TÜİK'te amirdi, şimdi tantunici!
Selçuk Üniversitesi’nde okurken belediyenin açtığı aşçılık kursuna devam eden Ramazan Çiçek’in aklına, bir gün buradan aldığı sertifikanın işine yarayacağı hiç gelmemişti belki. TÜİK’de memur olan Çiçek, KHK ile ihraç edilince dükkan açıp tantuni satmaya başladı. Aşçılık kursundan edindiği bilgiyi burada sergiliyor.
DUVAR - Türkiye İstatistik Kurumu’nda (TÜİK) idare amiri olarak çalışan Ramazan Çiçek, eşiyle birlikte doktora gitmişti o gün. Sağlık sorunları yoktu, eşinin hamile olma olasılığı vardı, bunu teyit etmek için gitmişlerdi doktora. Dışarı çıktıklarında, doktordan bekledikleri müjdeyi almışlardı. Eşi hamileydi.
Bütün gün Diyarbakır’da sevdikleri yerleri gezmişler, yemek yemiş, çay içmişlerdi dışarıda. Ramazan Çiçek’e “Bu arada neler konuştunuz” diye sormadım, o da kendiliğinden anlatmadı. Ama muhtemelen çocuğun doğacağı zamanı hesaplamışlardır. Çocuk kız mı olsun erkek mi, diye tatlı tatlı didişmişlerdir. Ramazan Çiçek Adana’da büyümüş Vanlı bir Kürt, eşi Amasyalı bir Türk. Hal böyle olunca, belki çocuğa verecekleri isim Kürtçe mi olsun, Türkçe mi olsun diye ayrıca tartışmışlardır.
Didişmeler, tartışmalar olsa da güzel bir gün geçirdiklerine kuşku yok. Nasıl olsun ki, ilk çocukları gelecek dünyaya. Ramazan Çiçek de “Mutluyduk” diye tarif ediyor o günü. Ta üniversite yıllarında tanışmış, aşık olmuşlar ve elleri iş tutunca evlenmişler. Şimdi de bu aşkın ilk meyvesini bekliyorlar.
Günün mutluluğunu, akşam evde film izleyerek sürdürdüler. Telefonla arayan arkadaşları “Geçmiş olsun” dediği zamana kadar.
GEÇMİŞ OLSUN TELEFONU
Arkadaşları telefonda “Geçmiş olsun” demiş, ancak onların hiçbir şeyden haberdar olmadıklarını anlayınca, başka bir şey söylemeden kapatmış telefonu. Ramazan Çiçek’in eşi hemen kavramış durumu, “İhraç edildik” demiş.
Çiçek, “Hemen internete bağlandık, Diyarbakır’da TÜİK’de çalışan ve ihraç edilen üç kişinin arasında benim de adım vardı” diyor.
Daha önce aynı kurumdan FETÖ suçlamasıyla üç kişi daha ihraç edilmişti. Bu kez ihraç edilenler Büro Emekçileri Sendikası’nın (BES) üyeleri olmuş. Çiçek, “Biz FETÖ’cü değildik, bunu Ankara’dan gelen müfettiş de biliyordu. Hükümet, FETÖ’cülerin ihraç edilmesine kimsenin ses çıkarmadığını görünce, bu kez kendisine muhalif olarak gördüğü sendikalara yöneldi. Birçok kamu emekçisi arkadaşımız, benim gibi sırf sendikalı oldukları için ihraç edildi” diyor.
‘HAKLARIMIZI GERİ ALACAĞIZ’
“İhraç listesinde adını gördüğünde ne hissettin?” sorusunu ise şöyle yanıtlıyor Ramazan Çiçek: “İlk Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamudan çok sayıda insan ihraç edildi. Devamının geleceğini biliyorduk, bekliyorduk. Ayrıca Kürtlerin ihraç edilmesini talep eden bir kampanya başlatılmıştı sosyal medyada. Devletin en tepesindekiler de bu kampanyayı desteklediler. Yine de memurluktan ihraç edilenlerin başka kurumda çalışamayacağı yönündeki kararlar endişelendirdi beni. Onca yıl yoksullukla mücadele ederek okumuşsun, sonra birden bütün bunların heba olduğunu görüyorsun. İnsanın morali bozuluyor tabi. Ama daha sonra sendikadan arkadaşlarla, avukatlarla konuştuk ve bir gecede elimizden alınan haklarımızı bir gün geri alacağımıza olan inancımız pekişti. Hukuki süreç devam ediyor.”
SERTİFİKALI AŞÇI
Ramazan Çiçek eli yemek yapmaya yatkın ve mutfakta olmayı seven bir insan. Selçuk Üniversitesi’nde okurken bir yandan belediyenin açtığı yemek kursuna devam etmiş, sertifikalı bir aşçı yani. Öğrenciyken aynı evi paylaştığı arkadaşları, “Annemiz” diye tanıtıyormuş onu. Çünkü az malzemeyle lezzetli yemekler hazırlamak onun işiymiş. Diyarbakır’da bekar yaşadığı üç yıl boyunca da ev arkadaşlarına yemekler hazırlamış. “Çünkü” diyor “Diyarbakır’daki lokantalarda yemek kültürü çok az.”
Sertifikalı bir aşçı Ramazan Çiçek, ama belki de memurluktan ihraç edilmiş olmanın şaşkınlığıyla, ilk zamanlar hiç aklına gelmemiş yiyecek satan bir yer açmak. Bir gün, onun mutfak becerisini bilen bir arkadaşıyla tantuni yerken bu fikir çıkıyor ortaya. Arkadaşı, “Tantuni yapabilir misin?” diye sorunca, iddialı bir şekilde, “Bu yediğimizden daha iyisini yaparım” diyor. Adana’da büyümüş Çiçek, Mersin mutfağına ait tantuniye hiç yabancı değil zaten. Yapımı epey zahmetli ve marifet isteyen birçok yemek yapan Çiçek için tantuni yapmak çok kolay oluyor.
DAYANIŞMAYI BÜYÜTMEK
Sonra tantuni konusunda usta olan arkadaşını arayarak iyi tantuni hazırlamanın inceliklerini öğrenmiş. İlk tantuniyi evde, arkadaşları için hazırlamış. Tam not alınca, kolları sıvayıp, “Mersin Tantuni”yi açmış.
“Aslında birkaç tantunici var Diyarbakır’da” diyor Ramazan Çiçek, “Ama buna rağmen tantuninin ne olduğunu bilmeyenler de var. Bazı arkadaşlar dayanışmak için ilk kez tantuni yedi burada. Ama bilenler de var tabi ve onların ‘Mersin’de yediğim tantuniden daha güzel’ demesi sevindiriyor beni.”
Çiçek’in aklında, içinde ev yemeklerinin de olduğu daha büyük bir yer var. Ama daha büyük bir yer ile zengin olmak değil derdi. “Özellikle ihraç edilen kadın arkadaşlarımızı da istihdam edebilecek iş yerleri açmalıyız. Dayanışmayı bu şekilde büyütebilir ve kalıcılaştırabiliriz.”
İYİ TANTUNİ VE İYİ İNSANLARLA TANIŞIN
İyi tantuni için ipuçları da veriyor Çiçek, ama ben burada paylaşmayayım. Şunu yazabilirim, işini severek yapan insanların heyecanını içinde taşıyor Çiçek ve emin olun, böyle insanların elinden çıkan her şey güzel oluyor.
İstasyon Caddesi’nde, Ayhan Durağı’ındaki “Mersin Tantuni”ye gidin derim. Sizi orada hem güzel bir yemek hem de güzel insanlar bekliyor olacak. O civarda adres soracak olursanız, “İhraç edilmiş öğretmenin yeri” diye sormayı unutmayın. Çünkü civardaki esnaf, Ramazan Çiçek’in öğretmenlikten ihraç edildiğini sanıyor.