Dünyanın en yaşlı insanı olduğu ileri sürülen Endonezyalı Mbah Gotho tam 146 yaşında, Cava eyaletine bağlı Sragen kentinde terki diyar etti. Evet, tam 146! Maşallah demeye lüzum yok, çünkü dede öldü.
Böylece, hırsları ve uzun emelleriyle dünyaya kazık çakmaya çalışan; ancak horoz ölür, gözü çöplükte kalır misali öleceği belli kesim için, bir salvo da Endonezya'dan geldi.
Hidayete ereceklerine ümidim olmayan bu zevatın, son olaydan da asla ders çıkarmayacağını tahmin etmek zor değil. Zira, İsveçli olsun, Norveçli olsun bilim insanları her 100 kişiden 100'ünün de ölümlü olduğunu defalarca ispatlamışlardı.
Gotho Dede, son yıllarda sık sık artık ölmek istediğini dile getiriyormuş. Onun bu, 'bitse de gitsek, yıldım usandım!' tavrına rağmen Sragen Nüfus Müdürlüğü yetkilileri, tam doğum tarihini hatırlayamayan Gotho'nun yaşını doğrulamaya azmetmişler. Maksat, Guinness Rekorlar Kitabı'na girmek.
Guinnes Rekorlar Kitabı, insan türünün tuhaf amellerinin kaydedildiği bir kitap. Adına rekor diyerek, acayipliklerimizi manidar bir şeymiş gibi yapmak bizim için zor değil.
Örnekleri çok. Savaşa “sanat” deyip sivilin aklını karıştırırız mesela. Bombaya “akıllı” deyip, öldürmüyormuş da yaşamaya ya da barışa ikna ediyormuş havası verebiliyoruz.
Rekorlar Kitabı dediğimiz tuhaf ameller kitabı da böyle işte. Dünyanın her yöresinden ahali, türlü tuhaflıklarını buraya kaydettirmek için seferber olur, amaç hâsıl olduktan sonra da neşelenir.
Bu kayıtlarda, şimdiye kadar en yaşlı kişi, Fransız Jeanne Louise Calment imiş. Calment, 4 Ağustos 1997'de öldüğünde 122,5 yaşındaymış. Gotho Dede ise, Calment'in yaşına geldiğinde, kendisine bir mezar yeri satın almış. Rekoru kırdığı ayan olmuş belli ki...
Bereketli ömrü boyunca dört kez dünya evine giren Gotho Dedemiz, eşlerini, tüm çocuklarını ve 10 kardeşini gömmüş. 12 torunu ve onların da 17 çocuğu sağ. Gotho Dede, uzun ömrün sırrını sorup duranlara, hayata pozitif bakmayı ve sabırlı olmayı tavsiye ediyormuş.
Bizde ise sabır ve haline şükür faziletini, kullanışlı kesimler elde etmek amacıyla fon müzikleri eşliğinde anlatma ayı geldi. Dinin resmi ve teskin edici formunu, 'zengin' çeşitleri ve figürleriyle iftar sofralarımıza kadar getiriyorlar. İçinde, 'direnme' olmayan bir sabır ve bencil bir şükür. Guinnes tuhaf ameller kitabında hak ettiğimiz yeri almalıyız!
Hipnotik seslerle konuşanlardan çok vicdanımıza kulak vermeliyiz diyerek, mübarek Ramazanın ruhuna uygun, manevi tespitlerle dolu yazımın hitamında, sevgi temalı duama buyurun lütfen:
'Zübük'lerden ancak kula kulluğu öğrenebiliriz. Ramazan'da tongaya düşmeyelim, orucumuza halel getirmeyelim, özgür olalım, amin!