TÜİK iki yıldır ölüm verilerini neden açıklamıyor?

TÜİK iki yıldır ölüm istatistiklerini yayımlamıyor. TTB Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Güçlü Yaman, "Amaç, salgın kaynaklı ölümleri gizlemek" dedi.

Abone ol

DUVAR - Korona virüsü pandemisinin Türkiye’de tespit edilen ilk vakasının Sağlık Bakanlığı tarafından açıklandığı 11 Mart 2020’den bu yana 2 yıl 3 ay geçti. Bu süreçte bakanlık ölümü, vaka gibi birçok sayı açıkladı. Ancak kamuoyu bu sayılara şüpheyle baktı ve sayıların doğru olmadığı yönünde de siyaset kanadından birçok eleştiri geldi. Bu kez de Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) iki yıldır ölüm istatistiklerini açıklamıyor. 24 Haziran’da 2021 yılına ait ölüm istatistiklerini paylaşması beklenen TÜİK, “24 Haziran’da yayımlanması planlanan ‘ölüm ve ölüm nedeni istatistikleri, 2021’ haber bülteni istatistiklerin elde edildiği kurumların idari kayıtlarındaki çalışmaların devam etmesi nedeniyle ertelenmiştir” açıklaması yaptı.

'TÜİK'İN AÇIKLAMASI İNANDIRICI DEĞİL'

TÜİK tarafından geçen yıl yapılan açıklamada da benzer ifadeler kullanılarak, istatistiklerin ileri bir tarihte açıklanacağı belirtilmişti. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Güçlü Yaman, pandemiden bu yana e-devlet, belediye web siteleri ve mezarlık sistemlerinden elde ettiği ölüm verilerinin istatistiğini tutuyor.

Mezopotamya Haber Ajansı'ndan Zemo Ağgöz'e konuşan Yaman, Türkiye çapında tüm ölümlerin girildiği bir sistemin olduğunu ve bunun Sağlık Bakanlığı, nüfus dairesi ve TÜİK’in birlikte kullandığını söylüyor. Yaman, “Günlük olarak verilere ulaşabiliyorlar. Çünkü 2020’nin Ağustos ve Eylül sonunda toplam ölümler açıklandı. TÜİK’in şimdiki açıklaması inandırıcı değil. O dönem açıkladılar ve fazladan ölümlerin o güne kadar açıklanan resmi verilerin iki katı olduğu ortaya çıkmıştı” dedi.

‘AMAÇ SALGIN KAYNAKLI ÖLÜMLERİ GİZLEMEK’

Ölüm verilerinin pandemi öncesinde her yıl düzenli olarak açıklandığını hatırlatan Yaman, “Salgının başlamasından sonra bu istatistikler artık önem kazandı çünkü ölüm sayılarının gerçekten açıklanıp açıklanmadığına dair bir tartışma başladı. Ancak, öncesinde hiçbir sorun çıkmadan açıklanan ölüm verileri, salgın başladıktan sonra açıklanmamaya başladı ve her seferinde benzer gerekçeler söylüyorlar. Salgın başladıktan sonra hiçbir şekilde açıklanmamasının tek nedenini salgın kaynaklı ölümleri gizlemeye çalışmalarına delil olarak görüyorum” diye konuştu.

‘ÖLÜM SAYISI 300 BİNE YAKIN’

Belediyelerden topladığı verilerle yaptığı çalışmayla amacının gerçek ölüm sayılarının ortaya çıkarabilmek olduğunu vurgulayan Yaman, “Belediyelerden topladığım ölüm verileriyle elde ettiğim sayılara göre salgının başladığı 11 Mart 2020’den 7 Haziran 2022’ye kadar salgın ve salgına bağlı nedenlerden dolayı ölen insanların sayısı 287 bin görünüyor. Üzerinden zaman geçti 300 bine doğru yaklaşıyor bu sayı” diye belirtti.

‘SALGIN İNKARCISI ÜLKELER ARASINDA’

Türkiye’nin nüfusuna göre fazladan yaşanan ölümler, dünyadaki diğer ülkelerle kıyaslandığında “salgın inkarcısı” ülkeler kategorisinde yer aldığını kaydeden Yaman, şunları ifade etti: “Amerika, Brezilya gibi ülkelerde daha önce salgın tamamen inkar ediliyordu. Türkiye, şuan bu kategoride ama salgın açık bir şekilde inkar edilmedi. Örtülü bir şekilde inkar edildi. İnsanların uyarılması, önlemlerin öneminin vurgulanması ve bunun sonuçlarının ağır olabileceği yönünde açıklamaların yapılması gerekiyordu ama ilk iki ay hariç genel tablo ‘salgın bitti bitecek’ yönündeydi ve bugünlere geldik. Bu salgının ciddiye alınmasının önünde engel oldu, aşı karşıtlarının argümanlarını güçlendirdi.” 

Yaman, 300 bine yakın ölümün iktidarın uyguladığı yanlış politikaların en net faturası olduğunun altını çizdi. Salgının gerçek yıkımını ölçebilmek için fazladan ölümlerin hesaplanmasının önemine dikkati çeken Yaman, “Çünkü ölümler çok stabil şekilde seyrediyor. Yılda yüzde 1’lik artış oluyor. Bunu salgın yıllarındaki ölümlerle karşılaştırıyoruz ve buradan anormal bir artış olduğunu görüyoruz. Bu artışın da nedeni salgın ya da salgına bağlı nedenler oluyor. Örneğin; sağlık sisteminde yaşanan kriz ya da 65 yaş üstüne uygulanan ev hapsi tarzı uygulamaların sonuçları gibi nedenlerden kaynaklı ölümlerle birlikte gerçek fatura ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu.

'AÇIKLANANIN ÜÇ KATI'

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın geçtiğimiz yıl bütçe görüşmelerinde, “TÜİK açıkladığında verilerin gerçeğin üç katı olduğunu göreceğiz” dediğini anımsatan Yaman, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Bu da belediyelerden topladığım ölüm verileriyle yaptığım hesapla uyumlu. Yaklaşık üç katı. Bu itiraf edildi fakat buna rağmen hala verileri gizlemeye devam ediyorlar. Salgına yönelik inkar benzeri politikanın izlenmesi ölümlerin ciddi bir şekilde artmasına neden oldu. Salgın hala devam ediyor. Uzmanlar Kovid-19’un son salgın olmayacağını da söylüyorlar. Veriler şeffaf bir şekilde açıklanmalı, herkes bunu görmeli ve ileriye dönük olarak tekrar karşılaşıldığında ona göre ne yapacağını düşünmeli.” 

‘TÜİK DE BAKANLIK DA AÇIKLAMIYOR’

Pandemi sürecinde ulusal düzeyde ölüm verisi olmayan ülkelerin Hindistan, Endonezya, Arjantin ve Türkiye olduğunu kaydeden Yaman, sözlerini şöyle tamamladı: “Örneğin Rusya’da da Kovid-19 ölümlerine dair açıklanan resmi veriler bizdeki gibi gerçeğin çok altında. Fakat Rusya'da resmi istatistik enstitüsü tüm ölümleri açıklıyor. Rusya’da bu açıklanan veriler sayesinde Kovid-19 ölümlerinin doğru olmadığını biliyoruz. Biz de TÜİK de açıklamıyor, bakanlık da açıklamıyor. Tam tersine kimse ölmemiş gibi bir hava yaratılıyor. Oysa resmi verilere göre bile 99 bin kişi ölmüş durumda, gerçeğin üçte biri ama hiç de az değil.” (HABER MERKEZİ)