TTB: Çocukluk dönemi aşıları zorunlu olmalı

TTB Merkez Konsey üyesi Selma Güngör artan aşı karşıtlığının salgın hastalıkları artıracağını belirtiyor. Güngör "Çocukluk döneminde aşı zorunlu hale gelmeli, yaptırmayan ailelere ceza verilmeli" dedi.

Abone ol

DUVAR - Türkiye’de son yıllarda ailelerin aşı karşıtlığı dikkat çekici boyutlara ulaştı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ailelere çocuklarına aşı yaptırmaları çağrısında bulunurken kaygıları azaltmak için yerli aşı üretimine gidileceği yönünde açıklamalarda bulundu. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey üyesi Selma Güngör, 'aşıların etkinliğini koruyarak ve gerekli koruyucuları sağlayarak Türkiye’de aşı üretimini' desteklediklerini belirtti. Güngör, yasalarda da çocukluk döneminde aşı yaptırılmasının zorunlu hale getirilmesi ve yaptırmayan ailelere ceza verilmesi konusunda acil yasal değişikliği yapılması gerektiğini de vurguladı.

Evrensel'den Derya Kaya'nın haberinde, Türkiye’de son altı yılda 183’den 23 bine çıkan aşı karşıtlığı salgın hastalıkların artışı konusunda endişeleri de beraberinde getirdiği kaydediliyor. Türkiye’nin 1980 sonrası sağlık politikalarıyla aşı üretiminden vazgeçtiğini ve bunu hep eleştirdiklerini hatırlatan Güngör, aşıların etkinliğini koruyarak ve gerekli koruyucuları sağlayarak yerli aşı üretilmesini ve bunun yaygınlaştırılmasını desteklediklerini belirtti.

SALGIN HASTALIKLAR ARTABİLİR

2011 yılında 183 olan aşıyı reddeden aile sayısının, 2018 Nisan ayında 23 bine ulaştığına dikkat çeken Güngör, 6 yıl gibi bir sürede sayının binlerce kat artmasının düşündürücü olduğunu ve Türkiye gibi bir ülkede aşı reddinin 50 bine ulaşması durumunda salgın hastalık beklentisi öngörüldüğünü ifade etti. Aşı reddinin nedenlerinin ortadan kaldırılması için ciddi çaba sarf edilmesi gerektiğini belirten Güngör, ailelerin aşıyı reddetmelerine gerekçe olarak en fazla aşıların içeriğindeki maddelerden çocuklarını koruma isteğini gösterdiklerini söyledi. Güngör, ailelerin gerekçe olarak gösterdikleri nedenlerin aksine yapılan araştırmalarda içerilen maddelerin yan etkisinin otizm gibi herhangi bir hastalıkla ilişkisinin kurulmadığını vurguladı. Alüminyum, civa gibi etkinlik artırıcı maddelerin doğal ortamda da var olduğunu belirten Güngör şunları söyledi: 'İçtiğimiz sularda, meyve suları gibi yiyeceklerden de alabiliyoruz bu maddeleri. Biz zarar zaten yok diyoruz. Ama aşının koruyuculuğu kıyaslanamayacak kadar önemli. 0-1 yaş bebek ölüm oranları son iki yüzyılda aşılanma programlarıyla düşürüldü. Bebek ölüm hızı düşürüldüyse birinci basamak sağlık hizmetlerinde aşılanmaya gösterilen özendir nedeni.'

‘AŞI MODERN TIBBIN GELİŞTİRDİĞİ EN ÖNEMLİ KORUYUCU ÖNLEM’

Aşıyı reddeden ailelerin çocuklarına ve topluma karşı sorumluluğunu yerine getirmediğini ifade eden Güngör, aşıyı reddeden ailelerin aşı olmayan çocukların hastalanmasına neden oldukları gibi bağışıklık sisteminin zayıflığı, kanser nedeniyle bağışıklık sistemi baskılandığı için aşı olamayanların ve yoksulluk nedeniyle aşıya ulaşılamayan kesimlerin de hastalanmasına neden olabileceklerine dikkat çekti. Güngör, aşının modern tıbbın geliştirdiği en önemli koruyucu önlemlerden biri olduğunu belirterek tedavi edici özelliğine de dikkat çekti. Güngör, 'Aşı olduğumuzda hasta olmayarak o mikrobun hem vücudumuzda yaşamasını engelliyoruz aynı zamanda insandan insana bulaşmasını da ortadan kaldırıyoruz. Hem kendimizi hem toplumdaki herkesi koruyoruz. Böylesine önemli bir uygulama' dedi. Aşılanma oranlarının düşük olduğu başka ülkelerdeki salgın hastalıklara dikkat çeken Güngör, tüm dünyada ulaşımın hızlanması, seyahatlerin artması ile hasta kişilerle temasların bir mikrobun dünyaya yayılmasını daha fazla hızlandırabildiğini ve hastalanma oranının daha yüksek olabildiğini söyledi. Dünyada her gün 13 kızamık hastası çocuk ortaya çıktığını belirten Güngör, aşılanma oranı düştükçe bunun artacağını, aşılı bölgelerde de bu hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabileceğini söyledi. Aşı yaptırmayanların omuzlarında toplum sağlığına karşı bir vebal olduğunu ve sorumluluklarını hatırlatan Güngör, 'Bu kişilerin aşı yaptırma olanağı olmayan kişilerin sağlıklarını koruma görevleri var' dedi.