TÜMTİS: Yoksulluğa, sömürüye ve güvencesizliğe karşı 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız

Tüm Taşıma İşçileri Sendikası, 1 Mayıs'ta en geniş katılımla, sendikalar ve emek örgütleriyle birlikte alanlarda olacağını duyurdu.

Abone ol

DUVAR - Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS), 1 Mayıs'ta Türkiye genelinde alanlarda olacağını duyurdu. TÜMTİS, Türk-İş’in aldığı karar doğrultusunda Bursa’da yapılacak 1 Mayıs kutlamalarına İstanbul, Bursa ve Gebze şubeleriyle katılacaklarını, şube ve temsilciliklerin bulunduğu diğer illerde de en geniş katılımla, sendikalar ve emek örgütleriyle birlikte alanlarda olacaklarını açıkladı.  

1 Mayıs için çağrıda bulunan TÜMTİS'in açıklaması şöyle:

"1 Mayıs, işçi sınıfının, kötü hayat şartlarına ve ağır çalışma koşullarına karşı birlikte ve dayanışma içinde verdikleri mücadelelerden doğdu ve bugünlere geldi. İşçi sınıfı bugün sahip olduğu ekonomik, sosyal ve siyasal hakları, mücadele ederek elde etti.

1 Mayıs, emeğin sorunlarının dile getirildiği, işçilerin, sömürü düzenine karşı taleplerini ortaklaştırdıkları bir gün olarak simgeleşti.

2024 yılında sorunlarımızın ağırlaştığı koşullarda 1 Mayıs’ı karşılıyoruz.

Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum tüm olumsuz etkileriyle birlikte devam etmektedir. İşçi ve emekçilerin alım güçleri daha da düşmüş yoksullaşma dayanılmaz bir hal almıştır. Toplu sözleşmelerle sağlanan ücret artışlarına rağmen yüksek enflasyon nedeniyle reel ücretlerdeki düşüş, işçileri ve emekçileri geçinemez bir hale getirmiştir.

Ülkede asgari ücret normal ücret durumuna gelmiş, asgari ücret de açlık sınırının altında kalmıştır. Buna rağmen iktidar yılda bir kez asgari ücrete zam yapacağını Temmuz ayında ara zam yapmayacağını açıklamaktadır.

Ülkede vergi sistemi adaletsizdir. İhale şampiyonu şirketlerin milyonlarca liralık vergi borçları birbiri ardına affedilip silinirken, ücretlerde yüksek orandaki vergiler alınmaktadır. İşçi, yılın başında aldığı ücreti yılın ortasından itibaren alamamakta, ücretin 3/1’i vergiye gitmektedir. Dolaylı vergiler üzerinden patrondan da işçiden de aynı verginin alınması bu adaletsizliği katmerleştirmektedir.

Aşırı kar hırsı, denetimsizlik ve alınmayan tedbirler nedeniyle iş cinayetleri sürmekte, her gün 5 işçi yaşamını yitirmektedir. Göz göre göre yaşanan kayıpların ve faciaların ardından hiçbir sorumlunun cezalandırılmaması da cabasıdır. Türkiye, ölümlü iş kazalarında Avrupa’da birinci sıradadır.

Örgütlenme önündeki engeller nedeniyle işçiler, sendikasız, güvencesiz ve uzun çalışma saatleri altında çalışmakta, bu durum kayıt dışı ve kaçak işçi çalıştırılmasını kolaylaştırmaktadır.

Üretim teknolojilerindeki gelişmeler, ortaya konulan ekonomik büyüme rakamlarına karşın emeğin milli gelirden aldığı pay düşüktür. TÜİK verilerine göre ülke ekonomisi 2023 yılında 4.5 oranında büyümüş, yani milli gelirler artmıştır. Ancak bu büyümeden sermayenin aldığı pay yüzde 50’yi geçerken emekçilerin payı yüzde 30’un altına düşmüştür.

'KRİZİ, AÇLIĞI VE YOKSULLUĞU BİZ YARATMADIK, BEDELİNİ DE ÖDEMEYECEĞİZ'

Sorunlarımız saymakla bitmemektedir. Ancak meydanlarda birlik olmadan, omuz omuza mücadele etmeden de aşamayacağımızın bilincindeyiz. Onun için bu 1 Mayıs’ta alanlarda olacak mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Ve hep birlikte haykıracağız;

Tüm işçiler ve aileleri için insanca yaşayabilecek ücret istiyoruz.

Krizi, açlığı ve yoksulluğu biz yaratmadık, bedelini de ödemeyeceğiz.

Vergide adalet sağlansın, az kazanandan az, çok kazanandan çok alınsın.

Emekli ücretleri alt tabanı en az asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır.

Asgari ücret yoksulluk sınırının üstünde belirlenmelidir.

Taşeronluk, kuralsız, kayıt dışı ve güvencesiz çalışma yasaklanmalı; tüm işçiler için güvenceli bir çalışma düzeni sağlanmalı, iş cinayetleri durdurulmalıdır.

Sendikal hak ve özgürlükler önündeki engeller kaldırılmalıdır.

Deprem ülkemizin gerçeğidir. Tedbirler acilen alınmalı, emekçiler için güvenli konutlar inşa edilmelidir. Barınma, sorun olmaktan çıkarılmalıdır.

Eğitim ve sağlığa erişim tamamen ücretsiz olmalıdır. Çocuklarımız için dengeli ve yeterli beslenme koşulları oluşturulmalıdır.

Çocuk istismarı, kadın cinayetleri acilen önlenmelidir.

Savaşlara dur, Filistin’deki işgale son diyoruz. Halkların birbirine kırdırılmasına ve yerinden yurdundan edilmesine hayır diyoruz.

Türkiye ucuz emeğin ülkesi olmaktan çıkarılmalı, mültecilik sorunu insani temelde ele alınmalı, sendikalaşmaları ve çalışma hakları bakımından yasal güvence oluşturulmalıdır."