Ayşegül Doğan’ın Gazete Duvar için yaptığı 10 soruda 2017 söyleşilerinin konuklarından Tuğrul Eryılmaz, “Nasıl bir 2017 manşeti atardınız” sorusuna, “Olayların ışık hızına ulaştığı bir yerde yaşamak gazetecilerin rüyasıdır. Ama biraz daha demokratik bir ülkede yaşasak bu olabilecekti. Şimdi bakıyoruz, içerde onlarca siyasetçi ve gazeteci var. Üniversitede bir deprem yaratmışlar” diye yanıt verdi.
“Türkiye’nin en korkunç şeyi: Büyüdük, büyüdük, büyüdük diyen bir takım bakanlar, başbakanlar, cumhurbaşkanları, ama buna karşılık inanılmaz bir işsiz nüfus. Hele genç nüfus” diyen Tuğrul Eryılmaz, gazeteci olmayı düşünen 40 öğrencisinden ya beşinin ya da altısının iş bulabildiğini dile getirdi.
Uluslararası planda dünyanın “Trump ile Putin’in insafına kaldığını” belirten Tuğrul Eryılmaz, “Ben böyle şey görmedim hayatımda” diye konuştu.
Eryılmaz’ın sözlerinden bazı başlıklar şöyle:
“Çok acı bir şekilde Türkiye’de cumhurbaşkanından başka gündem belirleyen insan neredeyse kalmadı.”
“Zor bir dönemden geçiyorsun. Sen ağzını açamıyorsun çünkü herkes iktidarın basın sözcüsü gibi oldu artık.”
“Allah'tan ki, çok kızıyorum başından beri ama, internet medyası var. Hiç değilse birkaç tane haber yakalayabiliyorsun…”
“Türkiye’de kültür sanat kaybetti, daha ne olsun. Kimsenin umurunda değil. Tiyatrolarda oynayan oyunlara bakın. Televizyonlarda izlediğimiz dizilere bakalım.”
“Yani beş tane dizi oynuyorsa dördünde DNA testi var. Antartika’dan bir adam gelse diyecek ki bu Türkler ne kadar çapkın insanlar, burada herkes birbirini aldatıyor galiba. Önüne gelen DNA testi yaptırıyor. Arkasından da hepsinin bir lokantası ya da pastanesi var, löp löp yemekler yiyorlar. Garip bir şey, Türkiye’ye ilişkin bir şey görmüyorsun dizilerde.”
“İki tane dizi vardı güzel bu sene. Birisi “Anne.” Öteki de şimdi oynuyor hala bir baksınlar insanlar istiyorum, “Kadın” diye bir dizi oynuyor. Ama onlara da bir bakıyorsun orijinalleri Japon. Bu üzücü bir ülke aydını için. Burda bu kadar romancı var, burda bu kadar hikayeci var…”
(Sizi heyecanlandıran bir şey olmadı mı 2017’de sorusuna cevaben) “Olmaz olur mu? Mesela 8 Mart. Kadınlar günü yürüyüşünün çok umut verici, çok muhteşem olduğunu düşünüyorum. Kasım ayında da oldu bir tane. (25 Kasım yürüyüşüne atfen) Müthiş şeyler bunlar. Sen istediğin kadar insanları zapturapt altında tutmaya çalış. Hele bunlar kadınsa mutlaka bir yerden çıkış bulacaklardır…”
(“Tuğrul Eryılmaz’ın 2018 için nasıl bir gazete hayali olurdu” sorusuna cevaben)
“Söyleyeyim. ‘OHAL kalktı, KHK’lar artık olmayacak ilk sayfaya muhakkak tepelere koyardım. Kişisel ve insani olarak söylüyorum, ‘Sur’un aynen yapılmasına karar verildi’ başlığı, müthiş bir şey olurdu benim için. ‘Beşiktaş Avrupa şampiyonu oldu’, özlemişiz bunları. Bir de magazin şart tabi, ‘Televizyonlarda DNA testi yasak’ derdim.”