeli ilacın kullanılmayacağını açıkladı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi'nden yapılan açıklamada söz konusu ilacın Dünya Sağlık Örgütü tarafından bir yıl önce kullanılmaması tavsiyesinde bulunduğu hatırlatıldı.

Açıklamada şöyle dendi: "Dünya Sağlık Örgütü’nün 2020 Mayıs ayında Covid-19 tedavi protokolünden çıkardığı, Türk Tabipleri Birliği olarak da tüm raporlarımızda ve değerlendirmelerimizde ısrarla Covid-19 hastalığı için kullanılmaması gerektiğini söylediğimiz “hidroksiklorokin” etken maddeli ilacın, temel ilkesi "önce zarar verme" olması gereken kamusal sağlık otoritesi tarafından bir yıldır hangi kanıta dayalı olarak kullanılmaya devam edildiği topluma açıklanmalıdır."

TTB, Sağlık Bakanlığı'na şu soruları yöneltti:

"İlacın Türkiye’de kullanılmasını bir başarı öyküsü olarak anlatan bakanlığın 7 Mayıs 2021 tarihi itibari ile bu ilaçtan vazgeçme nedenleri nedir? Ülkemizde yaygın, yoğun kullanımı destekler veriler var idiyse neden bu tedavi olanağından uluslararası kamuoyu mahrum kılındı ve neden şimdi protokolden çıkarıldı? İlacı kullanan hastalarda bu ilacın etki ve yan etki sonuçlarına dair bir çalışma yapılmış mıdır?" 

Açıklama şöyle devam etti: "Bu konuda Sağlık Bakanlığı eliyle çok merkezli çalışmaların türlü engellemeler ile karşılaştığı, kimi uzmanlık derneklerinin başvurularından sonuç alamadığı bilinmektedir. Bakanlığın yaptığı bir çalışma varsa verilerin sonuçlarının paylaşılması bu değişikliğin ardından bilimsel, yönetsel etik sorumluluk gereğidir. Güncellenen tedavi protokolünde halen yer alan favipravire yönelik çalışmalar yapılıp yapılmadığı, Sağlık Bakanlığı’nın elinde verilere dayalı bir çalışma var ise sağlık çalışanları başta olmak üzere tüm kamuoyuna açıklanması gerekmektedir.

Yukarıda yer alan tüm sorularımızı Sağlık Bakanı’na ilettiğimizi belirtir, bakanı ve Bilim Kurulu’nu topluma hesap vermeye çağırdığımızı kamuoyuna bildiririz."

TTB PANDEMİ ÇALIŞMA GRUBUNDAN PATENT ÇAĞRISI

TTB Pandemi Çalışma Grubu da koronayla mücadele için geliştirilen aşıların yaygınlaşması için patent haklarının kaldırılması çağrısında bulundu. 

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

KAMU FONLARI AKTARILDI: Pandemisi sona ermesi için; geliştirilen aşıların tüm dünyada yaygın olarak uygulanması çok kritik bir önem taşımaktadır. Aşılamanın geciktiği her dakika küresel olarak hastalık yayılmaya devam etmekte ve yaşam kayıplarına yol açmaktadır. Durumun ciddiyetini dikkate alan kamu kurumları ellerindeki bilgi birikimini ve tüm kaynakları küresel bir felaketle karşı karşıya olunması nedeniyle şirketlerle paylaştılar, devletler şirketlere “hızlı çözüm finansmanı” adı altında milyarlarca dolarlık kamu fonu aktardılar. Bunun sonucunda hızla birçok aşı geliştirildi.

PATENT KORUMASI ASKIYA ALINABİLİR: Şimdi yeterli doz aşı üretimi ve küresel erişim için çaba harcanması gerek. Ancak bu aşamada aşılara erişimin önünde büyük bir engel olarak karşımıza patent hakları çıkarıldı. Oysa, küresel olarak çok yaygın bir biçimde görülmesi ve giderek artan bir biçimde ölümlere neden olması; Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) Doha Deklarasyonu'nda tanımlanan TRIPS Anlaşması'nın esnetilmesi ve patent korumasının askıya alınmasının koşullarının oluştuğunu göstermektedir. Nitekim ABD ve AB benzer yönde açıklamalarda bulunarak patentin kaldırılmasını destekleyeceklerini belirtmiş, Dünya Sağlık Örgütü de bu tutumu alkışlamıştır. Hâl böyle iken DTÖ ekim ayından beri bu konuyu müzakere etmesine rağmen hâlâ bir karar vermemiştir.

GECİKİLEN HER DAKİKA ÖLÜM DEMEK: Patent korumasının esnetilmesi, “İlaç Patent Havuzu” oluşturulabilmesini ve bu yolla aşıya eşitlikçi bir biçimde erişilebilmesini sağlayacaktır. Gecikilen her dakika göz yumulan ölümler anlamına gelmektedir. Bu nedenle Türk Tabipleri Birliği;

Kamu kaynakları, bilim insanları ve toplumun katılımıyla geliştirilen aşı ve ilaçların şirketlerce patentlenmesinin adil olmadığı,

Aşı ve ilaçlar üzerindeki fikri mülkiyet haklarının erişim üzerinde büyük bir engel oluşturduğu,
Pandemide yaşanan büyük insani krizin ancak aşılar üzerindeki patent haklarının kaldırılmasıyla ve üretim olanaklarının artırılması ile mümkün olacağı,

noktalarında toplumun ve politika belirleyenlerin dikkatini çeker. TTB ayrıca, Dünya Tabipler Birliği’ne ve ülke tabip örgütlerine, patent haklarının kaldırılması için yetki ve etki sahibi ulusal ve uluslararası kurumlar nezdinde girişimde bulunmaları yönünde çağrıda bulunur." (HABER MERKEZİ)